Önce İnsan
Birbirinden tamamen ayrı dünyalar; Hindu, Müslüman, Hıristiyan ve Komünist gibi ideolojik bölünmeler var. İşte bu bölünmeler haddi hesabı olmayan onca zararı, onca nefreti ve düşmanlığı doğurdu. İster dinsel ister siyasal olsun bütün ideolojiler aptalcadır, çünkü insanları böylesine talihsiz şekilde bölen, kavramsal düşünce, kavramsal dünyadır. Bu ideolojiler savaşları doğurdu; dinsel hoşgörü diye bir şey var olmakla birlikte, o da sadece bir yere kadar var; ondan sonrası yıkım, hoşgörüsüzlük, vahşet, şiddet, din savaş­ları. Aynı şekilde, ideolojilerin yol açlığı ulusal ve kabilesel bölünmeler, siyah milliyetçiliği ve çeşitli kabilesel söylemler var.
Sayfa 13 - omega yayınlarıKitabı okudu
" Din,her zaman ve her yerde birdir.Bütün dinlerin öğretisinde gerçeğin ruhu vardır.Gerçek de Allah'ın birliği sonucuna varır.Ona ancak iyi işlerle yaklaşmak gerekir..."
Sayfa 138Kitabı okudu
Reklam
Biliyor musunuz, bizim küçük köyde, bir misilleme eylemi sırasında bir Alman subayı ihtiyar bir kadından, iki oğlundan rehin olarak kurşuna dizilecek birini seçmesini nazikçe rica etmişti. Seçmesini, tasarlayabiliyor musunuz bunu? Şunu mu? Hayır, şunu. Ve onun alıp götürüldüğünü görmesini. Üzerinde durmayalım, ama inanın bana bayım, her türlü sürpriz mümkün. Güvensizliği kabul etmeyen saf yürekli bir insan tanıdım. Barışçıydı, özgürlükçüydü, tüm insanlığı ve hayvanları aynı sevgiyle seviyordu. Seçkin bir ruh, evet, bu kesin. Avrupa’da, son din savaşları sırasında köye çekilmişti. Evinin eşiğine şöyle yazmıştı: “Nereden gelirseniz gelin, hoş geldiniz, buyurun içeri.” Sizce kim yanıt verir bu güzel davete? Milis askerleri! İçeri girerler evlerine girer gibi ve bağırsaklarını deşerler adamın.
Din Felsefesi
Din filozoflarının hakkında tartışmayı sevdiği Tanrı, hemen hepimizin bildiği Tanrı değildir. Genel anlamda, gece boyu başınızda bekleyip sizin için endişelenen Göksel Baba'dan ziyade, Yıldız Savaşları'ndaki "Güç" gibi daha soyut tarafta bulunmaya meyilli birisidir.
Rönesansta cadı avı, kiliseye karşı gelenleri yakma, büyü, batıl inanç, kanlı din savaşları ve de Amerika'nın vahşi bir biçimde ele geçirilmesi gibi olaylar da yaşandı. Hümanizmin hep böyle bir karanlık arka planı oldu.
Hükümdarlıktan Sonra Yaşam
Sara nöbeti eğer şakak lobundaki belirli bir noktada odaklanıyorsa kişi motor nöbetler geçirmeyecek, daha üstü kapalı bir deneyim yaşayacaktır. Bir tür bilişsel nöbet olarak tanımlanabilecek bu etki, kişilik değişimleri, aşırı dinsellik (din saplantısı ve din konusunda kendinden aşırı emin olma), hipergrafi (genellikle de din olmak üzere belirli bir konuda aşırı derecede yazma isteği duyma), çevrede bir dışsal varlık olduğu yanılgısı ve sıklıkla da Tanrı'ya atfedilen sesler duyma gibi durumlarla kendini gösterir. Tarihte ortaya çıkmış peygamberler, kahramanlar ve liderlerin bir bölümünün şakak lobu odaklı sara hastaları olduğu düşünülmektedir. Baş melek Mikail'in, İskenderiyeli Azize Katerina'nın, Azize Margaret'in ve Cebrail'in seslerini duyduğu konusunda hem kendisini hem de Fransız askerlerini İkna ederek on altı yaşındayken Yüz Yıl Savaşları'nın gidişatını değiştirmeyi başaran Jean D'Arc'ı düşünün. ...Beyin doğru noktada uyarıldığında, insan sesler duyar. Doktor, sara etkilerine karşı koyacak ilaçlar yazdığındaysa nöbetler ortadan kalkar, sesler kaybolur. Sonuçta gerçekliğimiz, biyolojimizin ne işler karıştırdığına bağlıdır.
Sayfa 211 - DomingoKitabı okudu
Reklam
959 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.