Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar.
Sayfa 114 - Can YayınlarıKitabı okudu
...
“İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar. Anlaşılmaz, budala ve acıklı bir vahşi orman. Senin sevdiğin sakin kavramlar olan 'vatan' ve 'dostluk' ile beni saran 'üstün vatan' ve 'insanlık', yıkıp yok etmenin aynı güçlü rüzgârı karşısında aynı değeri taşırlar. Bazı heceleri, hatta bazan heceleri de değil, bazı söylenmemiş sesleri, bir a'yı, bir u'yu söylemek için kurulmuş olduğumuzu hisseder, sonra bozuluruz. Hatta, en büyük düşüncelerin bile işkembelerini açtığın zaman, onların da içlerine, tenekeden bir motorun özenle yerleştirilmiş olduğu, kepekle doldurulmuş kuklalar olduklarını görürsün.”
Sayfa 114
‘’İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar.’’
İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar. Anlaşılmaz, budala ve acıklı bir vahşi orman. Senin sevdiğin sakin kavramlar olan 'vatan' ve 'dostluk' ile beni saran 'üstün vatan' ve 'insanlık', yıkıp yok etmenin aynı güçlü rüzgârı karşısında aynı değeri taşırlar. Bazı heceleri, hatta bazan heceleri de değil, bazı söylenmemiş sesleri, bir a'yı, bir u'yu söylemek için kurulmuş olduğumuzu hisseder, sonra bozuluruz. Hatta, en büyük düşüncelerin bile işkembelerini açtığın zaman, onların da içlerine, tenekeden bir motorun özenle yerleştirilmiş olduğu, kepekle doldurulmuş kuklalar olduklarını görürsün.
«İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar. Anlaşılmaz, budala ve acıklı bir vahşi orman. Senin sevdiğin sakin kavramlar olan 'vatan' ve 'dostluk' ile beni saran 'üstün vatan' ve 'insanlık', yıkıp yok etmenin aynı güçlü rüzgarı karşısında aynı değeri taşırlar. Bazı heceleri, hatta bazan heceleri de değil, bazı söylenmemiş sesleri, bir a'yı, bir u'yu söylemek için kurulmuş olduğumuzu hisseder, sonra bozuluruz. Hattâ, en büyük düşüncelerin bile işkembelerini açtığın zaman, onların da içlerine, tenekeden bir motorun özenle yerleştirilmiş olduğu, kepekle doldurulmuş kuklalar olduklarını görürsün.
Tanıdıktan sonra öyle olmadığımı söyleyenler de yok değil tabi...
“İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar.”
İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ıssızlık, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar.
İnsanın ruhu iklimle, sessizlik, ya da kalabalıkla nasıl da değişir! Buradaki yalnızlığımdan dolayı insanlar beni, senin mutlaka sanacağının aksine, karıncalar gibi değil, karbonik asit ve koyu kozmogonik çürümeyle doymuş hava içinde yaşayan dinozor ve pterodaktil gibi büyük canavarlar olarak görüyorlar.
Sayfa 114Kitabı okudu