Ben bu içimin yankısı, ben bu içimin koruyla
bu narı daha fazla taşıyamam.
Düşecek ellerimden, dağılıp dökülecek odaları,
dayanamam.
Benden sana mevsimlerden anne, uykularımdan tüller,
ömrümden ağrılar sızmıştır.
Bu aşk bende bir imkânsızlık tasarımı gibi kaldı,
kaldıramam.
Adı Şubat olan bu şiirde kalbim
uzun bir nehir gibi ağrıyor. İnat
Ben bu içimin yankısı, ben bu içimin koruyla
bu narı daha fazla taşıyamam.
Düşecek ellerimden, dağılıp dökülecek odaları,
dayanamam.
Benden sana mevsimlerden anne, uykularımdan tüller,
ömrümden ağrılar sızmıştır.
Bu aşk bende bir imkânsızlık tasarımı gibi kaldı,
kaldıramam.
Adı Şubat olan bu şiirde kalbim
uzun bir nehir gibi ağrıyor. İnat yumağım çözüldü.
Sol omzundan siyah atımı, sana düştüğüm o eski şubattan çukurumu alıyorum.
Benden kalan boşluğa kırmızı bir araf düşüncesini koy.
Nasıl hatırlanırsa bir yaprakta bir orman
bu kez o olsun beni sana hatırlatan.
Bir gün olur senin de düşerse elinden nar
Aşk bir gün seni de alır bir yerden bir yere koyar
Ne zaman ki kaplar gönül mülkünü kar
Çağır o zaman, anlatırım sana,
bir ömürden nasıl döne döne geçer turnalar.
Sanma ki inadımda sarı bir safra
dilimde uçuşan rüzgârlı bir sayfa
sözlerimde silinmiş şifre vardır.
Sökmedin beni çölden, yolum araftır.
Hani için sızlar kabına sığamazsın ya , Göz yaşların elif elif süzülür …
Okuduğun bir iki mısrada dinlediğin bir türküde kendinden bir şeyler ararsın.
Kahredercesine için sızlaya sızlaya ..Soyutlarsın her şeyden herkesten kendini,
Adresin kimsenin sesinini duymacağı kıytı köşeler olur .
Ne kimseyi görmek ,ne duymak istemezsin !
Devrik cümlelerin Kefeninde dilimin makberine gömüldüm …
Suskunluğum lal oldu yüreğimde,
Dilimde heceler mecalsiz ,kelimelerim kekeme artık,
Hayallerim çok uzak artık ,Özlemim buruk !
Tükendim !
Sen nereden bileceksin ki !
#2020 Snymn
Bazen anlatmak ister de susar ya insan
İşte bazen öyle bir sükuta mahkumum dilimde prangalar
Bazen sarılmak ister de bulamaz ya insan
O saran kolları arar da sıcağından uzak hep mesafeler
"Yine ölüm sancılarıyla kıvranıyor kaderim
Kısık sularda boğulan yarınlar.
Batınca doğmayı bilmeyen umutlar
Ve ana rahminde felç olan kadınlar.
Efkarınız ile daldim günü olmayan gecelere,
Gülümsemeyi unuttum sahi nasıldı rengi,
Kanatsız uçmuyor kuşlar ...
Ayagi kırılan atlar öldürülürdü değil mi?
İdam sehpasında doğan aşk kaç asır yaşar?
Dili kesilmiş bülbülün şarkısı dolanıyor dilimde,
Mezardaki ölüler kadar umutluyum dünyadan,
Duvaksiz gelin dolaşıyor göklerde.
Baharsız ömrümün son hazanı bu mevsim
Cennet pınarlarında yıkanabilir mi şeytan .
Yeniden sever mi Leyla ile Mecnun?
Cehennem kapısındaki günahkâra sorulur mu pişmanlık?
Ey dallar yesil
Kökü kurumuş insana neler vaat ediyorsun sapa yoldan, Kısık sulardan içen perişan, yarınlar boğulmuş gençlerin çığlını duymayan
Nasıl geçer sırat köprüsünü duyup görmeden"
Benim yaprağımda, benim dalımda
Bülbül yaptım seni, güllere yazdım
Hep benim dilimde, benim elimde
Mızrap yaptım seni, tellere yazdım
Damarımdasın sen, her an kanımda
Her gün kollarımda ol, her gün yanımda
Bir şiirsin artık, hep dudağımda
Şarkı yaptım seni, dillere yazdım
Ben şimdiden seni yollara yazdım
🎵 Atilla Kaya - Adını Yollara Yazdım 🎵
youtu.be/kZkEyjGbgis?si=...