everest’te yolunu şaşırmış donmak üzere olan bir dağcı olsaydım, okyanusun ortasında dalgaların hızla çarptığı bir kayaya tutunmuş gemisi batmış kazazede olsaydım,
sahra çölü’nde güneşin altında cayır cayır yanan bir kaşif olsaydım, caddede karşıdan karşıya geçmek isteyen bir kör olsaydım, gecenin bir saatinde arabam bozulsaydı, ıssız bir adada yaşasaydım, sürücü kabininde yalnız bir hızlı tren makinisti olsaydım, sigaramı yakmak üzereyken ateşimin olmadığını fark etseydim, merdivenlerin başında kala kalmış bir felçli olsaydım, komik bir hikaye bilseydin ve bunu anlatacak kimsem olmasaydı, sırtımın ortasında bir yer kaşınsaydı ve kolum oraya uzanmasaydı, işte o zaman jean-paul sartre bir cüret çıkıp bana “cehennem başkalarıdır” deseydi, ondan sırtımı kaşımasını isterdim.