Alex, babasının kirli işlere bulaştığımı ve asıl parayı da oradan kazandığını öğrenmişti. Babasına şiddetle karşı çıktığı ve şikâyet etmekle tehdit ettiği için Alex'ten kurtulmak istedi. Ona kuvvetli bir zehir verdirerek kalp krizine neden oldu. - İnanamıyorum, diye bağırdım kendimden geçerek. İnanamıyorum. İnsan öz oğluna karşı böyle vahşet işleyebilir mi? İnanamıyorum!
... Üstat Sezai Karakoç şaşırıyor ve soruyor: -Bu Ayasofya dergisi kimin? Biraz şaşkın, haliyle mütevazı bir şekilde: -Üstadım, dergi ümmetindir.
Sayfa 99 - Recep Terler | Sezai Karakoç ve Ayasofya
Reklam
Ecel mümini alır, bu dünyadaki sıkıntılarına son verir. Beden yok olduktan sonra, Son Yargı Günü'ne kadar uzun bir dinlenme arası vardır; çünkü hep biraz şüphe bulaşsa da, umudumuz bedenle ve ruhla yeniden doğmak, böylece Tanrı'nın sağında oturabilmektir. Ölülerin kemikleri "Diriliş"ten önce müminlerin uyuduğu kutsal toprakta sıralarını bekler. 16. hatta 17.yüzyıla dek cenazeler ortak mezarlara üstünkörü gömülüverirdi. Yüksek mertebeden din adamları dini ziyaretleri sırasında sık sık, mezarların göze batan bakımsızlığından, kemiklerin ortalıkta dolaştığından, mezarların buluşma yeri haline geldiğinden, sürülerin mezarlıklarda başıboş gezindiğinden dem vururlar. Bu eleştiriler bir gerçeği yansıtır: ölülerin diriler evreninde dolaştığının varsayılması, kırsal kesimde ölümden sonra hayat olduğunu, buna inanıldığını ortaya koyar.
Sayfa 92 - Alfa Yayınları
Özgür diriliş
Diriliş, özgürlüktür. Özgürlüğün ta kendisidir. Kaskatı kölelikten, esirlikten, ya da onların ters taraflarından özbenlige geçirilen ten giysileri olan gururdan, benlikçilikten üstüne gölge düşürülemeyen varoluş özgürlüğü...
136 syf.
·
Puan vermedi
·
4 saatte okudu
Şeytan&Peder Sergi/TOLSTOY Tolstoy'un imza attığı iki çok iyi öykü. Şeytan'ı daha önce okumuştum ama kesinlikle bu kadar etkilenmemiştim. Birazı çeviriden, birazı da okuduğum zamanın etkisinden büyük ihtimalle. İster bir sayfa isterse bin sayfa yazsın, Tolstoy istediğini verebiliyor. Öykü olması Şeytan'ı Anna Karenina'dan, Peder Sergi'yi de Diriliş'ten aşağı bırakmıyor. Şahsen ben böyle düşünüyorum. İkisi de ibretle okuduğum hikâyeler. İkisinde de almak isteyene büyük hisseler var. Kitabı belki beş saat önce bitirdim ama sırf kişiselleştirmemek için bekledim. Çünkü yine çok yoğun bir okuma oldu. Bunu deneyeceğim, okuyup beklemeyi. Kitabı komple unutmuyorum ama bazı hissettirdiklerini anlık olarak unutuyorum. Ya da hatırlamıyorum. Her neyse işte.O yüzden sadece edebi olarak kabul ettiğim kadarıyla yazdım bugün. İki baş yapıt ile ilişkilendirmekle karşılaştırmış, denk tutmuş oldum o kitaplarla. Okuyan varsa hak verecektir eminim. Tolstoy adeta o kitaplarımı herkes okuyamaz bu kitapta ikisini bir vereyim demiş. Hep derim: Tolstoy okumak menkıbe okumak gibi bir şey. Menkıbelerde de hep rahmani olaylar olmuyor değil mi? Şeytanın vesvesesini iliklere kadar hissettiren bu kitabı okuduktan sonra bir anlığına. Bir kitaba hissettiklerimi yazmamak zor geliyor. O kitap çok sevdiğim bir yazarın kaleminden dökülmüş ise zaten papağan gibi çok iyi , iyi kitap tap tup tıp demekten öteye geçmiyor yazdıklarım. Bu iyi kitap okunsun. Tolstoy hep okunsun.
Şeytan - Peder Sergi
Şeytan - Peder SergiLev Tolstoy · İş Bankası Kültür Yayınları · 2020818 okunma
Yaradancılık, evrenin ilk nedeni olarak, doğadan ayrı bir yaratıcının varlığını kabul eder. Bu yaratıcı, evrenin doğuşuna ilk müdahaleyi yapar, doğaya bir düzen, amaç ve yasa verir; ancak daha sonra yarattığı evrenin işlerine karışmaz, evreni kendi yasalarının işleyişine terkeder.[27] Oysa Atatürk, yukarda çok sayıda kaynağa ve resmi belgelere da­yanarak gösterdiğimiz gibi, evrenin oluşumunda, evrenin dışında bir ilk neden kabul etmiyordu. Bir yaratıcı yoktu, yaratıcı kavramı yalnız ve yalnız insan düşüncesinde bulunuyordu. Atatürk, nedenselliği ev­renin başından sonuna kadar evrende aradı. Materyalist Felsefe Sözlüğü, Tanrısızlığı şöyle tanımlıyor: "Ta­biat-üstü olana (ruhlar, tanrılar, ölümden sonra diriliş, vs) inanmayı reddeden bir görüşler sistemi. Tanrısızlık dinin kaynaklarını ve doğuşunun nedenlerini açıklar, dinsel dogmaları Evren'e ilişkin bi­limsel bir inceleme bakış açısından eleştirir, dinin sosyal rolünü eks­poze eder ve dinsel önyargıların nasıl yenildiğini gösterir."[28] Atatürk'ün 1924'ten sonraki tavrı, bu tanıma elifi elifine uy­maktadır. Bütün konuşmaları, yazdıkları ve topluma açıkladıkları bu açıdan tutarlıdır.
Sayfa 75 - kaynak yayınları, 1994Kitabı okudu
Reklam
“Hicret, insan ve toplumun dünya görüşünü değiştirir ve sonuçta da dinsel, fikirsel, duygusal donukluğu ve gerilemeyi iptal eder, toplumsal çürümeyi önler. Topyekün bir hareket ve toplumsal bir diriliş sebebi olan hicret, insanı, içinde bulunduğu dört donuk unsurdan (Tarih, toplum, tabiat ve ten)kurtararak yüce ve kâmil makamlara ulaştırır.”
Sayfa 52
Diriliş, özgürlüktür. Özgürlüğün ta kendisidir. Kaskatı kölelikten, esirlikten, ya da onların ters taraflarından özbenliğe geçirilen ten giysileri olan gururdan, benlikçilikten üstüne gölge düşürülemeyen varoluş özgürlüğü...
167 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.