İnternet ve sosyal medyanın hayatımıza girmesinden önce din konusunda bilgilenme genellikle din öğretimi konusunda otoritesi bulunan akademisyen, din görevlisi vb. kimseler tarafından sağlanır, din öğretiminin malzemesini teşkil eden kaynaklar da genellikle yine otoritesi kabul edilmiş âlimlerce yazılan kitaplar olurdu. İnternet ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle birlikte artık din konusunda konuşmak, fikir beyan etmek herkesin yaptığı sıradan bir faaliyete dönüşüverdi. Bunun sonucunda dijital platformda dine ilişkin doğru-yanlış bilgiler de yer almaya başladı. Dijital ortamda yer alan dinî söylem ise dine ilişkin hemen her konuda birbirine taban tabana zıt bilgileri bir arada bulundurmaktadır. Sosyal medya ortamlarında dine ilişkin bir bilginin doğruluk ya da yanlışlığı "Kitaba uygunluk” kriterine göre değil paylaşım, beğeni ve etkileşim sayısına göre belirlenmektedir. Alanında uzman akademisyenlerin, din âlimlerinin ne dediği değil sosyal medya fenomenlerinin ne yaptığı / dediği daha önemli görülebilmekte ve belirleyici olabilmektedir. Bu durum, dine ilişkin sahih bilgiyi, kontrolü mümkün olmayan devasa bir bilgi havuzu içinde eritmektedir.
Sayfa 13 - Prof. Dr. Soner DUMAN