YENİŞEHİRLİ AVNÎ
Hayatı: 19. Y. Y yaşamıştır.
Kaynakların hakkında fazla bilgi vermedikleri Avnî Yenişehir'de doğmuştur. Adı Hüseyin'dir. İyi bir aileden geldiği bilinen Yenişehirli Avnî, doğum yerinden ayrılıp İstanbul'a geldikten sonra çeşitli devlet görevlerinde bulunmuş; bir ara divan katibi olarak Bağdat'a gitmiştir.
Kaynaklar, Avnî'nin, İstanbul'a döndükten sonra eşini ve oğlunu arka arkaya kaybetmesi üzerine ömrünün geri kalan kısmını derbeder ve maddî sıkıntı içerisinde geçirdiğini yazarlar. Bu bilgilerin yanı sıra, Avnî'nin Mevlevîlik'i benimsediği, derviş yaradılışlı olduğu için eserlerini düzenleyip yaşarken yayımlayamadığı onunla ilgili söylenenler arasındadır.
Bu kitap icin
Divan şiirinin son temsilcisi olarak kabul edilen Yenişehirli Avni'nin divanında bir divanda bulunması gereken nazım sekillerinin hepsini kullandığı görülmektedir. Fakat mesnevi nazım sekli ile yazdığı Mirat-ı Cunun'da aynı hassasiyeti göstermemiştir, bu eseri yarım kalmıştır.
Mirat-ı Cunun mesnevi nazım şekli ile yazılmış olup, toplam 637 beyitten oluşmaktadır. Aruz vezninde fe'ilâtün, fe'ilâtün, feilün kalıbıyla yazılmıştır. Eserde mesnevi nazım sekli dışında başka bir nazım sekli yoktur. Tevhit, na't, methiye türü şiirlere yer verilmemiştir. Diğer taraftan eser Sehli Müntenidir.
Içeriği ise; şair ele aldığı konularda, cinnet nevilerini bunlarla ilgili bir çok deyimleri, ata sözleri, cinas ve istiare edebi sanatlar yoluyla kullanmıştır....
Kitaptan
Gönül süsleyen çimen ülkesinde sürekli afiyetle çadırlarımızı dikeriz.
Eğer savaşmak lazım gelirse hepimiz anında kılıç kullanır gideriz.
Okunması gereken bir eser