İsmet Paşa'ya gece toplantısında haber gelir.
"İzmir'den Afyon'a gelen Delibaş Mehmet çetesiyle birlikte dün Afyon'dan ayrılmış. Haberi yollayan arkadaşımız Konya'ya geçtiğini tahmin ediyor."
İsmet Paşa hiç beklenmedik bir şey yaptı ve galiz bir asker küfürü savurdu, sonra da," Bu it yine dini alet edip bu cahilleri
"Mallarını, gece gündüz, gizli ve aşikâr, karşılık beklemeden harcayanların mükâfatı Rableri katındadır. Onlara her iki dünyada da korku yok. Geride bıraktıkları ve yapamadıkları şeylerden dolayı mahzun da olmayacaklar. (Bakara Suresi 274. Ayet)
Cömert insanların azlığı, cömertliğin azalması günümüzün ve insanlığın en büyük problemlerinden biridir. Nüfusu milyarları bulan insanların yaşadığı bu dünyada, zenginler zenginliklerinin bir bölümünü yoksullar için, onların eğitimi, sağlığı ve beslenmesi için sarf etse, böylesine gerilimlerle dolu değil, daha farklı bir dünyada yaşardık. Bu dünyanın her yerinde, o cümleden bizim ülkemizde de en ciddi sorunlardan biri, duyarlı insanların sayısının gitgide azalmasıdır..."
9 yaşında, Londralı bir çocuk olan Rob'un hayatını anlatıyor. Başına gelen olaylar ve doğuştan gelen garip bir özelliği onu Londra'dan İsfahan'a sürükleyecek ve hekimler hekimi İbni Sina'nın talebesi yapacaktır.
Ön planda bu hikaye varken, Noah Gordon arka planda o dönemdeki coğrafyanın ekonomik, kültürel, siyasal ve dini portresini çizer. Dinler arası diyalog ne alemdedir, insanlar binli yıllarda ne koşulda yaşamaktadır, varlık alemi hakkında dünya ne kadar şey bilmektedir, din yanlış yorumlanırsa bilimin önünde nasıl engeller oluşur, nasıl vahşetler yaşanır gibi her biri başlı başına bir konu olan bu başlıkların cevaplarını, hikayeyle öyle güzel harmanlamış ki hayran kalmamak elde değil. Sanki o dönemde yaşamış da bu çağa dönmüş gibi oluyorsunuz. Kitap bir yandan böyle bilgilendirirken düşündürmeler yapadursun, bir yandan da sizi insanın çekebileceği acıların ve tadabileceği mutlulukların tonları arasında dolaştırıyor.
Ayrıca kitabın bana verdiği derslerden biri; bir tıp talebesi olarak bugünki imkanların kıymetini bilmem gerektiği oldu. Çünkü o zamanlarda hekimlik eğitimi almak ve hekimlik sanatını icra edebilmek hem hayatını ortaya koymayı gerektiriyor, hem de bilgiye ulaşmanın bilgiyi keşfetmekten geçtiği bir dönem.
Keyifli okumalar..
İslâm, Müslümanlara hesap gününü düşünerek yaşamayı ve kimsenin hakkına tecavüz etmemeyi öğretir. Rasulullah (s.a.v) kâmil bir mü'mini şu veciz ifadelerle tarif etmiştir:
''Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların zarar görmediği kimsedir...''
Hakikaten bir Müslüman, İslâmî eğitimi ve ibadetleri boyunca devamlı ''zararsızlık'' talimi görür. Sonunda o hale gelir ki hiç kimse ondan bir zarar geleceğini düşünmez. Böyle bir mü'min etrafına daima huzur ve güven telkin eder.
Din bahsinde çocukların eğitimine gelince ortaya çıkan ilk mesele çocuklara dini düşüncelerin erken yaşlardan itibaren verilmesinin doğru olup olmadığıdır. Eğitimle ilgili eserlerde bu bahiste pek çok şey yazılıp söylenmiştir. Dini düşünceler her zaman bir ilahiyatı tazammum eder ve kendileri hakkında ve dahası dünya hakkında henüz bir şey