Sıla Fırtana

88 syf.
·
Not rated
Tarihin ayak izlerinde yürümek
Her şeyi izleyen, küçük detayları, duyguları dinleyen bir dostun ağzından Aliya İzzetbegoviç’in ve Bosna Hersek’in bağımsızlık mücadelesini okuyoruz. İnsanların din, dil, ırk diye tutuştuğu savaş ortamında yürüyemeyen bir genç tam da Cabi’nin Kulesine yakın bir evde oturuyor. Dikkatle dinliyor, gözlüyor dünyayı. Küçük detayları, kalabalık insanları izlerken bir gün onu görüyor. Heybetli ve dik yürüyüşü ile her gün Cabi’in Kulesine giden Aliya’yı. Okuduğum en güzel eserlerden biriydi. Tarihi kişilere bu şekilde yakından bakmak, kitapta da denildiği gibi onların ayak izinde yürümek mükemmeldi bir serüvendi. Aliya İzzetbegoviç, kısacası Demokratik Eylem Partisi’nin kurucu ve ilk başkanı. Onun hayatının kısa bir özetini buradan okumak isterseniz Cabi’nin Kulesi harika bir durak olacaktır.
Câbi’nin Kulesi
Câbi’nin KulesiFurkan Çalışkan · Ketebe Genç · 20248 okunma
Reklam
·
Not rated
Mehmet Rauf’tan okuduğum ikinci eserdi. İlk olarak Genç Kız Kalbini okuyup yazara ve kalemine bayılmıştım. Eylül’ü ise okumayı hep istiyordum ama biraz gözümü korkutuyordu. Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı kabul edilen Eylül de Suat ve Süreyya adlı 5 yıllık evli çiftin aileleri ile birlikte her yaz tıkılıp kaldıkları yazlıktan Süreyya’nın isteğiyle ayrılmaları ile başlıyor hikayemiz. Aralarında hiçbir sorun yokmuş gibi gözüken ve mutlu bir evlilikleri olan çiftimiz aslında göründüğü kadar mutlu değil. Süreyya’nın istekleri için kendinen feda eden ve eşi mutlu olsun diye kendini yiyip bitiren bir Suat var arka planda. Süreyya’nın beğendiği yazlığa gitmek için babasından para alan Suat ve Süreyya’nın yazlığa taşınması, Süreyya’nın yakın dostu ve kuzeni olan Necip’”n de davet edilmesiyle Suat Ve Necip arasında gözlerde ve sözlerde kalacak bir yasak aşk macerası başlıyor. Okurken yer yer çok sıkıldım, bazı yerlerde karakterlerin iç sesini dinlemekten yoruldum ama eser anlattıklarıyla ve dönemiyle çok güzeldi. Sonu zaten… Listenizde olması gereken bir eser.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Koridor Yayınları · 202040.1k okunma
512 syf.
·
Not rated
·
Read in 17 days
Mary Stuart
Stefan Zweig’in “Dünya tarihinde belkide başka hiçbir kadın edebiyata bu kadar çok konu olmamış, dramlarda, romanlarda böylesine çok konu edilmemiştir.” Diye bahsettiği İskoçya, Fransa Kraliçesi ve İngiltere tahtının da hak sahibi Mary Stuart. Dokuz aylıkken İngiltere Kralı VIII Henry’nin ülkesini İskoçya’yı işgal ettiği bir dönemde babası V.
Mary Stuart
Mary StuartStefan Zweig · Can Yayınları · 2019749 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
272 syf.
·
Not rated
Beni Asla Bırakma
#beniaslabırakma 2017 yılında Nobel Edebiyat Ödülü almış #kazuoishiguro Benim yazardan okuduğum ilk eserdi. Birkaç yıl önce #andrewgarfield ın başrolünü oynadığı filmini izlemiştim geçenlerde hatırlayınca da kitabını aldım ve okudum. Hailsham adlı yatılı okulda büyüyen gençlerin belli bir yaşa geldikten sonra kulübelere gidip oradan da bağışçı mı yoksa bakıcımı olacağına karar veriliyor. Çünkü bu çocuklar normal bireylerden yapılan birer klon. Çaresiz hastalıklar için insanlara organ bağışı yapmak amacıyla yetiştiriyorlar. Organ bağışı yapmak amacıyla yetiştirildiler hatta dünyaya gelme sebepleride bu ama onlarda insan değil mi diye sormadan edemiyorsunuz okurken. Kitap Hailshamda büyüyen Tommy, Kathy ve Ruth etrafında geçiyor ama çoğunlukla anlatıcı Kathy ve onun etrafında yaşanan olaylar. Yıllarca bağışçı olan Kathy arkadaşlarının sayısız organ bağışı yaparak tükenmesini izliyor. Biride çıkıp duralım demiyor ama
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217.9k okunma
280 syf.
·
Not rated
·
Read in 36 hours
Yaşadığı çağda sıkça eleştirilen bir yazar Wilde. Cinsel yönelimi, giyim tarzı ve daha birçok konuda eleştiri okları kendisine çevirildi. 16 Ekim 1854 yılında Dublin de doğan yazar Viktorya döneminin en ünlü oyun yazarlarından biriydi. Cinsel yönelimi açısından pasif bir eşcinseldi. Döneminde Lord Douglas ve Alfred Taylor ile olan ilişkileri basında yer kaplayınca büyük ahlaksızlık suçu ile iki yıl kürek cezasına mahkum edildi. Hayatının kalan son 3 yılını da parasız geçirdi. Hapishanede kendisine kalem verilmedi. Daha sonraları bu karar bozulunca Douglas’a 50.000 kelimelik bir mektup yazdı ve bu mektup ölümünden sonra kısaltılarak yayımlandı. Dorian Gray’ın Portresi ilk ve tek romanıdır. Eserde kendi kişilik yönlerini de ele aldığını söyleyenler içinse şunları söylemiştir; “Basil Hallward, olduğumu sandığım kişidir. Lord Henry, insanların ben sandığı kişidir, Dorian ise belki başka çağda benim olmak istediğim kişidir.” Şahane bir eser benim şimdiden tekrar okuyup bolca düşüneceklerim arasına girdi bile. Aynı adlı esere ait 2009 yapılı bir de film bulunmakta. İzlemenizi öneririm.
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Can Yayınları · 201874.2k okunma
Reklam