noname

noname
@dhaerow
Mini bir biyografim yoktur, olamaz, olması teklif dahi edilemez...
Neden ölmedim? Hiçbir insanoğlunun olmadığı kadar sefil bir adamdım, niye ölmüyordum? ölüm tazecik çocukları, sevgi dolu anne babaların tek umudu olan o varlıkları çekip alıyor; kim bilir kaç yeni gelin ya da genç âşık bir gün önce sağlık ve ümitle doluyken ertesi gün solucanlara yem olmuş, mezarında çürümeye bırakılmıştır! Benim hamurumda ne vardı ki, dönen bir teker misali çektiğim eziyetleri durmaksızın tekrarlayan bunca sarsıntıya katlanabiliyordum?
Sayfa 202
Reklam
Ancak bir gezginin yaşamının, eğlencenin yanında daha çok acı içerdiğini anladı. Duyguları sürekli gergindir ve dinlenmeye başlamışken, kendini, keyfini sürdüğü şeyi, yeniden ilgisini çeken ve diğer yenilikler için feda ettiği, yeni bir şey için terk etmek zorunda bulur.
Sayfa 186
Yaralarımın intikamını alacağım; eğer sevgi uyandıramıyorsam, korku salacağım, özellikle de baş düşmanım olan sana çünkü söndürülemez bir nefret duyuyorum yaratıcıma.
Sayfa 168 - Frankenstein Canavarı

Reader Follow Recommendations

See All
Ama benim duygularım aşağılık köleliğe boyun eğmek olmayacak.
Sayfa 168
Âdem’in yaratıcısına yakarışını anımsıyordum. Peki, benim yaratıcım neredeydi? Beni terk etmişti ve buruk yüreğimle ben de onu lanetliyordum.
Reklam
Bilgimi artırmak, ne sefil bir serseri olduğumu daha da iyi kavramamı sağlıyordu.
Merhamet ve dostlukları için yalvaran birini, nasıl bir canavar olursa olsun, kapılarından geri çevirirler miydi?
‘Lanet olası yaratıcım! Kendinin bile tiksintiyle sırtını döneceğin böylesine korkunç bir canavarı ne diye yarattın? Tanrı merhametiyle, insanı kendi suretinde, hoş ve güzel yaratmış. Oysa benim görünüşüm senin en berbat halin, hatta ondan da beter. Şeytan'ın bile onu beğenip teşvik edecek yoldaşları, akranları vardı. Bense yapayalnız ve hor görülen biriyim.
Tıpkı Âdem gibi benim de hayatını sürdüren hiçbir varlıkla bağlantım yoktu, ama bunun dışında o, her şeyiyle benden çok farklıydı. Tanrı’nın ellerinden mutluluk ve refah içinde, yaratıcısının sakınması altında, kusursuz bir yaratık olarak çıkmıştı. Kendinden üstün varlıklarla konuşmaya ve onlardan bilgi edinmeye hakkı vardı. Oysa ben perişan, çaresiz ve yapayalnızdım. Çoğu zaman Şeytan'ı kendi durumumun timsali olarak görüyordum, çünkü koruyucularımın saadetine tanıklık ettiğimde, onun gibi benim de içimde kıskançlık dolu buruk bir öfke yükseliyordu.
Kendi yarattıklarıyla savaşa tutuşmuş, kadir-i mutlak bir Tanrı'nın görüntüsü nasıl bir hayret ve dehşet uyandırırsa bu kitap da bende aynısını uyandırmıştı.
Reklam
Kimseye bağlı olmadığım gibi, kimseyle ilgim de yoktu. 'Çıkış yolum serbestti' ve ölümüme yas tutacak kimsem yoktu. Görünümüm iğrenç, cüssem devasaydı. Neydi bunların anlamı? Ben kimdim? Ben neydim? Nereden gelmiştim? Kaderim neydi? Bu sorular zihnimi sık sık bulandırıyor, bense yanıtlarını bulamıyordum.
Alaycı ve büyüleyiciydi. Verilmiş bir ölüm sözüydü.
En zayıf hayvanlar bile köşeye sıkıştırıldıkları zaman cesurca savasır, çünkü kaybedecek hiçbir şeyleri kalmamıştır. Fakir bir adam zengin bir adamdan daha ölümcüldür, çünkü kendi yaşamına çok daha az değer verir. Kışın ilk rüzgarları esmeye başlamışken donmuş bozkırlarda evsiz barksız bırakılmış bir adam ise gerçekten korkunç bir düşmandır!
Hikayemin tam olarak anlatıldığına inanmaya cesaret edebilir miyim? Sanmıyorum.
Çünkü gerçekten de evrende bir uyum var, sıradan mutluluğun uyumlu şarkısı. Bu şarkıya katılmak için bir kimsenin içsel uyumu, doğru görünen notaları bulması gerek. Gerçek hakkında ortaya konulması gereken bir nokta daha var: Kötü yaratıklar, şarkı söyleyemez.
1,188 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.