296 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
9 günde okudu
Ahmet Ümit'in 1998 yılında yayımlanan, polisiye/cinayet türündeki romanlarından biri. Ancak buradaki tek konu bu değil bu kez. Moskova'da başlayan ve devam eden bir cinayet serüvenini, soruşturmasını kapsıyor roman. Fakat cinayet bir kenara dursun, Türk devrimciler ve komünizm kitabın ana konularından. Moskova'ya eğitime giden TKP
Kar Kokusu
Kar KokusuAhmet Ümit · Yapı Kredi Yayınları · 20197,4bin okunma
Aslında 12 Eylül'de tüm devrimciler sahipsiz kaldı. Mezanmıza bile doğru dürüst sahip çıkamadık. Serdar So­yergin'in mezarına 25 yıl sonra sahip çıkabildik.
Reklam
Yusuf avukatlarıyla vedalaşıp, güler bir yüzle idam sehpa­sına yürüdü
Masaya ve tabureye çıktı. İlmiği boynuna geçirmişti ki gür bir sesle bağırarak şöyle söyledi: “BEN HALKIMIN BAĞIMSIZLIĞI VE MUTLULUĞU İÇİN ŞEREFİMLE BİR DEFA ÖLÜYORUM. SÎZLER, BİZİ ASANLAR, ŞEREFSİZLİĞİNİZLE HER GÜN ÖLECEKSİNİZ. BİZ HALKIMI­ ZIN HİZMETİNDEYİZ. SİZLER AMERİKA’NIN HİZMETİNDESİNİZ.. YAŞASIN DEVRİMCİLER, KAHROLSUN FAŞİZM..!”
Sayfa 66 - Everest YayınlarıKitabı okudu
Henüz namlularda tüten barut kokusu silinmemişken Fransız ile İngiliz’in elinde tuttuğu sömürgelerde anti kolonyal direnişçiler Kışı atlatan kardelenler gibi bir bir açıyor Ve Uzak asyada çekik gözlü Çifte Çelik verilmiş damascus kılıcı gibi dirençli devrimciler paris ve Londra sokaklarını sarsıyordu Büyük yıkım sonrası korkmadan
14 Haziran 1926 İzmir Suikasti komplosu sonrası Devrim Hükümetinde yoğun bir biçimde karşı devrimcileri yoketmek ve susturmak adına hareket başladı. Bunun için önceden kabul edilen Takrir-i Sükûn Kanunu (4 Mart 1925) çok ağır bir biçimde devreye sokularak karşı devrimci olarak kabul edilen İstanbul basını tümden susturuldu. Ardından İstanbul başta olmak üzere İzmir'den Trabzon'a dek olan hatta ki tüm esnafın kontrolünü elinde tutan Kara Kemal'in (v. 27 Temmuz 1926) peşine düşüldü. Ardından İtibar-ı Millî Bankası'nın kurucusu ve bu banka yoluyla krediler vererek karşı devrimci zengin sınıfını finanse eden eski maliye bakanı Cavid Bey (v. 26 Ağustos 1926) tutuklandı. Böylece Devrim hükümeti Karşı devrimci basından sonra karşı devrimci sermaye sınıfını ele geçirmiş oldu. Bu komployla büyük bir sermaye transferi yapıldı. Lakin karşı devrimciler raison d'etat (devlet çıkarı) olgusuyla 1931'den itibaren tekrar bürokrasiye ve meclise yerleştirildi. Sağcı tayfa Türkiye'nin, Osmanlı'nın devamıdır diyorlar... Peki o zaman devrim yasaları nedir? Bir devletin devamıysanız ıslahat ya da reform yaparsınız; devrim, eski sistemi yani devleti yıkıp yerine yeni bir sistemi ve devleti ikâme etmek demektir. Sağcı tayfa, halüsinatif travmaları sebebiyle hala Türkiye'yi Osmanlı'nın devamı olarak görmeye devam edip, karşı devrimcilik yapmaya devam ediyorlar.
Devrimciler, doğaları gereği, güçlü ve kararlı bir kişiliğe sahip olurlar. Neredeyse değişmez bir kural gibi, siyasi ortam ile karşılaştırıldığında, güçsüz bir pozisyonda işe başlarlar ve başarı kazanmak için etkileyicilikleri ile kırgınlıkları harekete geçirme ve gerilemekte olan muhaliflerin psikolojik zayıflıklarından yarar sağlama yeteneklerine bel bağlarlar.
Sayfa 130 - Kaknüs yayınları 1.basım çeviri nalan ışık çeperKitabı okuyor
Reklam
Hem zaten bütün devrimciler aptaldır, daha az rahatsızlık verdikleri için onlar kadar olmasa da, bütün reformcular da öyle.
Devrimciler ağlamaz demiyorum, devrimciler de ağlar, erkekler de ağlar. Mesela ağlamakta değil, ne için ağladığında.
"Halkımıza bildiririz! Senden yana olanları bir bir vurmaya başladılar. Yiğit halkım önce Vedat'ı öldürdüler. Alacakaranlıkta. Bağımsız Türkiye demişti Vedat. Sonra Mehmet'i vurdular, sonra Taylan'ı.Türk halkı ezilmekten kurtulsun demişti Taylan'la Mehmet,sonra bir gece bir başka Mehmet, sonra bir gece bir yiğit
Sayfa 212
Faşistler ve devrimciler gibi sözlerden ürküyoruz. Bence sorun korkutucu sözlerde değil. Bütün savaş, ezenler ve ezilenler arasında.
Sayfa 92
Reklam
Eğer kudretli Fransız monarşisi, soylularıve üstünlüğünün da­yandığı feodal hukuk -ve elbette Katolik Kilisesi'nin ken­disi- ussallık ve insancıllık temel alınarak sorgulanabiliyor ve reddedilebiliyorsa, o zaman, hiçbir şey sorgulanamaz değildi. Her tür hayale erişilebilirdi. Rousseau insan top­lumunun çaresiz bir biçimde kokuşmUş ve kokuşmakta olduğunu, bunu da ancak bütüncül bir değişimin düzel­tebileceğini öğretmişti. İşte, bu nedenle, devrimcilerin kahramanıydı: Devrimciler Rousseau'nun öngördükle­rinin doğruluğunu kanıtlamıştı. Bir daha asla, kurumlar, alışkanlıklar ve inançlar, sırf her zaman böyle oldukları ya da -diğer bir deyişle- Tanrı tarafından buyuruldukları için kabul edilemezdi. Devrim, çoğu şeyin değişmeden ya da tadil edilmeden süreceğinin zannedildiği, sorgusuz sualsiz bir rızaya dayalı masum bir dünyayı tepetaklak etti.
Sayfa 109 - PdfKitabı okudu
Türkçü milliyetçilik, aslında modern Avrupa tarihinde Hümanizm Aydınlanma felsefesinin bir ürünüdür. Osmanlı Devleti’ne sığınmış ve yüksek devlet basamaklarına çıkmış Lehli ve Macar asıl- dan milliyetçi ve liberal devrimciler (Celâleddin ve Ömer Paşalar), Osmanlılar’da Türklük bilincini uyandırmaya çalışmışlardır
Sayfa 301 - İş bankası Kültür Yayınları
Rabbimin Kur'ân'ı, seçilmiş Nebî'nin sünneti Kül olmuş, nerede devrimciler? Nerede Peygamber'in devrim dostları, kahramanlar Siyonist yerleşimciler haddini aştı, zulüm yaydı Utanç ve rezil yönetim ise buna rağmen sustu, kibirlendi. Düşmanın köpekleri köylerimizin her yerinde dolaşmakta İnsana benzeyenler dolarlarla satın
Sayfa 155Kitabı okudu
1904 KASIMI'NDA "PETERSBURG IABRİKALARI İŞÇİLERİ BİR IHRLİGİ"NE ÜYE 9.000 İŞÇİ BULUNUYORDU VE POLİSTEN PARA ALIYORLARDI. AMA... BİRLİK ŞEMSİYESİ ALTINA SIZAN BAZI DEVRİMCİLER VARDI, YANİ MARKSİST KANATTAN SOSYAL DEMOKRATLAR. BU KİŞİLER YAVAŞ YAVAŞ GAPON'U YANLARINA ÇEKMEKTEYDİLER...
VAR MI SİZİN DE BÖYLE CİNNETLERİNİZ? “Deliler ile benim aramdaki tek fark, onların bunu kabullenmemesidir. Oysa ben biliyorum deli olduğumu.” diyor, sürrealist ressam Salvador Dali. Dünyanın büyük çoğunluğu onun deli olduğuna, geri kalanıysa dahi olduğuna inanıyor. Hem deli olmak, dahi olmaya engel mi? Ya da tam tersi; dehalar da bir gün
Resim