Tarihteki en mükemmel ve en saf öğreti olan Kur’an’ın monoteizminin  adım adım riske edilmesiyle mide bulandırıcı bir din tüccarlığı zuhur etti.
Din tüccarlığı!
Derken dört bir yanda minarelerden müezzinlerin sesleri yükseldi: - Haydi namaza! Haydi kurtuluşa! Kurtuluşa mı? Hangi kurtuluşa? Neden kurtuluşa? İki bin yıldır burada duran şu kent Büyük İskender'in kahramanlıklarından Roma konsüllerinin lejyonlarına, Arap halifelerinin ordularından Bizanslıların açtıkları ve karadan gölün içlerine uzanan savaş galerilerine ve Haçlı ordularından Selçuklu süvarilerine, muzaffer Osmanlı sultanlarının cengaverliklerine kadar neler görmemişti. Bu arada adı da üç kez değişmişti: Antigoniya, Nikeya, İznik. Üç kez farklı devletlere başkentlik yapmıştı. Kenti ele geçiren her fatih, kimi Zeus, kimi İsa, kimi de Muhammed adına adalet ve kurtuluş vaat etmişti. Dünyanın dört bir yanından insanlar burada toplaşmışlar, Hıristiyan kilisesinin biri diğerinden daha bilge din adamları, kurtuluşa giden gerçek yolu sahtesinden ayırma tartışmalarında birbirlerinin sakallarını burada yolmuşlardı. Müslüman din adamları birbirlerinin ağzını burnunu yine burada dağıtmışlardı. Peki ne uğrunaydı bütün bu didişme, çatışma? Eski egemenin yerini alan yeni egemenin de, tıpkı eskisi gibi, toprağın ve suyun, bağların ve bahçelerin, otlakların ve yaylakların tek sahibi olması, tüccardan ve çömlekçiden, demirciden ve balıkçıdan, rençberden ve çobandan tıpkı eskisi gibi haraç alması için değil mi?
Reklam
Din tüccarlığı!
Allaha sığın, paçayı kurtar. Oldu mu şimdi?
Sayfa 33
Kurguda bile iğrenç bir şey din tüccarlığı. Ki gerçeklik payı da var.
- Çünkü savaşımız ete ve kana karşı değildir. Ama yönetimlere, yetkilere, karanlığın egemen güçlerine, göksel yerlerdeki ruhani kötülüklere karşıdır. " Minna Tarsuslu Pavlus'un Efeslilere Mektup'undan yapılan bu alıntıyı biliyordu ve rahibin ne yapmayı amaçladığını düşünüyordu. Onun ağzından çıkan bu sözler, Almanları Avrupa'ya yürümeye ve Aryan olmayan her şeyi yok etmeye teşvik ediyor gibiydi.
Sayfa 419 - Doğan KitapKitabı okudu
Kindî
"Kim din tüccarlığı yaparsa onun dini yoktur."
Yorgo Andreadis, kitabında, görünürde Müslüman olan, Müslüman kimliği taşıyan bu Hıristiyanların ve özellikle Rum kökenlilerin; gerçek hüviyetleri ve dinleri belli olmasın diye Müslümanlık konusunda aşırı dindar ve aşırı tutucu bir tavır sergiliyorlar diyordu: En yobaz, en bağnaz, en şeriatçı onlardı. Çünkü yıllardır yaşadıkları bu ülkede şunu da öğrenmişlerdi. Din Tüccarlığı burada en çok kazanç sağlayan bir davranıştı. Kim en fundamantalist, kim en radikal ise en iyi Müslüman, en pirim yapan dindar oydu.
Reklam
54 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.