Necə deyim, sanki qar dənəciklərini tutub saxlamaq xoşbəxtliyi əldə etmək kimi bir şeydir. Bir anlıq qar dənəciyinə sahib olursan, o yox olanda isə yerinə heç nə gəlmir.
Siyasi düşünme bir yer değiştirme, deyim yerindeyse her zaman anormal olan bir yolculuk talep eder.
Reklam
Doğu halklarının kendi kendini geliştirme kapasitesi göz önüne alındığında, Batılı bir uygarlaştırma misyonunun katalitik tetikleyiciliğine ihtiyaç yoktur. Daha da önemlisi, Smith ve Kant, kalkınmanın sadece Doğu toplumları tarafından üstlenileceği konusunda değil, aynı zamanda üstlenilmesi gerektiği konusunda da açıktı. Dolayısıyla, kültürel çoğulculuğu benimsemek bir yana, Avrupa merkezci bir kültürel tekçiliği benimsemişler ve ortaya çıkan küresel karşılıklı bağımlılık koşulları altında modern öncesi, barbar ve vahşi Avrupa dışı toplumların varlığını hem mantıksız hem de tahammül edilemez olarak görmüşlerdir (yine de Kant'ın Avrupa dışı toplumlara karşı tahammülsüzlüğü Smith'inkinden çok daha belirgindi). Bu durum, onları, Avrupalı olmayan toplumlar bağlamında "kalkınma gerekliliğini" öngörmeye ve böylece gayriresmî bir hiyerarşik dünya siyaseti anlayışı ve buna bağlı olarak da kademeli egemenliklerden oluşan bir deyim ya da basamaklı ölçek inşa etmeye yöneltmiştir. Yani Avrupalı devletler tam bir egemenlik anlayışına sahip olmalıyken, Avrupalı olmayan yönetimler, kültürel özerkliklerinden feragat etmeleri ve Avrupalı olmaları gerektiği için "nitelikli egemenlik" ile ödüllendirilmeliydi. Bu şekilde idealize edilmiş bir Avrupa dünya siyaseti anlayışı inşa ettiler. Çoğu postkolonyalist bunda emperyalist bir duruş görse de, ben hem Kant'ın hem de Smith'in pozisyonlarının paternalist bir bakış açısından ziyade anti paternalist bir bakış açısıyla uyumlu olduğunu iddia edeceğim.
Sayfa 61 - Nobel Akademik Yayıncılık, 2023.Kitabı okudu
Bir deyim var, bildiğinden eminim. Tanrı'yı ne güldürür, biliyor musun? "Plan yapan insanlar," dedi. Ryan
Delicesine
Ölüye ağlayamayan insanların huzursuzluğu için- deyim.Gülenlere kızıyorum. Halbuki ben yaşamayı severim, delicesine!
Sayfa 78 - Türkiye İş Bankası
ilk aşamada Anadolu'da Mustafa Kemal'in önderliğinde gerçekleşen Ulusal Kurtuluş Savaşı'na verilen "Kemalist Hareket" deyimi ve daha sonra kullanılan "Kemalizm" deyimi, hem emperyalist güçlere karşı Asyalı bir toplumun gerçekleştirdiği ulusal kurtuluş eyleminin adı oldu, hem de savaştan sonra Mustafa Kemal'in liderliğinde izlenen devrimci atılımların temel felsefesinin tanımı için kullanılan genel bir deyim genel bir kavrama dönüştü. Bununla birlikte, özellikle 30'lu yılların başından itibaren Atatürk ve kurucu felsefeyi savunan yol arkadaşlarının da gerçekleştirdikleri devrimi tanımlarken Kemalizm kavramını benimsediklerini görüyoruz.
Reklam
sen bırak tutunmayı, dünya bizi sarmalar. deyim yerinde, en içinde rengarenk acılar.
Favori guy Ömer'in sorusuna cevaptır aslında birinci paragraf ;)
Sumerliler kadınları bir tarlaya benzetmişler. Aynı deyim hem Tevrat, hem Kur'an'da var. Kur'an'da "kadınlarınız sizin için bir tarladır, tarlanıza nasıl dilerseniz öyle varın" yazılı (Bakara Suresi, ayet 223). Bunu müfessirler çeşitli şekilde tefsir etmişler. (Bkz. Turan Dursun, Din Bu 3, İstanbul, 1991, s.28, 28.) Bu tefsirlerde, bir kadınla nasıl cinsel ilişkiye girileceği müstehcen bir şekilde açıklanmaktadır. Sumerliler, dünyadaki bütün olayların ve Tanrıların isteklerinin gökte yıldızlarla yazılı olduğuna inanırlardı. Kur'an'da aynı inanış "Levh-i Mahfuz" olarak sürüyor.
Sayfa 24 - Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Mevlana diyor ki: "Aptalın karşısında kitap kadar sessiz ol". Batıda bir deyim vardır: "Budalayla tartışma, dışarıdan bakanlar farkı anlamayabilirler"
1,000 öğeden 10k ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.