Kendi uygarlığını yadsımış bir eğemenlik bürokrasisi, ya da aydınlar kesimi, bu kaotik veya anarşik olaylar serisinin doğumundan asıl sorumlu olandır. Gerçek bir uygarlık muhasebesi yapmamış, "doğru, iyi ve güzel" idealarının köklü, yeni ve diri bir yorum ve ahlâkına, sentez ve uygulamasına ermemiş, taklitten taklide, modadan modaya, dış rüzgârların esintilerine uymuş aydınlar kadrosunun, bir toplum ve devleti, devam ettirme sorumluluğunu yalnız başlarına omuzlamalarından doğmaktadır bunalımımız. Ya da başka bir kadro olmamasından, bunların omuzlarında kalmasından bu yüce görev ve sorumluluğun.
Fatiha Sûresi 2. Ayet
Hamd(in övme ve övülmenin her türlüsü), alemlerin (tek) Rabbi Allah’adır.
* Rablık bir insan, bir toplum veya bir şey üzerinde otorite iddiasında bulunmaktır. Rab aynı zamanda besleyen, büyüten ve varlığı devam ettirme gücüne sahip olandır. Kurumsal olarak kaynaklı her türlü otoritenin asıl kaynağı, sahibi ve hayata hüküm geçerli olandır, ki O da ancak Allah’tır. O’nun emrini beğenmemek ve dışlamak Allah’ı Rab olarak tanımamaktır.
Bütün dünya milletleri içinde Türk'ten daha hareketli ve varlığını devam ettirme becerisi gösteren bir millet olamaz. Asya'nın en doğusunda sönen bir ışığını, Avrupa'nın ortasında tekrar yakabilecek, yüz yıllık devrelerle dünyanın değişik yerlerinde yeniden parlayabilecek başka bir yıldız yoktur.
Ben bir Aristoteles aşığı olmakla birlikte yıllar geçtikçe insanın ne onun söylediği kadar akıllı, özü akıl olan bir varlık olduğunu, ne de toplumun da yine onun söylediği gibi pratik akla, basirete dayanılarak meydana gelmiş olan, gelmesi mümkün olan doğal bir şey olduğunu görüyorum. Felsefenin veya bilimin insanlık tarihinin ta başlangıcından bu yana var olmamasına veya kendisini göstermemesine karşılık hemen her toplumda dinin ortaya çıkması ve tarihte karşılaştığımız hemen hemen hiçbir toplumun pratik akla veya basirete değil, hemen hemen her zaman belli bir dine dayanılarak kurulmuş olması bana bunları gösteriyor. Daha önce zikrettiğim bir özlü söz " bu dünyada son tahlilde evrimle ilişkisi olmayan hiçbir olayın ortaya çıkmasının mümkün olmadığını"nı ileri sürmektedir. Şimdi evrim, hayatta kalma arzusu ve mücadelesi demektir ve bence bu önemli söz de görüldüğü gibi insanın aklına, akıllı olma özelliğine değil, yaşamak, varlığını devam ettirme konusundaki arzu ve ihtiyaçlarına, duygu ve içgüdülerine göndermede bulunmaktadır.
Sayfa 306 - Serbest KitaplarKitabı okudu
Toplum, devlet, Aristoteles gibi İbni Haldun için de doğaldır çünkü insanın doğal olan temel bir ihtiyacına cevap verir: yaşamak, varlığını devam ettirmek ihtiyacına. Hayvanlar bunu sahip oldukları bazı özellikleriyle(hızıyla, güçleri, cüsseleri, havada uçma kabiliyetleri vb. ile) sağlarlar. Ama insanlar bu konuda hayvanlardan daha az şanslıdır.
Sayfa 299 - Serbest KitaplarKitabı okudu
Ödüller, tıpkı bir fincan kahvenin size bir kaç saatlik çalışma enerjisi verişi gibi kısa süreli ilgi artışı sağlayabilir. Ama etkisi kısa sürede geçer ve daha da kötüsü kişinin projeyi devam ettirme konusundaki uzun erimli motivasyonunu da azaltabilir.
Sayfa 19Kitabı okudu
