Herkese merhabaaa,Adına sure indirilen,soyadına ayrı bir sure indirilen,Allah'a adanmış iffetli kadın Siret-i Meryem ile sizlerleyim....
Rişte-i Meryem
"Cennet kadınlarının en üstünü İmran'ın kızı Meryem, Hüveylid'in kızı Hatice, Muhammed'in kızı Fatıma ve Müzahim'in kızı Asiye'dir." [I.Ahmed, Taberani, Hakim]
Kalbimin bir odasını Hz Aişe'ye bir odasını Siret-i meryem'e verdim. Başucu kitabı, herhangi bir sayfasını defalarca okuyabileceğiniz hayat yoldaşı olabilecek eserler. Her sayfası,her cümlesi o kadar dolu dolu ki okumanızı çok isterim. Kitabın beş bölümünün başında Meryem suresinin başındaki mukatta harflerin olması da çok ince bir davranış. Kitap çok sürükleyici her cümlesi birşeyler öğretme çabasında birşeyleri farkettirme çabasında. Bazı yerlerinde ağlamaktan devam edemediğim kalbim eser.Kitapta sadece Hz. Meryem' in hayatı anlatılmıyor aynı zamanda onun çevresindeki insanlar hakkında da bilgi sahibi oluyorsunuz Hz. Yahya,Hz.Hanne,el işa, Hz İsa Hz. Zekkeriyya ve daha nicesi..... Kitapta Hz. Meryem'in yaşadığı zorluk, sıkıntı, sabır, iman, tevekkül, annelik, dik duruş ve gücünü görüyoruz.Çok kıymetli eser çook..Kitap içerisinde, güzel yorumları başından sonuna kadar, emek sarf edilerek, biz okurlara sunulmuş
Sibel Evirgens kalemine yüreğine sağlık.devami kitap sayfamda mevcut
Kambur, öne eğikbir duruş, ruh halimiz de eğip büker, karşımızdakinin önünde daha ezik ve eşit olmayan duruma düşeriz. Oysa dik ve sağlam duruş, ruh halimizi de güçlü kılar.
Dik bir duruş daha dar kalçalar demekti ve bu da doğum kanalını daraltıyordu, üstelik aynı anda bebeklerin de beyni giderek büyüyordu. Doğumda ölüm, dişi insanlar için ciddi bir sorun haline geldi. Bebeklerinin kafası ve beyni daha küçük olduğundan, erken doğum yapan kadınlar daha çok hayatta kaldılar ve daha çok çocuk sahibi oldular; doğal seçilim bu şekilde erken doğumlara hayatta kalma şansı verdi. Elbette böylelikle diğer hayvanlara kıyasla insanlar, pek çok hayati öneme sahip sistemleri henüz tam olarak gelişmemişken erken doğar hâle geldiler. Bir tay doğumdan kısa süre sonra yürüyebilir, bir yavru kedi birkaç haftalıkken annesi yiyecek arayışı sırasında onu yalnız bırakabilir. İnsan bebekleriyse yıllar boyunca yardım, bakım, koruma ve eğitim için büyüklere muhtaçtır.
Selam arkadaşlar
Bugün ki kitabımız Tanzimat dönemi yazarlarımızdan Ahmet Mithat Efendi'nin Çingene kitabı, yazarın realist anlatım tarzı dönemin sosyal ve kültürel olaylarını anlattığı için bu kitapta da benzer konu işleniyor. Yazıyı halkı eğitmek için bir araç olarak gören yazarımız bu kitapta da okuyucu ile diyalog halindedir..
Kısaca konusuna gelirsek Soylu bir İstanbul bey efendisi'nin Bir Çingene kızına aşık olması ve onu hanımefendilik düzeyinde yükseltmeye çalışmasını, ailesinin her türlü baskı ve dayatmalarına karşı hayata insanca sınıf farklılığı olmadan Çingene kızı ile dik duruş sergilemeye çalıştığını görüyoruz..
Yalnız yazarın diğer okuduğum kitabı ve Türk edebiyatı klasiklerine göre bir tık aşağıda buldum kitabı ama okunur mu derseniz kesinlikle sıkılmadan okunur
Kitapla kalın dostlar
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,598 okunma
_Medeniyet, insanların ne kadar para kazandığıyla ya da kaç tane lüks arabaları olduğuyla ölçülmez. Medeniyetin para birimi Sanat’tır. Sanat aristokrattır ve sanatla uğraşan kimseler de yükselerek seçkinleşirler. Müzelerimizde ve kütüphanelerimizde korunan da sanatın ta kendisidir. Sanat Müzesi'ni ziyaret ettiğinizde göreceğiniz, insanların
Bursa'da güzel bir kahve mekanı... ders aralarında, boş zamanlarımda kahvem ile başbaşa kalıp demlendiğim yer... düşünceler tarihinde tavaf etmeyi bırakıp düşüncelere daldığım yer... kuytu bir köşeye oturup ruhumu inzivaya çektiğim ve dahi düşüncelerimin bir cüzzam gibi ruhumu kemirdiği yer... Bursa'dayım şimdi... sabah dersini bitirdim... akşam
Leyla Erbil bu son kitabında Gorgolara karşı dik bir duruş sergiliyor. Gorgolar kimler mi , faşizan bir baskı ile iktidarda olup bağıran adamlar... Bu Gorgo gidince yenisi gelir diyor yazar, asılan Gorgo'nun gidişine nasıl gizlice sevindiğini ama daha beterinin geldiğini de itiraf ediyor. Önce 1960'lar anlatılıyor diye düşündüm ama