Ding dong!
Hiçbir katta ürün kalmadı.Hepsi tükendi.
Ding... dong... Geçiyor lâhzalar. Geçen gelmiyor geri. Bir kıssâ ki aslâ bir daha Başlayamaz. Sanki cevapsız bir soru Zamanın soğuk dudağına yapışmış.
Sayfa 37 - Ding..Kitabı okudu
Reklam
"Böylesine tutkulu bir aşkın kökeninde, bu bilincinde olunmayan mülahazaların yanı sıra önümüze böylesine doğrudan çıkmayan ya da gözümüze ilişmeyen başkaları da olacaktır. Bundan dolayı burada sadece bir beden yapısı uygunluğu değil aynı zamanda babanın iradesi ile ananın zekası arasında özel bir örtüşmenin bulunduğunu kabul etmemiz gerekir. Bu sonuncu uygunluk neticesindedir ki sadece onlar tarafından son derece belirli bir varlık, kendi-nde-şeyinu (" Ding an sichll) doğasında yer aldığı için bizce bilinmeyen sebeplerden ötürü, varlığını türün koruyucu ruhunun göz önünde bulundurduğu bir varlık olarak dünyaya getirmiş olur."
Sayfa 63 - Say Yayınları PdfKitabı okudu
Ding an sich
Düşünen ego, gerçekten de Kant’ın “kendinde şeyidir”: diğerlerine görünmez ve öz-farkındalığın benliğinden farklı olarak, kendine görünmez, yine de bir “hiçbir şey olmayan”dır.
Sayfa 63
Neyi duyumsayacağımıza ken­dimiz karar veremeyiz; duyumlar kendilerini dayatır ve istesek de istemesek de bizi etkiler. Ama insan duyusal bir varlıktan ibaret değildir. Bizler ussal varlıklarız aynı zamanda." "Açıkla lütfen!" "Duyusal varlıklar olarak bütünüyle doğal düzenin parçası­yız. Dolayısıyla nedensellik yasasına tabiyiz. Bu açıdan bakınca özgür bir irademiz bulunmuyor. Ama ussal varlıklar olarak du­yumlarımızdan bağımsız haliyle dünyada -Kant bundan 'das Ding an sich', yani 'kendinde şey' olarak bahseder- bir yerimiz var. Yalnızca ahlaki tercihler yapmamıza olanak sağlayan 'pratik aklımıza' uymakla özgür bir iradeye sahip olabiliriz. Çünkü ahlak yasasına boyun eğdiğimizde, kendi uyacağımız yasayı yine ken­dimiz ortaya koymuş oluyoruz."
Sayfa 391 - PdfKitabı okudu
Kant, kendinde şeyler hakkında hiçbir şey bilemeyeceğimiz sonucuna vardı: "Ding an sich, yani kendinde şey, x'e eşittir." Sadece fenomenal dünyayı, yani duyular aracılığıyla tecrübe ettiğimiz görünüşler dünyasını bilebiliriz, görünüşlerin ardındaki aşkın, yani noumenal dünya ise bizim için bilinemez olarak kalır. Kant bunu söylemek suretiyle felsefede bir paradigma değişiminin yolunu açıyordu. Akıl bize duyularımızın ötesindeki dünya hakkında bir şey söyleyemez. Ne Berkeley'in "veri girme görevlisi olarak" Tanrı'sına ne de dünyanın diğer herhangi bir metafizik açıklamasına saf akılla ulaşılabilir. Bundan sonra felsefede hiçbir şey aynı olmayacaktı...
Reklam
307 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.