"Kâfirlerle aramızı ayıran fark, kılmayı tahaahüt ettiğimiz namazdır. Kim namazı terk ederse, kâfir olur." - Tirmizî, 2621
Sayfa 93 - Minber YayınlarıKitabı okuyor
Felsefe-Bilim ve Din +11
Dünyayı anlama yolunda kişioğlunun gösterdiği bu çabaya çizilen her sınır, gerçeği ararken daha derine ve ileriye gitmesini önleyen her yasak,bizi çö zülmez sırlara ve özgür eleştirinin yerini alacak akıl dışı inançlara bağ lanmaya çağıran bilimi doğmalar önünde eğilmeye zorlayan her hare ket,insanların kurtuluşunu tarih bo yunca köstelemekten başka bir şeye yaramamıştır.Akılcılığın,akla ve bilime yaslanan çabalarının cesareti ni kırıcı hiçbir sınır ve yasağı tanıma ması bundandır.
Sayfa 73 - ebyKitabı okuyor
Reklam
"Nasûh tövbe: Kalple pişman olmak, dille istiğfar etmek, uzuvlarla (o günahı) işlemeyi terk etmek ve bir daha dönmeme düşüncesinde olmaktır." - Hasan el-Basrî
Sayfa 90 - Minber YayınlarıKitabı okuyor
Hz. Ali (ra) ise şöyle demiştir: "Malın ve evlatların çok olması hayır değildir. Hayır; ilmin çok, hilmin büyük olması, insanlara karşı ibadetle övünmemen, iyilik yaptığın zaman da Allah'a hamd etmen, kötülük yaptığın zaman da Allah'a istiğfarda bulunmandır."
Sayfa 69 - Çelik Yayınevi
Felsefe-Bilim ve Din +11
Özgür düşünceyi her şeyin üstünde tuttuklarından ötürü hep bozguncu luk ve ahlaksızlıkla suçlandırılmıştır. Sanki Erdem yalnız bilgisizlikte,ahlak ise yalnız alıklıkla burunurmuş gibi! XVII. yüzyılda özgür düşünülmüş kişilere sapkın adı takılmış,XVIII. yüzyılda Tanrı’ya inanmayan kişilerin namuslu olamayacağı öne sürülmüş, felsefi maddeciliği benimseyen en kusursuz,en tutarlı akılcılara hep kuş kutla bakılmış,bunun için,çift anlamlı materyalist sözcüğünden haince ya rarlanilmıştır.XX. yüzyılın insanları. eğer mağara insanlarından başka türlü yaşıyorlarsa;eğer öbür bir çok canlılardan daha zayıf ve basit hay vanlar olarak kalacak yerde,yavaş yavaş yeryüzünde ön sıraya geçmiş şer,doğanın kuvvetlerini buyrukları altına almışlar ve küreyi insancıllaştır mışlarsa yani dünya üzerinde insanın varlığını ve iradesini duyurmuşlarsa, bu,ancak akılcılık dediğimiz sürekli çaba yardımıyla olmuşturEğer insan lar kendilerini ezen gizemli kuvvetler önünde,bu kuvvetleri anlamaya,yen meye ve kullanmaya çalışmayıp da dize gelmeye katlansalardı,yıllar yılı yontma taş dönemindeki gibi yaşa tıp gideceklerdi.Nitekim,kölelik be yoksulluktan ateşe taparak değil. ateşi yenerek ve kullanarak kurtuldu lar
Sayfa 73 - ebyKitabı okuyor
Hz. Ömer (ra) şöyle demiştir: "İlim öğreniniz. İlim için de sekinet ve hilim öğreniniz."
Sayfa 68 - Çelik Yayınevi
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.