Şu dünyâ hayâtında en bahtiyâr odur ki: Dünyâyı bir misâfirhâne-i askerî telakkî etsin ve öyle de iz‘ân etsin ve ona göre hareket etsin. Ve o telakkî ile, en büyük mertebe olan mertebe-i rızâyı çabuk elde edebilir. Kırılacak şişe bahâsına, dâimî bir elmasın fiâtını vermez; istikâmet ve lezzetle hayâtını geçirir.
"Gökler ve zemin; iki mutî' kışla hükmünde ve iki muntazam ordu merkezi suretinde tek bir emirle veya boru gibi bir işaretle, o iki kışlada fena ve adem perdesinde yatan mevcudat, o emre kemal-i sür'atle ve itaatle "Lebbeyk!" deyip, meydan-ı haşir ve imtihana çıkarlar."
Reklam
Yüce Allah, Peygamber'in ashabından olan dostlarına vaadde bulunarak: "Dikkat edin, Allah'ın yardımı yakındır" (Bakara, 2/214); "Şüphe yok ki, kâfirlerin Mevlâsı yoktur" (Muhammed, 47/11) buyurmuştur. İkinci ayetteki "Mevlâsı yok" ifadesi, yardımcısı yok, mânasına gelir. Kâfirlerin yardımcıları olmayınca, müminlerin yardımcısı vardır, neticesi zaruri olarak ortaya çıkar. Müminlerin yardımcısı olan Allah, onlara yardım eder, ayetlerle istidlâl ederken akıllarına destek olur, mânaları kalplerine açıklar, delilleri ruhlarına açıkça gösterir. Nefse, şeytana, heva ve hevese muhalefet ve kendi emirlerine muvafakat hususunda onlara yardım eder.
Bir Ayet Andolsun onların (geçmiş peygamberler ve ümmetlerinin) kıssalarında akıl sahipleri için ibretler vardır. Kur'an, uydurulabilecek bir söz değildir; fakat o, kendinden öncekiler için onay, her şey için detaylı açıklama, iman eden toplum için bir rahmet ve bir hidayettir. (Yusuf, 12/11) Bir Hadis Üç şey kimde bulunursa, Allah onu himayesine alır ve Cennetine koyar. Bunlar: Zayıflara yumuşak davranmak, ana- babaya şefkatli olmak ve emri altında çalışanlara iyilik etmektir. (Tirmizî, Kıyame, 48) Bir Dua Allah'ım! Tembellikten, düşkünlük derecesinde yaşlılıktan, günahtan ve borç yükünden, kabir fitnesinden ve kabir azabından, cehennem fitnesinden ve cehennem azabından, zenginlik ve fakirlik şerrinden sana sığınırım. Fakirlik fitnesinden Sana sığınırım. Deccal Mesih'in fitnesinden sana sığınırım. (Buhârî, "De'avât", 38; Nesâî, "İstiâze", 26-27)
Vasl ve vuslat nedir, sorusuna Cüneyd (r.a.):
"Hevaya uymayı terketmektir" demiştir. Hakk'a vuslat halinin kendisine ikram olunmasını isteyen bir kimsenin, bedeninin (ve nefsinin) hevasına uymayı terketmesi lazımdır. Zira kul, hiçbir zaman nefse muhalefet etmekten daha büyük bir ibadet yapamaz. Çünkü bir dağı tırnakla kazımak ve yerinden sökmek, insanoğlu için heva ve nefse muhalefet etmekten daha kolaydır.
Hegel, bir bireyin önünde, nihai varlık haline gelebilmesi için üç yol bulunduğunu belirtir. Bunlar sanat, din ve felsefedir. Kişi bu üç yolla kendisini aşarak mutlağa veya sonsuza ulaşabilir. Ancak içlerinden felsefe en kesin yoldur. Felsefe ve din, her biri kendi tarzıyla aynı "içeriği" (özü) dile getirseler bile, dini kavramları açıklayabilmek felsefe sayesinde mümkün olabilir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.