Türk romanının prototipi olarak değerlendirilen Talat ve Fitnat’ın aşkı kusursuz bir trajik olay örgüsü örneği. Bunda en büyük etken anlatının sağlam bir gerçekliğe dayanıyor olması. Şemsettin Sami bir yazar olarak kendi döneminin tablosunu gayet iyi çiziyor ve sorunları iyi tespit ediyor. Talat ve Fitnat’ın hikayesi kadının özgürleşmek için çırpındığı, modernliğin geleneğin yozlaşmış taraflarını aşındırdığı bir dönemde geçiyor. Sami, “sıradan” karakterlerin işlediği trajik hataların doğurmuş olduğu bir olay zinciri tasarlamış. Kitapta yaşanan bir felaket var ve bu felakatin yaşanmasını sağlayan olaylar zinciri içinde ya bir mektup, yahut bir itirafla “öğrenme”ye ya da affetme, vazgeçme, karar verme gibi fiiller sonucu gerçekleşen “baht dönüşü”ne rastlıyoruz. Şemsettin Sami’nin Talat ve Fitnat’ının mutlak yıkım yani ölümle biten bir trajedi. Yazar dehşetler içerisinde bırakan bir felaketi sunuyor önümüze. Sami’nin karakterleri trajik bir düğüm etrafında oradan oraya savrularak büyük cezalar çekiyorlar. Velhasılkelam kendi döneminin analizini çok iyi yapmış bir yazar olduğunu düşünüyorum. Dikkat çekmek isteği toplumsal meseleler var. Mesajını bir trajedi üzerinden veriyor. Kurduğu başarılı olay örgüsü de okurda beklenen etkiyi ziyadesiyle yaratıyor.
Kitapla kalın!️