Kırk sayfalık bir eser olmasına rağmen içinde birden çok konuyu birden çok yönüyle işlemesi hayran edici. Balzac'ın kaleminden okuduğum ilk kitap ve eminim ki son olmayacak. Kitapla olan maceramı baştan alayım. Kitaba ilk başladığımda karakterlerle ilgili açıklamalar fazla uzundu. Ancak daha sonraki sayfalar akıcıydı.Yani okuyucuyu saran bir dille karşılaşacaksınız. Kitabın içindeki betimlemeler muazzam. Özellikle bir aşk kitabı olması betimlemeleri daha da dikkat çekici yapıyor.
Bu kitap bana Dorian Gray'in Portresi'ni anımsattı. Konu bakımında ikisi de birbirine çok yakın. Çizim, heykel, aşk, ruhunu şeytana satmak vesaire. Kitabın içeriğine geldiğimizde kitabın içinde bir sürü çatışma var. O dönemin halkını özetleyen bir kitap olmuş aslında. Paris-İtalya, aşk-para, en baskın olanı da kadın erkek çatışması mevcuttur. Konu Sarrasine'nin Zambinella adındaki opera oyuncusuna âşık olması. Aşkını öyle derin aktarıyor ki. Her duygusu her ayrıntısı çok muazzam. Cümleler, duygular, bakışlar hayret içinde bırakıyor insanı. Ama insan âşık olduğunda akıl devre dışı kalıyor derler ya. Bazen buna inanmak zorunda kalıyorum. Bu kitapta biraz öyle oldu ama daha fazla açıklama yapıp spoiler vermek istemiyorum. Kitaptaki bu aşk sizi en son öyle bir şaşırtacak ki kalakalacaksınız. En güzeli de bu. Birazıcık dalga geçmedim değil çünkü.
Kısa bir roman olmasına rağmen bu kadar çesitli konuları barındırması tam okunmaya laik bir eser diyor ve okumanızı öneriyorum.
İyi okumalar.