Jose Casanova'ya göre, seküler olarak addettiğimiz ideolojiler krize girdiğinde, yani örneğin Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu ideolojisi Kemalizm gerilediğinde, din bütünleştirici normatif bir güç olarak kamusal arenaya geri dönebilir. Ancak geri dönen artık tam anlamıyla din değildir. Günün siyasal ihtiyaçlarına göre keyfi olarak yeniden tanımlanmış, dünyevi arzuları şahlanmış şeklî bir dindarlıktır. Türkiye örneğinde yaşanan aslında bir ulus-devlet krizidir. Fazlasıyla siyasal olarak uygulanmış laikliğe karşı İslam fazlasıyla siyasallaşarak tepki vermektedir. Ancak dinin bu siyasallaşması Jose Casanova'nın kitabına göre düpedüz bir sekülerleşme biçimidir. Yani Türkiye'de din kendi “manastır’ından çıkmaktadır. Bunun krizsiz olması mümkün değildir. Hem bireysel düzlemde hem toplumsal düzlemde!
Sayfa 166Kitabı okudu
Günümüzde müslüman kadınların örtünmeleri, bir anlamda, İslam ve Batı medeniyetleri arasındaki sınırların aşılamazlığını akla getirir. Başka bir deyişle, kadınların örtülü bedenleri, Batı modernliğinin İslamcı eleştirisinde cinsiyet sorununun ve cinselliğin merkeziliğini yansıtır. İslamcılık, kadınları iffetin ve ahlakın işaretleri olarak gösterir. Kadının katılımı ve siyasallaşması da, benzer şekilde, kendini yerel sahanın sınırları içindeki farklı cinsiyet rollerinin tanımlamalarından uzaklaştıran kamusal ve kolektif bir kadın kimliğinin oluşumuna olanak verir. Bu nedenle, bir yaşam biçiminin İslamileştirilmesinde ve dinin politize edilmesinde çağdaş bir sembol olarak kullanılan İslamcı örtünme, yalnızca İslam ve Batı, modernlik ve gelenek, laiklik ve din arasında değil aynı zamanda erkeklerle kadınlar ve kadınlarla kadınlar arasındaki güç ilişkileriyle de kesişir.
Reklam
...uyanışçı tarikatların İslam'ı toplumun ve dinin savunulmasında kitleleri harekete geçirmek için kullanmalarına mukabil, Sultan Abdülhamid'in aynı İslam'ı Osmanlı Devleti'nin savunulmasında kitleleri harekete geçirmeye çalışan "amaçlı" bir ideoloji olarak kullandığını söyleyebiliriz.
1950'lerde yaşayan biri zaman yolculuğuyla bugüne gelseydi siyasette ve toplumda hangi değişimleri görürdü? Bu değişimin yönü ve özellikleri nelerdir? Bu soruların yanıtları oldukça kolaydır: * Yaygın bir akılsızlaştırma * Dogmalara karşı yaygın bir eğilim * Aklın küçümsenmesi, akıl dışılığın büyütülmesi * Yaygın ve sistematik bir dinselleş(tir)me * Siyasette ve toplumda doğaüstü referansların merkeze konması * Dinin siyasallaşması
Sayfa 7 - Bulut YayınlarıKitabı okudu
Dinin siyasallaşması, Batı uygarlığı karşısına alternatif olarak çıkma istencini dile getirmekte "radikal İslamcı" akımları oluşturmaktadır. İslamcı kadınlar, müslüman geleneksellik ile Batı moderizminin eleştirisi arasında yeni bir alternatif sistem yaratmaya çalışan bu radikal İslamcı akımın içinde yer alırlar.
Sayfa 128Kitabı okudu
Sofya
Atatürk, sofya günlerinde en çok dinin siyasallaşması ve çıkar amaçlı olarak kullanılması, din adamlarının bilinçsizliği, laikliğin önemi, hilafet ve saltanatın birbirinden ayrılıp kaldırılması gibi konular üzerinde düşünmüştür.
Sayfa 116Kitabı okudu
Reklam
37 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.