Artık fakirin, yoksulun ya da kölenin mutlak manada ne dini ne de kültürü vardır; çünkü onun için en kutsal şeriat ekmek, en büyük gelenek ayıbını örten yırtık bir elbise, en yüce inanç ise fakirlikten ve yoksulluktan kurtulmaktır. Yiyecek ve giyecek ihtiyacı, onu hırsızlığa sevk eder. "Şüphesiz, köleliğin hâkim olduğu ve içerisinde açlığın yayıldığı dünyada dine yer yoktur." İşte bu, komünizm ilkelerinin ilk dersidir. Cahil Müslüman bu öğretileri kabullendiği anda, dinine komünist devletin gölgesi altındaki bir kötülük ilişmeyeceğine ve inançlarının saygınlık ve takdir kazanacağına dair yapılan bir vurguyu kabul etmiş olur: "Dinlerin ve inançların bu meselelerle ilgisi nedir? Bu katıksız ekonomik ilkelerin egemenliğini tehdit eden tehlike nedir? Şüphesiz din, en eski zamanlardan beri tarihe eşlik etmiş, aydınlığı ile beşerî hayatı kaplayarak canlılığını korumuştur. Maddi ve manevi yansımasını muhafaza etmeyi de sürdürmektedir."
Kişiler ilk bakışta, yerleşmiş din biçimlerine sarılsa da, tembellikleri yüzünden hayatlarını dinsel buyruk ve yasaklardan çok, gelenek-görenek, örfler, bir de devletin yasal düzenlemeleri biçimlendirir.
....
Neden “Sosyalizm” ?
Albert Einstein, Mayıs 1949:
Ekonomik ve sosyal konularda uzman olmayan birisinin sosyalizm üzerine görüşlerini açıklaması önerilebilir mi?
Bunun birkaç nedenle olabileceğine inanıyorum.
Öncelikle soruyu bilimsel bilgi açısında ele alalım.
Astronomi ile iktisat arasında önemli yöntemsel farklılıklar yokmuş gibi
Öncelikle kitabın başlığından zaten direk art niyetli bir çalışma olduğunu anlıyoruz. Hadis inkârcılığı... Bu tür sözlerin art niyetli olarak seçildiğini düşünüyoruz çünkü insaflı bir şekilde mevzuyu değerlendiren birisi bu tür manipüle edici sözler söylemez. Kitabın yazarı geleneksel din anlayışını savunuyor fakat bu anlayışın eksik yanlarını
Tarihimize göz attığımız zaman, çoğu Avrupa ülkesinden daha önce kadınlara haklar tanıyan ve onları yozlaşmış toplumun parmaklarında mahkum etmeyen bir milletiz. Hatta özgürlük, milliyetçilik gibi fikirlerin doğduğu yer olan Fransa'da bile bu haklar anca 1944 yılında verilmiştir, ihtilalden nerdeyse 100 yıl sonra...
Kitabın incelemesine
Carl Gustav Jung, İsviçreli bir psikiyatrist, yazar, analitik psikolojinin babası, derinlik psikolojinin kurucularından biridir. Toplumsal bilinçaltı kavramı ile tanınmaktadır. İlgilendiği bazı dallar şunlardır; kompleks, içedönük ve dışadönük, gölge, arketip (enerjikompleksler), kolektif (toplumsal) bilinçdışı, anima ve animus.
Arketip kavramını ilk
Evlilikte olduğu gibi toplum yaşamlarında da kadının karar alıcı rollerde görünmesi, örneğin halifelik, kadılık ya da imamlık gibi işler yapması önlenmiştir. Yine bundan dolayıdır ki Kur'ân'a, Tanrı'nın kadınlardan peygamber göndermediğini, meleklerini dahi dişilerden değil erkek cinsinden seçtiğini ve çünkü eksik akıllı olarak
Paul Feyerabend (1924-74) bir filozof ve bilim felsefecisidir. Bilim felsefesi ile uğraştığı için bilimin tüm statik yapısıyla iç içe olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Buradan kafasını kaldırarak başka bir ses çıkarması ve bunun belli bir alana yansıması kesinlikle önemlidir.
Bilim Kilisesi kendisine ait okuduğum ilk ve tek eserdir (şimdilik).
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar.
_Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım.
_Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Yitik Kutsal Bilim
✿ ✿ ✿
Aklın mekanizmalarının işlevsel ve dinamik çerçevesinde ‘bilgi’ yapı ve oluşum evrelerine sahip olmuştur. Zamanın algısı her dönemin karakteristik yapısı bilgi fonksiyonun hedef ve kullanımının sınırlarını oluşturmuştur. Birçok ‘benlikler’in ya da bilinç tabakasının temeli olan Yüce Zât ve her
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_
_Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir.
_Önerme Türleri_
_1- Nitelik bakımından:
_Küçük kılıbık adam. Korktuğun için bağırıyorsun.
_Ben kim oluyorum ki kendi görüşüm olacakmış. reis ne derse o’dur.
_Düşüncelerinin yanlış olup olmadığını sormadın kendine hiç?
_20 yıllık olayları anımsayacak beynin yok, bu nedenle, iki bin yıl öncesinden aptalca dini sözlerini tekrar söylüyorsun.
_Beni ahlaksızlıkla suçlarken doğrudan
Bilginin Keşif Çabası
❅ ❅ ❅
Malay dili ve edebiyatı profesörü olan Malezyalı bilim insanı Seyyid Muhammed Naqib el-Attas(1931-•••); İslâm Felsefesi sahasında yaptığı değerli çalışmalarıyla bir çok uluslararası felsefe cemiyetinin onur üyesidir. 1975 – 1980 yılları arası farklı zamanlara tekabül eden kısa zaman
Bilginin Keşif Çabası
❅ ❅ ❅
Malay dili ve edebiyatı profesörü olan Malezyalı bilim insanı Seyyid Muhammed Naqib el-Attas(1931-•••); İslâm Felsefesi sahasında yaptığı değerli çalışmalarıyla bir çok uluslararası felsefe cemiyetinin onur üyesidir. 1975 – 1980 yılları arası farklı zamanlara tekabül eden kısa zaman