"Eğer okuduğumuz bir kitap bizi kafamıza vurulan bir darbe gibi sarsmıyorsa, niye okumaya zahmet edelim ki?"
Franz Kafka'nın dediği gibi bu kitap beni sarstı, beni fazlasıyla rahatsız etti.
Duyguların, kelimelerle damara enjekte edildiği kitaplardan bu.
Beton yolun iki yanı, birbirine dolaşmış kuru otlardan bir şilteyle kaplı
Yemin ediyorum hayatımda kendim kadar dağınık birisi görmedim..
Bugün dışarıdan eve geldim, dinlendirici gözlük almıştım hadi dedim, organik cam flulaşmasın bezle silmeyeyim de deterjanla yıkayayım, onu yıkadım gittim balkonun taşına güneşe koydum..
Neyse mutfağa gittim geri döndüm bir baktım gözlük yerinde yok, ara tara evde gözlük yok,
Z Raporu - Ali LİDAR (Sizleri ön yargıları yıkmaya davet ediyorum!)
Hangi tür ile başlayan sorulardan nefret ediyorum!
Kitap, film, müzik hiç önemli değil!
İnsan sevdiği şeyin neden yalnızca bir türüne bağlı kalır ki?
Neden polisiye ile sınırlı kalsın okuma yolculuğum?
Ya da neden Klasikleri okurken güncel yazarları okuyamayayım?
Neden amacım yalnızca edebi lezzet ya da felsefe, psikoloji bilgisi olsun?
Erich
Kitabı okurken Cemil Meriçle sohbet etmiş gibi hissettim. Bu tarz kitapları okumak dinlendirici oluyor.
O, "Gönlüyle muhafazakar, dehasıyla devrimci."
Bu eserde neler anlatmak istediğini size kendi ağzından konuşurmuşçasına özetleyeyim:
Yığın olma!
"Kaderimizi çizen toplum, ama ona teslim olunca yokuz,