Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
İngiltere'de bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirirler. Amaçları daha eşitlikçi bir toplum oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olanlar domuzlar; kısa sürede lider bir takım oluştururlar. Ne yazık ki bir diktatörlük vardır artık.
Yedi Emir”i yazıp ahırın kapısına asarlar
Zamanla ilkelerde başka değişikliklerde olmaya başlar.Hayvanlar, “Bütün hayvanlar eşittir” ilkesini hatırlayıp, “Bu nasıl eşitlik?” diye kendi söylenmeye başlayınca ilk defa duvardaki kuralların tamamen değiştiğini fark ederler.Hayvanların eşitliği ilkesine dayanan bu ilkeler zamanla değiştirilerek domuzlar tarafından kendilerine uygun hale getirilir.
En can alıcı olan değişiklik ise son kuralla ilgilidir.
“Bütün hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir."
Bu yazım aslında bir kitap incelemesi olarak değil de sürekli karşımıza çıkan bazılarımızın bu kitapta geçtiğini dahi bilmediği “Bütün hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar ötekilerden daha fazla eşittir." cümlesinin geniş çerçevesini çizmek gayesiyle yazdım.
Bu arada benim favori karakterim Boxer. Çiftliğin en özverili ve sadık emekçisi olan güçlü bir at.
Keyifli okumalar dilerim. Değerli zamanını ayırıp okuyanlara teşekkür ederim. :)
Iran'da doğup Ingiltere'de eğitim gören ve ABD vatandaşı olan bir Psikolog'un yazdığı kitap.
Diktatörlük üzerine yazılan kitapta elbette İran'daki Şah ve Humeyni dönemleri, örnekleri ve bilimsel araştırmaları ile irdelenmiş. Sadece Iran değil, Güney Afrika, Çin, Rusya, Arjantin gibi ülkelerdeki yönetimlerle mukayese edilerek anlatım da zenginleştirilmiş.
Zengin kaynakçası ile bilimsel manada yoğun bir kitap olduğunu düşündürse de beklentimin altında kaldı.
"Eve Dönmenin Yolları" bir köşede resim çizerken ya da saklambaç oynarken yetişkinler dünyasında birdenbire gerçekleşen olaylar akabinde çocuklara aslında dünya üzerinde kendilerini sandıkları kadar önemli olmadıklarını öğreten bir anne baba romanı. Aynı zamanda hayatı bakarak, hatırlayarak ve yazarak geçirmenin romanı...
Yazarın çocukluğuna denk gelen Şili’nin diktatörlük ile yönetilmiş dönemini, kendi çocuk dünyasının gözünden, yalın bir dille anlatımını çok sevdim. Yıllar sonra bu kez hayatta var olmanın yollarını ararken kendi apolitik ailesine tezat çocukluk arkadaşı Claudia ve onun sosyalist ailesiyle tekrar yollarının kesişmesi yazarı bu kez yetişkin bakış açısıyla o günlere götürür. “O zamanlar ölüm benim gibi çocuklar için görünmezdi, çıkıyorduk, o büyülü geçitlerde korkusuzca koşturuyorduk, tarihten muaftık. Deprem gecesi, her şeyin tepetaklak olabileceğini ilk kez düşündüğüm geceydi. Şimdi bunun farkında olmanın iyi olduğunu düşünüyorum. Her an bunu hatırlamanın gerekli olduğunu.”
Merhabalar,
Kitabı size açıklamadan önce totalitarizmden bahsetmek isterim çünkü bu kitabı okuyup gerçekten bir şeylerin farkına varmak istiyorsak kelimenin tam anlamını bilmek gerekir.
Totalitarizm; devletin yetkilerini tek elde birleştirdiği karşılığında her bireyden mutlak itaat beklediği yani hemen hemen bir diktatörlük olan yönetim
Bir çiftlikte yaşayan hayvanların kendilerini ezen ve sömüren insanların yönetimini devirip eşitlikçi bir toplum yapısı oluşturdukları; ama zamanla, kurnaz ve iktidar düşkünü domuzların, devrimi yolundan saptırarak, insanların yönetiminden neredeyse daha baskıcı ve acımasız bir diktatörlük kurduklarının anlatıldığı yergi içeren bir eser. Kişinin gücü ele geçirdiğinde nasıl değişebileceğini gözlemliyoruz.
Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar bir domuz tarafından kışkırtılmış, hayvanlar devrim yaparak idareyi ele geçirmişlerdir. Devrimciler her hayvanın eşit şartlarda yaşayacağı bir yasa hazırlamışlar ama yeni liderler yasaları kendi çıkarlarına göre değiştirerek eski tas eski hamam olmuşlardır.
İnsanların kurduğu sömürü düzenine başkaldıran hayvanlar yönetimini ele geçirmişler eşitlikçi bir düzen kurmak istemişler, ama akıllı domuzların önderliğindeki hayvanlar, devrimi yolundan saptırarak insanlardan daha baskıcı ve daha acımasız bir diktatörlük kurmuşlardır.
Eser, hayvanlar âlemini konu alıyormuş gibi insanlar âlemini anlatmış, kara mizah yoluyla toplum yapısını ve insanların düzenlerin eleştirmiştir. Her hayvan sembolik olarak bir insan tipini tasvir etmiş, yaşayan liderlere, insan tiplerine, düzenlere ve yasalara göndermelerde bulunmuştur.
