Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
İstanbul'un çeşitli yerlerine bırakılan bavulların içerisinden çıkanlar herkesi korkutmuştu. Sanki birer plastik şişme oyuncak gibiydi ama gerçek hiç de öyle değil. Buna en büyük kanıtsa içinden çıkan iki göz ile bir dil. Ha bir de türü uzun süre önce sonlanmış bir böcek. . Komiser Metin, eski kız arkadaşı Begüm'le bir şubede
Kabuk
KabukBurcu Korkmaz Özgüney · Sokak Kitapları Yayınları · 20193 okunma
Bu dönemde Sovyet rejiminin hedef aldığı isimleri suçlamak için kullandığı kelimeler bellidir. Birini cezalandırmak için "milliyetçi", "Türkçü" ya da "Turancı" yaftasını yapıştırmak yeterli olmaktadır. Bunların içinden Turancılık, Bolşevikler tarafından beşeriyete felaketler getirecek bir ideoloji gibi anlatılmış ve mahiyetine gölge düşürülmüştür. Gariptir 70 yıl içinde bu kavram bugün yalnız Türkiye Türklerine verilen bir ad haline gelmiştir. Şüphesiz bunda da Stalin'in Türkleri bölüp parçalamak için uyguladığı yöntemlerin payı vardır. Stalin'in amacı doğrultusunda Türklerin önce alfabeleri farklılaştırılmış, ardından lehçeleri dil haline getirilmiş ve Türk boylarının her birinden ayrı bir millet inşa edilmeye çalışılmıştır. Türkiye'deki Türk kültürüne ve harsına dahil olanlar, tabiidir ki yine bu adı kullanacaklardır. Ancak bu politikalar sayesinde Tatarlar, Özbekler ve Kırgızlar ayrı ayrı milletler halini almış ve böylece kendi adlarıyla anılır olmuşlardır. Tüm Türkleri birleştiren ortak bir isme ihtiyaç vardır ki bu, Turan sözü olmalıdır. Zaten Ziya Gökalp de Turan'ı Türklerin uzak ülküsi olarak yorumlarken bunu ifade etmiştir.
Sayfa 71 - Sebahattin ŞimşirKitabı okuyor
Reklam
Dil ne kadar yetersiz kalıyor insanın düşündüklerini anlatmada.
Sayfa 52
"Belki de her şey için aynı durum geçerlidir, çevremizde bizim gibi yaratıklar olduğunu düşünürüz halbuki olan sadece don ve yabancı bir dil konuşan taşlardır;bir dosta selam vermek üzereyizdir ama kolumuz hareketsiz yana düşer,gülümsememiz yarıda kalır çünkü tamamen yalnız olduğumuzu görürüz."
Sayfa 77 - İletişim Yayınları/DrogoKitabı okuyor
Konuşma Dili ve Yazı Dili
Konuşulduğu gibi yazılan yazıldığı gibi konuşulan bir doğal dil olamaz. Konuşma dilindeki vurgulama, tonlama, ezgi gibi bir yığın özellik yazı dilinde gösterilmez.
Sayfa 235 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
• İslam nazarında iman; kalp ile tasdik, dil ile ikrar suretinde gerçekleşir. •Yani imanın asıl tecelli mekanı akıl değil, hissiyat merkezi olan •kalp•tir. • Çünkü iman, ulvi (yüksek,yüce) bir histir. • Akıl ise, iman hissine ulaşmakta başlangıçtaki belli merhaleleri aşmak için gereken bir vasıtan ibarettir. “ Aklen kabul, zihnen tasdik edilen ilahi gerçekler, kalben de tasdik edilmez ise, gerçek iman meydana gelmez. İman kalbe yerleşmedikçe de amele dönüşmez, davranışlara istikamet veremez. Bununsa Hak katında hiçbir kıymeti olmaz.”
Reklam
Dil nedir?
Dil, insanın varoluşunun kaynağı ve toplumun bir üyesi olabilmenin şartıdır. Dil, insanın geçmişle irtibatını sağlayan, geleceğini inşa eden, dünyayı nasıl yorumladığını gösteren; kendine ait kuralları olan, insana has bir sistemdir.
Sayfa 233 - Asos YayınlarıKitabı okuyor
Namaz ve Zekât konusu: Namaz kılan kimse, namazın dış şartlarına uyarak ibadetini yapıyorsa, fıkıh alimi böyle bir namazın sahih olduğuna hüküm verir. Bu şekilde namaz kılan adam, ister kalbi ile çarşıda ve pazarda alış-veriş yapsın, isterse kendi hesablarını düşünmüş olsun, yine de fıkıh alimi onun namazının sahih olduğuna hüküm vermek zorundadır. Halbuki gaflet içinde kılınan böyle bir namaz, ahirette insana fayda vermez; dil ile söylenip de kalb ile tasdik edilmeyen şehadet kelimesi gibi
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.