Aydınlanma Önemli ve Avrupa'ya Has Bir Tecrübedir
Karl Marx "Din kitlelerin afyonudur" dediğinde Hristiyanlık ve Kilise dışında hangi dini tecrübeden gerçek manada haberdardı? İslam'ı ne kadar biliyordu?
Reklam
Lenin'i okumadım ama onun, "din kitlelerin afyonudur," dediğini başkalarından duydum.
Marx "Din kitlelerin afyonudur" dediğinde Hıristiyanlık ve Kilise dışında hangi dinî tecrübeden gerçek manada haberdardı? İslamı ne kadar biliyordu? Hinduizm'i, Budizm'i ne kadar biliyordu? Dinin devrimci ve dönüştürücü gücünü neden hiç görmedi ya da görmek istemedi?
Sayfa 91 - İnsan YayınlarıKitabı okuyor
Lenin
din kitlelerin afyonudur
Sayfa 20 - ParantezKitabı okuyor
Lenin’i okumadım ama onun, “din kitlelerin afyonudur,” dediğini başkalarından duydum. Kilisenin basamaklarında kendi kendime konuşuyorum: evet, kitlelerin afyonu.
Reklam
Kilisenin önündeyim, kerpiç bina yıllarla kararmış. Duygusal nedenlerden ötürü içeri gireceğim. Sadece duygusal nedenlerden ötürü. Lenin'i okumadım ama onun, "din kitlelerin afyonudur," dediğini başkalarından duydum. Kilisenin basamaklarında kendi kendime konuşuyorum; evet, kitlelerin afyonu. Kendim, ateistim: Mesih Düşmanı'nı okudum ve önemli bir yapıt olduğunu düşünüyorum. Değerlerin değişmesinden yanayım ben. Kiliseden kurtulmalıyız, kilise aptalların, ahmakların, cibiliyetsizlerin ve şarlatanların sığınağıdır.
Marx "Din kitlelerin afyonudur." dediğinde Hristiyanlık ve kilise dışında hangi dini tecrübeden gerçek manada haberdardı?
Sayfa 91 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Afyon çare değildir fakat acıyı dindirmek için gerekli olabilir.
Evet, dini halkın afyonu olarak tanımladığım doğrudur. Ama bu tanımlamayı kimse dikkatle okumamıştır.Bakın ne diyorum burda: “Din ezilen kitlelerin iniltisi, Kalpsiz bir dünyanın kalbi, Ruhsuz koşulların ruhu, Vee Halkın afyonudur.” (Marx’ın Dönüşü)
Reklam
"Din, kitlelerin afyonudur."
Bazen yüzlerce askerin yapamadığını tek bir rahip üstelik çok daha ucuz ve etkili bir şekilde yapabilir.
Cihat anlayışı olmayan din
Din kitlelerin afyonudur.. Din teselli gücü ve geleceğe dair hayali bir mutluluk illüzyonuyla bilinçleri uyutur, dünya üzerinde gerçekten mutlu bir dünya yaratma aciliyetini ortadan kaldırır.
Sayfa 125 - 1. baskı: Say Yayınları, 2017 | Fransızcadan çeviren: lsmail Yerguz |
Kilisenin önündeyim, kerpiç bina yıllarla kararmış. Duygusal nedenlerden ötürü içeri gireceğim. Sadece duygusal nedenlerden ötürü. Lenin’i okumadım ama onun, “din kitlelerin afyonudur,” dediğini başkalarından duydum. Kilisenin basamaklarında kendi kendime konuşuyorum: evet, kitlelerin afyonu. Kendim, ateistim: Mesih Düşmanı’nı okudum ve önemli bir yapıt olduğunu düşünüyorum. Değerlerin değişiminden yanayım ben. Kiliseden kurtulmalıyız, kilise aptalların, ahmakların, cibilliyetsizlerin ve şarlatanların sığınağıdır.
Aydınlanma, Avrupa'da yaşanan, önemli ama son tahlilde o tarihe ve coğrafyaya has bir tecrübedir. Marx "Din kitlelerin afyonudur." dediğinde Hristiyanlık ve kilise dışında hangi dinî tecrübeden gerçek manada haberdardı? İslam'ı ne kadar biliyordu? Hinduizm'i, Budizm'i ne kadar biliyordu? İtaat ve teslimiyetin yanı sıra dinin devrimci ve dönüştürücü gücünü neden hiç görmedi ya da görmek istemedi? Voltaire, Katolik Kilisesi'ne ve Papalık otoritesine yoğun saldırılar yaparken ve bunu akıl, rasyonalizm, bilim ve aydınlanma adına yaparken "din" diye eleştirdiği şey evrensel manada din, inanç, ahlak ve metafizik miydi, yoksa spesifik olarak Avrupa tarihi içerisinde yaşanan dini bir tecrübe miydi?
Sercan Çelik

Sercan Çelik

@sercanpab
·
21 January 01:03
Fizik varsa metafiziğe gerek yok, din varsa akla yer yok, bilim varsa inanca yer yok gibi iddialar, Aydınlanma'nın ardından ortaya çıkan seküler-rasyonalist- bilimci düalizmin ürettiği sahte diktomilerdir. Bu çiftleri bir tarafın lehine mutlaklaştırmanın amacı, Batı'nın kendine has dini ve metafizik geleneğini aşmaktı. Batı düşünce tarihi içerisinde Aydınlanma'nın neye isyan ettiğini, neyi reddettiğini ve zımnen neleri kabul ettiğini bilirsek bu tartışmaları daha doğru anlayacağız ve aynı hataları kendi tarihimizde yapmayacağız. Ama biz genellikle kolaycılık yapıp Avrupa'da yaşanan süreçlerin aynısının İslam dünyasında. Hint'te, Çin'de yahut Afrika'da yaşandığı ve yaşanması gerektiği varsayımıyla hareket ediyoruz. Bunu yaparak Avrupa merkezciliği evrenselleştiriyoruz. Batı düşüncesinin sorunlarını tüm dünyanın sorunu haline getiriyoruz. Batı dışı dünyanın temel felsefi yaklaşımlarını ve birikimini yok sayıyoruz.
Marx "Din kitlelerin afyonudur." dediğinde Hristiyanlık ve Kilise dışında hangi dini tecrübeden gerçek manada haberdardı? İslam'ı ne kadar biliyordu? Hinduizm'i, Budizm'i ne kadar biliyordu? İtaat ve teslimiyetin yanı sıra dinin devrimci ve dönüştürücü gücünü neden hiç görmedi ya da görmek istemedi? Voltaire, Katolik Kilisesi'ne ve Papalık otoritesine yoğun saldırılar yaparken ve bunu akıl, rasyonalizm, bilim ve aydınlanma adına yaparken "din" diye eleştirdiği şey evrensel manada din, inanç, ahlak ve metafizik miydi, yoksa spesifik olarak Avrupa tarihi içerisinde yaşanan dini bir tecrübe miydi?
232 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.