SAÇLARIN VAR MI SENİN?
youtube.com/watch?v=rsUwajV...
Hastane odaları hep küçüktü. İçine beş yatak sığsa da küçüktü, binadaki en büyük oda olsa da küçüktü.
Hele duvarlar bir bir üstüne yürüdü mü insanın, karınca yuvasından da küçüktü, ağaç kovuğundan da küçüktü.
Bilinçli bir yalnız bırakılışın çıldırtan safhasında, belki de
PDR'CİLER TARAFINDAN İZLENEBİLECEK PSİKOLOJİ İÇERİKLİ FİLMLER
( 177 tane Psikolojik film )
1 - Yağmur Adam (Otizm)
2- Benim Adım Sam (Zeka geriliği olan bir baba ve kızı)
3- Sol ayağım (Fiziksel engeli olan bir adam)
4- Guguk Kuşu (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
5- Aklım Karıştı (Psikiyatri kliniğinde geçen olaylar)
6-
Guguk Kuşu ........."One flew over the cuckoo's nest" (Deliler diyarindan biri gecti)kitabin gercek ismi olsada bi tek Cuckoo's sozu icin basligi
Guguk Kuşu diye cevrilmistir,kii finalde şef Bromden'in yaptığı aciklamada zaten adının neden Guguk kuşu olduğunu açıklıyor....
Guguk Kuşu", 1993 yılında Kongre Kütüphanesi
Mum ışığında beni göremediğini söylerdi. Ki bende yemeği göremezdim açıkçası. Ve romantik olmanın karanlıkla da hiçbir ilgisi yoktu. İkimizde çiçeklerin masa üzerinde bir vazoda değil dalında çok daha güzel olduğunu düşünürdük. Üstelik şarabın azının da çoğunun da günah olduğunu bilir yine de içerdik. Çünkü hiçbir sevap birlikte girdiğimiz günahlar kadar mutlu etmezdi bizi.
Tüm sorumlulukları kapı eşiğinde bırakıp, sadece nefes almak ve hayatın bizden çaldığı günleri geri almak için biz olurduk. Bazen kuleli bir uçurtma yapmak bazense tek kişilik kareli battaniye altında film izlemekti mutluluk. Bazen şişeden şarap içmek bazense rakıyı sek içmekti. Bazen ayaküstü sevişmek bazen saatlerce susmak ve göz göze bakmaktı. “Ben çayı koyuyorum sen simit al gel” ve “Şarap bitmiş, bira var. Gelirken midye al” cümleleriydi mutluluk.
Onun boyu uzun benim kısaydı, onun kızıl kıvırcık saçı benim kısa ve siyahtı, onun beyaz teni benim sarışındı. Dışardan bakıldığında yan yana yakışmayan iki ayrı fiziksel/biyolojik varlıktık. Yaralarımız aynıydı, aynı derece dilsiz ve derin. Eksik yanımız aynıydı, korkularımız ve mutluluk kavramlarımız. Dışardan bakıldığında iki ayrı uç, içerden birbirine tamlayandık.
Gözünüzde etkisi olanı ve teninize dokunanı değil, hislerinize tamlayan olan eksik yanınızı tercih etmenin mutluluğu sanırım böyle bir şey olsa gerek. Yaşamadık zat’ım, bilmiyoruz.
Kitabın ilk sayfasında acı acı inleyen bir köpekle yani Şarikle karşılaştım. Bu acı inlemeler bana yıllar önce istemeden yaptığım bir kötülüğü hatırlattı ve adeta o ânı tekrar yaşattı. Biraz istavroz çıkarmak gibi olacak ama paylaşmak istiyorum.
Yemek yapmayı yeni öğrendiğim zamanlardı çokta becerekli biri değilimdir yemek konusunda. Annem bir