Soruları her zaman çok sevmişimdir. Sorular, soranı da yanıt vereni de düşündürür. Güzel, akıllı soru sormak, cevap vermekten-hele bildik cevapları vermekten-daha canlı, daha dinamiktir. İşte bu konuda çok sevdiğim bir ufak öykü: "Bilge bir baba, her gün okuldan dönen çocuğuna: 'Çocuğum, bugün doğru bir soru sordun mu?' diye sorarmış. (Lütfen dikkat! Bilge, 'Çocuğum, bugün doğru bir cevap verdin mi?' diye sormuyor!)