Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Romantik çağın yaklaşık 1800'den 1880'e kadar sürdüğü söylenir: Yerleşik değerleri reddeden ve bireyciliği, hayal gücünü, duyguların dışavurumunu ve doğadan keyif almayı teşvik eden bir sanat ve düşünce hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Romantik sanatçılar sanat üslupları icat etti, yeniden diriltti ya da sentezledi. Romantizm bir dizi sanatçı, şair, yazar ve besteci tarafından farklı şekilde yorumlandı; kimi Fransız Devrimi'nden, kimi Napoleon Savaşları'ndan, kimi de Amerikan Devrimi'nden etkilendi. Romantik resimler, dönemin devrimci ruhunu yansıtarak, hünerli fırça darbeleri ve zengin renklerle güçlendi. Pek çok romantik, barok sanatından, özellikle de 1819 sonrasında Velàzquez'den etkilendi. Çoğunluğu doğaya ilgi duyuyor, sanat aracılığıyla en derin duygularını ifade etmeye odaklanıyordu. Romantik sanat öznel, tutkulu ve dışavurumcuydu. Yeni sanat galeri ve müzeler sayesinde insanlar giderek daha fazla esere erişebilir oldukça ve sanayileşme, geliri eser satın almaya yeten, yeni ve zengin orta sınıflar yarattıkça, resim ve heykeller el ve ülke değiştirerek serbestçe dolanmaya başladı.
Sayfa 94
romantik devrimci tüm sorunların çözüldüğü bir dünya hayal ederken aslında pek de farkına varmadan tanrının elindeki sınav aygıtlarını yok etmeye yeltenmektedir oysa isterseniz en ideal sistemi kurun devlet hukuk din para toplum eğitim sağlık budünyada hemen her alanda sorun çıkmaya devam edecektir çünkü burası cennet değildir imtihan dünyasıdır ... fakat tabi bu yaklaşım sorunları görmezden geleceğimiz anlamına asla gelmiyor dünyadaki bütün haksızlıklarla yolsuzluklarla zulümlerle mücadele etmek onurlu bir insanın temel görevidir fakat delirmemek çözülmemek dağılmamak yıkılmamak için budünyanın bir imtihan yurdu olduğunu unutmamamız gerekiyor
Reklam
Masalardaki Fransızca gazeteler, burada savunması kolay ve zevkli olan yeni fikirler, irili ufaklı Parizyen oteller de artık yeni bir dünyanın geldiğini, bir iki kuşak içinde köhne düzenin yıkılacağını söylemektedir. Ama... Pera'dan karşı tepelere bakarken, her şeyin alt üst olacağına ve eskinin muhakkak gideceğine dair sarsılmaz inancınızı şöyle ya da böyle bulandıran bir yapı görürsünüz. Devrimci utkunuz tekler. Bir an gidişattan kuşkuya kapılan realist yanınız, romantik yanınızı azarlayarak susturur.
Antik Yunan mimari üslubu, Amerikan devriminin ardından akıl çağının öncülerini kaçınılmaz bir biçimde kendine çekecekti. Yunan üslubu devrimden sonra Fransa’da da üstün geldi. Barok ve rokoko daha yeni süpürülmüş krallık ve soyluluk geçmişiyle Özdeş tutuldu. Oysa devrimin insanları, kendilerini yeni doğmuş Atina’nın özgür yurttaşları sayıyorlardı. Napolyon, devrimci düşüncede başı çeker görünerek bütün iktidarı ele geçirince, “yeni klasik” mimari üslup, imparatorluk üslubu oldu. Yalnız İngiltere’de değil, Avrupa kıtasında da, karışıksın yunan üslubunun yeniden dirilişinin yanında, gotik bir diriliş de vardı. Bu diriliş, dünyanın gelişmesinde Aklın egemenliğinden kuşkulanan ve inanç çağına geri dönüşü özleyen romantik kafaları çekiyordu.
Sayfa 378Kitabı okudu
Tanık
Amerika'da, sadece savaşta özgürdüm, dinlenme özgürlüğüm olmadı hiç ve dinlenmenin yolunu bulamayan savaştan sağ çıkamaz... Ve genç, beyaz bir devrimci genelde kara olanından çok daha romantik kalır.
Sayfa 70 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Nazım, Türk şiirine iki yenilik birden getirdi. Biçimde serbest nazmı, özde ise devrimciliği Türk şiirine getiren O'dur. O vakte kadar şairler aruz ve hece vezinlerini kullanırlardı. Aruz sönmeye, hece vezni yayılmaya başlamıştı. Fakat Türk şiirine serbest nazim girmemişti. Özdeki değişiklik ise, çok daha önemliydi. Edebiyatımızda o güne kadar Nazım gibi bir şaire rastlanmış değildi. Namık Kemaller ve Tevfik Fikretler şiirde daha çok halkın isyanını dile getirmişlerdi. Ama bunlar «devrimci» sayılamazlardı. Şiirde gerçek devrimcilik, Nâzım'ın eseridir. O, sanat için sanat yapmıyor, sanatını devrimci amacı için kullanıyordu. İdeolojisini halka yaymak ve bunda şiirden yararlanmak onun en büyük hedefiydi. Nazım'ın devrimci şiirleri yanında lirik ve romantik olanları da yok değildi. O, şiirin her biçimini denemekten zevk alıyordu. Onun için Nâzım, halk ağzını da denemişti, tekke ağzını da. Son zamanlarda sürrealist şiirler bile yazdığı olmuştu. Biçim, Nâzım için daima ikinci derecede bir mesele olarak kalmıştır. O, asıl özde devrimci olmaya önem veriyordu.
Sayfa 167Kitabı okudu
Reklam
Alexandre Dumas'n Paris'le derdi daha farkı: "Ey Koca şehir! Aradığımı senin inen kalkan göğsünde buldum, sabırlı bir madenci gibi kötülüğü çıkarmak için iç organlarını sarstım. Eserimi tamamladım görevimi bitirdim. Artik bana ne neşe ne de keder verebilirsin. Elveda Paris , elvedal Bütün dünyayı dolaşmış ve elliden fazla eser veren Rus asıllı devrimci savaş muhabiri, Ilya "Çok kolay áşık olunan, bu yüzden intiharı düşünecek kadar acı çekilen yer," olarak görür. Uslanmaz romantik Charles Baudelaire. "Ben kara lalemi, mavi yıldızçiçeğimi bulunmuş Eşsiz çiçek, yeniden bulunmuş lale, yerine yıldız çiçeği, o öylesine durgun ve dalgın ülkede yaşamalı, orada çiçek açmalı, değil mi? Kendi benzerliğinin içinde çerçevelenmez misin? Gizemcilerin deyimiyle, kendi uyumunda yansıyamaz mısın?" Paris Sıkıntısı'ında: "Ah! Hep böyle acı mı çekmeli, yoksa hep kaçmalı mı güzelden?
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Bu durumda ne söylenir ya da ne yapılır hâlâ hiç fikrim yok aslında. Ama emin olduğum şey, kimseyi yargılamaya hakkım olmadığı. O buraya hayat üzerine öğüt dinlemeye ya da geri zekâlıca bir şey yaptığını duymaya gelmemişti. Üstelik, intiharın hiç de salakça bir yanı yoktur. Eğer bir insanın neden intihar ettiğini anlayamıyorsanız hem yozlaşmış saçma değer yargılarına sahipsinizdir hem de ne yaşamış olursanız olun, hayat size emin olun henüz o kadar sert vurmamıştır. Herkesin bir kırılma noktası vardır. Çoğu kişi hayat ile yaşam arasındaki farkı bilmez. Çünkü bu farkı onlara öğretecek tecrübeler yaşamak zorunda kalmamışlardır. Eğer aradaki farkı bilmiyorsanız anlatayım. Hayatın adil olmak, güzel olmak ya da anlamlı olmak gibi bir amacı yoktur. Hayatın tek amacı; sizi öldürmektir. Hepsi bu. Ve bazı kişiler için bu sonuca en hızlı şekilde ulaşacak çareler tasarlar. Yaşam, hayata karşı gerçekleştirilen romantik ve devrimci bir başkaldırıdır. Sonunda kaybedeceğini biliyor olsan da bu kavgaya devam edip geride bırakabileceğin bir bayrağın umududur.
Sayfa 51 - elpis yayınlarıKitabı okudu
1660'tan Rousseau'ya kadar olan döneme Fransa, İngiltere ve Almanya'daki din savaşlarının ve iç savaşların hatıraları egemendi. İnsanlar kaos tehlikesinin, bütün güçlü tutkuların anarşist eğilimlerinin, güvenliğin öneminin ve güvenliği sağlamak için gerekli fedakarlıkların farkındaydı. Basiret üstün erdem sayılmaktaydı; yıkıcı
Sayfa 328Kitabı okudu
Reklam
Aktörlük Sanatı, Sanat Kuramları, Görme Biçimleri
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
_Bir yere ait olma isteği aslında özgürlükten kaçıştır. İnsanlar aniden özgürleştiğinde derhal yeniden kendilerini esir edecek liderler seçerler. İnsanoğlu özgürce kararlar vermek istemez. Sürüye tabi olmayı, bir yerlere sığınmayı tercih eder. Özgürlüğün sorumluluğunu cesaret ister. Diğerlerine benzemez ise çevresine uyum sağlayamayacak ve
Espriler - Otobiyografi
_Nükte’yi anlamak oldukça güç. _Nükte, benzemezin içindeki gizli benzerleri açığa çıkarma yeteneğidir. _Nükte, zeka ürünü olarak haz üretmeye yarayan bir etkinliktir. Esprilerin malzemesi, yasaklanmış arzulardır. _Bazı Nükte formülleri: Şaşırtma, aydınlatma, karşıtlıklar, anlamsızlıktaki anlam. _Kraeplin: Karşıt iki kavramın birleşimi ve
_Kitle, ilkel insan topluluğunun yeniden dirilişidir. Kitle psikoloji ilkel insan psikolojisidir. Bilinçsiz davranışlar, düşüncesizce menfaatlerinin peşine takılmak ilkel insan özellikleridir. Kitle yasası: Gerizekalılar, üstün zekalıları kendi seviyelerine çekerler. _Kitle, arsız bir çocuk gibidir. Özgüvenden, özsaygıdan ve sorumluk duygusundan
Yalnız devrimci romantizm yetmiyor birtakım şeyleri anlatmaya. “Che’nin yaşasaydı, Castro gibi biri olacağını ve Castro’ nun basiretsiz, sıradan, kanlı bir Üçüncü Dünya diktatöründen başka bir şey olmadığını hiç kimse söylemiyor. Che’nin ‘saf romantik devrimciliği’nin, Kongo’daki başarısız isyan hareketinde ya da Bolivya’daki sekiz aylık gerillacılık oyununda kaç yiğit delikanlıyı boşu boşuna kırdırdığını saymıyor hiç kimse. Koca bir kuşağın Türkiye’den Paris’e, Latin Amerika’dan Prag’a milyonlarca gencin göğüslerinde onun resmiyle yürüdüğü o ‘romantik macera’nın acı bilançosunu hesaplamıyor.”
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.