Bilinç altının gücünü olarak okumaya başladığımda -yaklaşık ilk 50 sayfa için- bildiğim şeyleri sürekli tekrar ettiğini ve bende bir farkındalık oluşturmayacağını düşünmüştüm. Ancak okumayı ilerlettikçe ve kitaba zaman ayırdıkça içerisinde yazan bilgilerin her ne kadar bildiğimi düşündüğüm şeyler olsa da ne kadar değerli olduklarını farkettim. Aklımın bi köşesinde yer edecek çok fazla fikir içeriyor. Kitap normalde yaptığımı sandığım şeyleri yapmadığımı farketmeme neden oldu.
Evrende öyle bir denge var ki biz neyi düşünürsek kendimiz için ve dış dünya için neyi dilersek durum dönüp dolaşıp bizi buluyor. Aslında bu doğru değil mi? Herkesin de bildiği bir şey. Her dinde, görüşte ve inanç biçiminde bu konu farklı şelillerde zaten ifade edildi. Ancak biz bu duruma uygun hareket ediyor muyuz gerçekten de? Kitabın en büyük etkisi bu konuları toparlayıp bizlere sunmak ve aklımıza girmesi yönünde. Ne kadar pozitif düşünür, hayalimizde istediğimiz şeyleri canlandırırsak o kadar bu konuları yaşamımıza çekebiliriz. Olumsuz olarak yaşadığımız her sorun bizim korkularımız ve üstüne uzun uzun düşünüp negatif hayaller kurduğumuz konulara bağlı. Kendi düşüncelerimizin tutsağı olmak yerine zihnimizi yönettiğimizde bilinçaltımız bize güzel olan her şeyi getirecektir. Bunu bilmek buna inanmak yeterli sonrasında denediğimizde zaten gerçek olduğunu görüyoruz. Eminim herkesin bu şekilde en az bir tane anlatacak hikayesi vardır..
İyi ki başlarında emin olamadığımda kitabı bırakmamışım ve okumaya devam etmişim. İnsanlara tavsiye edebileceğim bir eser.
İnsan iki dünya arasında durur. Dış dünyanın beklentileri ve dayattıkları, iç dünyanın çağrısı ve zorlantıları.
Bazen yüzünü birine bazen de diğerine çevirir, seçtiğine bağlı olarak diğerini feda eder.
İnsanlar bir gecede gerçekleşmiş bir başarı olarak görürler. Dış dünya, öncesinde olanlardan ziyade en çarpıcı olayları görür. Ama siz bugün o sıçrayışı mümkün kılanın uzun zaman önce -hiç ilerleme kaydetmiyormuşsunuz gibi göründüğünüz zamanlarda- harcadığınız emek olduğunu bilirsiniz.
topluluk ki yuvarlak, ortası şişkin, dış çeperi de ortaya dahil. Ah yuvarlak toplulukların yuvarlana yuvarlana aldıkları yol, ah yuvarlacıklığın içinde hiç kenarı köşesi acımayan, kopmayan, vura vura helak olmayanlar, ah kendi sağı, soluna batmayanlar, kendi gözü kendini oymayanlar, ah yuvarlacıklar, en fazla bir tümseğe gelince hafiften sekenler, buyurun, dünya sizin.