Deus Ex Machina şudur: Her insanın bünyesinde hızır gizilgücü taşıdığını hatırlamak.
Kahkaha Benden Yana
Kahkaha Benden Yana
Deus ex machina
Deus ex machina terimi, İlyada'daki heybetli tanrı şahsiyetinin yanı sıra, Troia önündeki kahramanların kaderine sürekli olarak etki eden tanrıların göğündeki karmaşık eylem örgüsünü ifade eder. Modern bir terimdir, ancak klasik Antik Çağ'dan bir tasaruna, yani klasik tragedyada kullanılan sahne makinelerine kadar uzanır. Bu sahne makineleriyle oyuncular/tanrılar, Homeros'un tasvirlerini örnek alarak sahnedeki eyleme yukarıdan müdahale edebilirler, gökyüzünde belirebilirler ya da kahramanları oradan uzaklaştırabilirlerdi. *Deus ex Machina teriminin anlamı "Makineden gelen tanrı"dır. Antik Yunan tiyatrosunda, içinden çıkılamayan bir durum söz konusu olduğunda, genellikle olayın sonlarına doğru beklenmedik bir anda ortaya çıkarak ana karakteri kurtaran bir tanrı figürünü temsil eder. İsmini ise tiyatro sahnesinde, tanrı figürünü canlandıran aktörleri gökten iniyormuş gibi göstermek için kullanılan makaralı vinç şeklindeki makineden alır.
Sayfa 109 - Runik KitapKitabı okudu
Reklam
Teoman'ın "ben zargana, deus ex machina" albümünü
Hakan Günday
Hakan Günday
okuduktan sonra bestelediğini düşünmeye başladım. Hakan Günday'ın okuduğum üçüncü kitabı olan
Zargana
Zargana
'dan sonra bu fikrim iyice kesinleşmeye başladı. Eh be Teoman. :) Şarkılarının sözleri Hakan Günday'ın kaleminden fırlamışçasına zaten.
Deus ex machina
Deus ex machina: Yazarın üretebileceği bir çözüm kalmadığı zaman, hikâyenin düğümünü aniden çözen ve böylece mutlu sonu garanti eden şey. Mesela her şeyin bir rüya olduğunun ortaya çıkması ya da Tanrıların müdahale edip bir anda her şeyi tersine çevirmesi.
Sayfa 283Kitabı okudu
Kim bu sana seslenen? Yazar yazar değil, anlatıcı değil ya da ‘deus ex machina’ da değil.
Sayfa 11 - Karakarga
Başka versiyonlarda ben bir doktor ya da bir hayaletim. Mükemmel araçlar: doktorlar, hayaletler ve kargalar. Biz başka karakterlerin yapamadığı şeyleri yapabiliriz; örneğin kederi yiyebilir, sırları su yüzüne çıkarabilir ve dil ya da Tanrı ile teatral muharebelere girebiliriz. Ben dost, bahane, deus ex machina, şaka, semptom, uydurma, hortlak, koltuk değneği, oyuncak, yanılsama, ağız tıkacı, analist ve bebek bakıcısıydım.
Reklam
İnsan düşünür, Tanrı güler!.. Kim bilir kaç gündür bana da kasıklarını tutarak nasıl gülüyordur?.. O aslında insanın düşünce sürecinde gerçeklerin elinden kaçıp gitmesine, onları asla bir araya getiremeyeceğini bilmesine rağmen peşinden koşmasına güler. Çünkü insan düşüncesi varlığın gizlerine karşı ne denli yoğunlaşırsa, gerçekler aynı hızla ondan uzaklaşır. Deus ex Machina, insanın tragedyasında zaman zaman arızalanır işte. Yukarıdan sahheye inip, hayatı izleyenleri aydınlatmaz. Yaradılışın ana fikri hep gölgede kalmak zorundadır!..
Sayfa 285 - Doğan KitapKitabı okudu
Deus ex machina -Hey!! Tam aletime göre bir isim. -Bu buluşum sayesinde köşeyi döneceğim. Şimdiden Sofokles bir tane ısmarladı. Euripides iki tane istiyor..
Üniversitede doğru dürüst bir şey öğrenemediğini biliyor, bu eksiği tamamlamak için söylenmekten öte pek de fazla şey yapmıyordu. "Eksik"lerin ne olduğunu tam bilmiyordu aslında. Eksiklerin uzağındaydı. Tam ve "bütün"lere varmasına zaman vardı. Eksikliği, boşluğu yalnız başına, durduğu yerde, hiçbir olaya bulaşmadan tamamlayamayacağını biliyor, koltuğu altında Hegel, Husserl, Marx, Heidegger gezdirerek, dolması gereken boşluğun her an aklından çıkmamasını sağlıyordu. Bir bakıma; daha doğrusu sağladığını sanıyor, eksiğini bilenlerin üstünlük duygusuyla bakıyordu çevresine. Bu kitapları okumayanlara, okumayı düşünmeyenlere, onların umutsuz boşluklarına bakarak sevindiriyordu kendini, umutlandırıyordu biraz da. Bir gün, ansızın gökten, "Deus ex machina" gibi bilgilerin ve doğruların inivereceğini, içindeki çölü yeşertivereceğini bekleyecek kadar akılsızdı. Akılsızlığın, anlamsızlığın, yararsızlığın, boşa giden, aslında boş olan zamanların, kandırmacaların bilincinde olmanın verdiği saçma öfkeyle doluydu. Her şeye ve herkese kızıyordu. Bu çölü çöl bırakan, yetersiz benliğini olduğundan daha yeterli sanmasını sağlayan boş kafalara, çirkinlere kızıyordu.
"Ya Abune" yi hatırlattı bana.
Metroda okumaya başladım. Hızla okunabilecek bir şey de­ğildi. Gerçekten tuhaf bir oyundu. Kahraman Admetus, Fates tarafından idama mahkum ediliyordu. Ama Apollo araya girerek pazarlık yapıyordu. Admetus kendisi yerine başka birini ölme­ye ikna edebilirse ölümden kurtulabilecekti. Annesi ve babasına soruyordu; teklifi kabul etmiyorlardı. Bu noktada Admetus ile ilgili ne düşünmek gerekiyor, belli değil. Hiçbir şekilde kahra­manca davranmıyor ve eski Yunanlar onun bir salak olduğunu düşünmüş olmalılar. Alkestis ise daha güçlü. Öne çıkıyor ve ko­casının yerine ölmeyi teklif ediyor. Belk i de Admetus'un bu tek­lifini kabul edeceğini düşünmüyor. Ama Admetus kabul ediyor ve Alkestis ölerek Hades'e gidiyor. Ama orada bitmiyor. Bir tür bir mutlu son var. Bir tür deus ex machina. Herkül Alkestis'i Hades'ten kaçırıp yaşayanların dün­ yasına geri getiriyor. Tekrar canlanıyor Alkestis. Admetus karısı­na kavuştuğu için gözyaşlarına boğuluyor. Alkestis'in duyguları­nı anlamak daha zor, o sessiz kalıyor. Konuşmuyor.
Sayfa 160 - PdfKitabı okudu
Reklam
Alkestis
Kahraman Admetus, Fates tarafından idama mahkum ediliyordu. Ama Apollo araya girerek pazarlık yapıyordu. Admetus kendisi yerine başka birini ölmeye ikna edebilirse ölümden kurtulabilecekti. Annesi ve babasına soruyordu; teklifi kabul etmiyorlardı. Bu noktada Admetus ile ilgili ne düşünmek gerekiyor, belli değil. Hiçbir şekilde kahramanca davranmıyor ve eski Yunanlar onun bir salak olduğunu düşünmüş olmalılar. Alkestis ise daha güçlü. Öne çıkıyor ve kocasının yerine ölmeyi teklif ediyor. Belki de Admetus'un bu teklifini kabul edeceğini düşünmüyor. Ama Admetus kabul ediyor ve Alkestis ölerek Hades'e gidiyor. Ama orada bitmiyor. Bir tür bir mutlu son var. Bir tür deus ex machina. Herkül Alkestis'i Hades'ten kaçırıp yaşayanların dünyasına geri getiriyor. Tekrar canlanıyor Alkestis. Admetus karısına kavuştuğu için gözyaşlarına boğuluyor. Alkestis'in duygularını anlamak daha zor, o sessiz kalıyor. Konuşmuyor. Bunları okurken şimşek çarpmışçasına doğruldum. İnanamıyordum. Oyunun son sayfasını bir kez daha yavaşça, dikkatle okudum: Alkestis ölümden geri dönüyor ve yine canlı. Ve sessiz kalıyor; yaşadıklarını anlatamıyor veya anlatmak istemiyor. Admetus çaresizlik içinde Herkül'e danışıyor: "Ama karım neden öylece duruyor ve konuşmuyor?" Cevap gelmiyor. Trajedi, Admetus'ın Alkestis'i sessizce eve götürmesiyle bitiyor. Neden? Neden konuşmuyor?
Sayfa 149 - Domingo YayıneviKitabı okudu
Bir gün ansızın gökten Deus ex machina gibi bilgilerin ve doğruların inivericeğini, içindeki çölü yeşertivericeğini bekleyecek kadar akılsızdı. Akılsızlığın,anlamsızlığın, yararsızlığın boşa giden,aslında boş olan zamanların kandırmacaların bilincinde olmanın verdiği saçma öfkeyle doluydu.
Sayfa 73 - iletişimKitabı okudu
Yüzüne ay kırıkları çarpıp uyansın sevdiğim..
Listen to Evet, İsyan - İsmet Özel (Efkan Şeşen - Polyushka Polye) by Deus ex Machina on #SoundCloud on.soundcloud.com/t6Bpo
İsmet Özel
İsmet Özel
161 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.