Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ucu başı olmayan dar geçitli yollarda seni bekledim. Defalarca yenildim . Her yenilişte yeniden nefes çektim . Sonu yok gibi görünen yolda diken de olacak gül de . Gel aşarız beraber sen yeter ki gel .
Üç saray mensubuna birden aynı suç için üç farklı ceza veren bir kralın hikâyesi vardır… — Birincisini birkaç yıllığına hapse gönderir. — İkincisini ülke dışına sürgüne yollar. — Ama üçüncüsüne gelince, “ Gerçekten çok şaşırdım. Senden asla böyle bir şey beklemezdim,” der. Bu üç farklı cezanın etkilerini biliyor musunuz? — Birinci adam da ikinci adam da çok pişmandı. Ve tabii ki üçüncü de.. Ama üçününde pişmanlıkları için farklı nedenleri bulunuyordu. Üçü de aşağılanma ve yaşadıkları rezaletten dolayı mutsuzdu. Ama ilk ikisi kendilerini diğer insanların gözünde küçük düşürmüşken, “üçüncü adam asıl kendi öz gözünde küçülmüştü.” Bu çok büyük bir farktır. — Birinci adam çok geçmeden diğer mahkûmlarla ve orada çalışanlarla arkadaş olur ve mutlu sayılabilecek bir şekilde yaşar. — İkinci adam, ülkeyi terk ettikten sonra başarılı bir işe girer ve çok geçmeden çok para kazanmaya başlar. — Peki, üçüncü adam ne yapabilir ki? Pişmanlık duygusu çok derindir çünkü kendi gözlerinde rezil olmuş ve düşmüştür. İyi bir adam olarak bilinmiş ve bu nedenle kendisinden iyilikler beklenmiştir. Adama tam da adeta diken gibi batan budur.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
720 syf.
9/10 puan verdi
Yeni favori yazarım & serim
Bitirince etkisinden kurtulamadığım, tüylerimin diken diken olduğu bir roman... Kitap başta bir Romantik & Genç /Yetişkin romanı gibi görünebilir - ki bana göre başta öyleydi- ve bu sebeple sayfa sayısı çok uzun gelebilir. Ama kitap kesinlikle sadece bir Romantik Genç/Yetişkin değil, çok daha incelikli bir hikayeye sahip ve 700 küsür sayfa kitaba başlayınca ne ara aktı gitti bilmedim, kitap tek bir sayfasıyla bile sıkmadı beni. Önemli bir ayrıntı da kitabın sadece dram olduğunu düşünmeyin aynı zamanda beni aşırı eğlendiren sahnelerde vardı. Yazarın dram & komedi dengesine bayıldım. Daha ne diyebilirim ki 2. Kitap çıksa da okusak. *Aile Dramı *Spor Temalı *Okul Zorbalığı
On Üç’ü Bağlamak
On Üç’ü BağlamakChloe Walsh · Martı Yayınları · 2024302 okunma
AŞKTA ESAS OLAN ÖZÜ BULMAKTI.
Zekeriya Nebi hiç durmadan Meryem'le konuşuyordu: "Hâlden hâle çevrilen, yanardöner bir özelliği vardı kalbin. Çabuk cezbedilir, çabuk etkilenir, çabuk kırılır, çabuk yorulur. Sevince tam sever. Orada bir tek gerçek sevgi hüküm sürer. "Ne kadar büyüktür?" diye sordu Meryem. "O kadar büyük, o kadar sonsuzdur ki kalp ölümlü olanlar içini dolduramazlar. Sonlu olanlar avutamazlar o yalnızlığı. Fani sevdalar, insanın ruhunun sahrasında kum kadar cılızdır. Bir ucu kalpte, bir ucu sonsuzlukta olan kadim bir sahildir orası." "O hâlde kalbi çok iyi bilmek gerek." "Kalbi iyi tanıyanlar ve ihtiyacını iyi bilenler boş sevgilerle avunmaztlar. Sevdikleri her varlığı, gerçek Sevgili hürmetine sevip sayarlar, konargöçer sevdaların ev sahipliğini yapmazlar. Ebedi ve daimi olanın hatırına varlığı severler ve ikram ederler." "Yani kalbe her geleni içeri almamak mı gerekir?" "Kalbi tanıyan kişi anlar ki orası kısır sevgilerle dolmaz. Kalp, ancak Allah sevgisiyle dolunca mutlu olur. Ondan gelen her şeyi sineye çekip şükreder. Zira Sevgiliden gelen her diken incitse de onu güle götürür. Gülün kokusunu alana dikenin batışı lezzet verir. O muhabbet, Müşahedetullaha götürür. Kalbi tanıyan insan, varlığını sever, âlemi tanır, vesveselerden arınır. Sevme mahalli olan kalbi tanıyan kendini tanır. Ciddiyete erer, boş sevdalardan kurutulur, hayata karşı lakaytlığı atar, umutsuzluğu kovar, mutsuzluğu defeder ve sonsuz bir huzurun neşesine kavuşur. Kalpler, sadece Rabbin sevgisiyle gerçek huzuru bulur, bunları unutma."
ve sevinç güzel bir denizle başladı. ve güneş ipi kalınlaştırıyordu. sonra ansızın uzayıverdi ip. bir ucu orda kaldı. bir ucu bende. ve iki uç arasında sıkışan karışık bir sevgiyi acabayla büyüten bir güzelliğin negatifini büyüten ince bir yüreğe dayanamadı ip. koptu.. sevinç güzel bir denizle kaldı. ve güneş bir bulutla rahibeleşiyordu. sevgilim. bugün helva yedim. şarap içtim. göğe uzandım. avuçlarımda hüzünlü bir aşk. ince kemikli bir eli okşuyorum. göğü okşuyorum. yabani bir diken batıyor avuçlarıma. bir çakıyla parmağımı kesiyorum yanlışlıkla. sanki bilerek yanlışlıkla kesiyorum. sanki aşkı kesiyorum aşk parmağımda yanlış bir uçurum. dokunurken bırakır ürkek bir martı gibi. çünkü deniz orda. -ben alışkın değilim bir eli martılamaya.- çünkü deniz orda. çünkü deniz orda. -heyecan verir bana aşk- çekilir kuytusuna. uzar gider gecede bırakarak cinsel tortusunu. sevgi denizin başlangıcı. seni koruyacam. tamamlıyacam. seni kazanmalıyım. istediğim kadar beslerim seni. büyütürüm içimde seni. çok, çok, çok.. bir şey ver bana. seni seviyorum..
boşalırken bile arab'a benzetilen kadınlar :(
"Bil ki, kadınlar boşalma konusunda üç kategoriye ayrılırlar: Hızlı, yavaş ve orta hızda boşalanlar... Uzun boylu ve zayıf kadınlar hızlı boşalır, kısa boylu ve dolgun olanlar da yavaş. Meme ucu sert ve çıkıntılı olanlar hızlı, bodur ve yuvarlak memeli olanlar yavaş boşalır... Kadında boşalmanın belirtisi gözlerindeki değişikliktir: Uykulu bir Arap tavşanının gözleri gibi incelir. O an geldiğinde yüzünün ve bakışlarının donup kaldığı da olur. Bazen de tüyleri diken diken olur, alnı terler, kasları gevşer ve utandığı için eşinin bakışlarıyla karşılaşmaktan kaçınır. Çoğu kez boşalma sırasında titrer, nefesi hızlanır, yüzünü gizler ve duyduğu haz arttıkça dölyolunu açarak erkeğe yapışır. Bil ki, bütün bunlar boşalmanın belirtileridir."
Reklam
Mızıldanarak geri çekilmeye çalıştım, dayanılmaz derecede tahrik olmuştum. Sertleşen ucu dişleriyle yakalayarak kıstırdı beni. Başımı eğdim, gözlerimi, emdikçe içeri çöken yanakları­ na perçinledim. Ağzının sıcaklığının içinde, dili meme ucumu yalıyor, güzel boynu her yutkunuşuyla oynuyordu. Kası­ lıp titreyen apışaram ritmik emişlerine
Sayfa 245
O zamanlar, bir adı da “eskiden” olan masal zamanlarında, gözleri gözlerime değerdi konuştuğumuzda; saatlerce, bıkmadan usanmadan konuşurduk. Başkalarıyla konuşurken bile gözlerimiz buluşurdu onunla; aynı yere bakarken bir yandan birbirimizin gözlerinin içine bakmayı sürdürürdük. Bakmadan bilirdim, yüzünden gözünden geçen gölgeleri. Birlikte baktığımız şeyi onun da beğendiğini görünce içim ışırdı; beğenmemişse sönüverirdi ışıltılar… Artık ışık düşürmüyor baktığı yere, çoktandır böyle; onun ışığını aramayı bırakalı çok oldu - biraz da gölge lazımmış, zamanla öğrendim.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
20 saatte okudu
Waris Dirie
Waris Dirie
, Somali'de çölde zor şartlar içinde yaşarken bir gün babasının onu yaşlı bir adam ile evlendirmek istemesi üzerine evden kaçar. Ve hayat hikayesi burda başlar. Zorlu bir yolculuk ve mücadeleden sonra kendini İngiltere'de bulur. Burada yaşadığı zorluklara rağmen pes etmez ve ünlü bir manken olur. Somali'de çölde yaşayan
Çöl Çiçeği
Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 20142,913 okunma
475 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.