Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İŞİTME DUYUMU
İşitme işlevini gören ve denge organını içinde bulunduran kualk üç bölümden oluşmaktadır, dış kulak, orta kulak, ve iç kulak. İşitmeyi sağlayan uyarımlar ise ses dalgalarıdır.
Daha söylerken, içinizdeki ses ile dış sesinizin ne denli farklı olduğunu hisseder, ve ben SÖYLEYEMEDİKLERİMİM dersiniz.
Reklam
“Tekmil köylü milleti böyle! Birbirini çekemiyor. Kıskançlık ilerledi. Benim gezdiğim köyler hep böyle. Düzenliği yok. Geçimi yok. Tamah çoğaldı. İyice çivisi çıktı köylerin!..” “Ağzını öpeyim! Ne kadın konuşuyorsun!..” “Nelerini gördük şu Erle Çukuru’nda geze geze! Bu mesleğin içinde! Namussuzları namuslu olmaya zorlayacak bir kuvvet yok! İmamların forsu yıkılmıştır. Zaten de yoktur. Bileği kuvvetli zalime hökümet diş geçiremiyor. Kolu yetişemiyor. Yoksullar eziliyor böyle. Hiç ses çıkaramıyorlar. Dertlerini kimseye anlatamıyorlar. Karataş’ın Muhtarını ben bilirim, hinoğlu hin, cinoğlu cindir! Yerdeki Kaymakamı değil, gökteki Allahı kandırır yarın! Tanıkları kandırır, yargıçları kandırır! Köylük yerin hali dumandır. Bundan böyle tüm dumandır Irazca teyzem!..” “Hiç de duman değildir!” dedi Irazca içinden “Hiç de duman değildir, ama azcık güvendiğin yer olacak!..”
Yetişkinler çocukların yalnızca gösterişli şeylere, parlak renklere, yüksek seslere vs. karşı duyarlı olduklarına inanır. Bu tip şiddetli uyaranların onların dikkatini çektiği doğru; şarkı söyleyen insanların, zil seslerinin, dalgalanan bayrakların ya da parlak ışıkların çocukların dikkatini çektiğini hepimiz görmüşüzdür. Fakat dışarıdan gelen bu tür şiddetli uyaranlar tesadüfi olmaktan öteye gitmez; dikkat dağıtır, şiddetli bir biçimde dikkat çeker ve duyuları, uyaran neyse ona yöneltir. Biz yetişkinler de, her ne kadar tam bir paralellik olmasa da, eğer bir kitaba kendimizi kaptırmışsak pencerenin önünden geçen gürültülü bir bandonun sesini aniden duyduğumuzda gidip bakmak için yerimizden kalkarız. Sessizce oturup kitap okuyan bir insanın kitaba son derece yoğunlaşmış olduğunu fark etmeyen ve bu insanı sadece kalkıp bandoyu dinlemeye giderken gören biri, insanları en çok cezbeden şeyin ses olduğunu söylerdi. İşte biz çocukları bu şekilde yargıladık. Fakat güçlü bir dış uyaranın çocukların dikkatini çektiği gerçeği tesadüfidir ve şans eseri gerçekleşir. Bunun çocuğun iç dünyasına ait olan, zihninin derin ve oluşumsal kısmıyla hiçbir ilişkisi yoktur. Çocukların zar zor fark edilecek kadar küçük olan şeylere kendilerini kaptırdıklarını fark ettiğimiz zaman bu içsel sürecin belirtilerini de ayırt edebiliriz.
Sayfa 70 - Kaknüs Eğitim KitaplığıKitabı okuyor
hazret
geceyi yarıp gelen ses gönlümü yarıp giden ses tatlı taş yarılmasından diş ayrılmasından akıp havaya ağan zamanın ancak ilhamla fısıldadığı mısraların gizli gizli sığındığı kelime ey
Sayfa 43 - Yapı Kredi Yayınları, Genişletilmiş 2. baskı: İstanbul, Nisan 2011
Sokrat, "Düşünmek, ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır," der. İç konuşmalarımızla kendimizi motive edip güçlendirebileceğimiz gibi, zihnimizde çaresizliğin örümcek ağlarını da örebiliriz. Araştırmalara göre aklımızdan günde ortalama 60.000 ile 80.000 arasında düşünce geçmektedir. Başka bir araştırmada iç konuşmalarımızın % 75'inin
Reklam
Tek bir kelime söyleyip, ya da biraz ilerleyip, susabilirsiniz. Nasıl olsa gerçeğe ihanet etmeden bir şeyi anlatmanın olanağı yoktur. Daha söylerken, içinizdeki ses ile dış sesinizin ne denli farklı olduğunu hisseder, ve BEN SÖYLEYEMEDIKLERIMIM, dersiniz. Öğrenilen tüm gerçekler, başkalarına söylenen yalanlar sayesinde bulunur.
Sayfa 19 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Dış görünüş çoğu kez yansıtmaz içinin ne olduğunu. Oysa dünya hâlâ süslerle avunup aldanıyor. Hukuku ele alalım: duruşmada en yoz, en çürük dava bile, Etkili bir ses ve sözcüklerle kötülüğü gizlemiyor mu?
Cumhuriyetin kuruluş döneminde ulus-inşa sürecinde Türkçülüğün kültürel unsurları sıklıkla resmi söylemde yer almakla birlikte dış politika bağlamında "Dış Türkler" konusu uzak durulan bir alan oldu. Atatürk İslam Birliği ve Türk Birliği gibi idealleri hayalci buluyor, İslamcılık ya da Türkçülük temelinde bir dış politika izlemenin ulusal çıkarlar açısından maceraperest bir yaklaşm olacağına inanıyordu. Konjonktürel nedenlerin de etkisiyle pragmatik bir tercihi yansıtan bu yaklaşım zamanla doktrinleşerek katı bir tutuma dönüştü Dış politika bir yana, Türkiye dışında yaşayan Türklerle kültürel bağlamda ilgilenmek bile uzun yıllar "faşist" ya da "Turancı" suçlamasıyla karşılaşmayı göz önüne almayı gerektiriyordu. Türkiye'de dış Türklerle ilgilenen bir siyaal damar her zaman var olmakla birlikte bu Türk siyasal yaşamında hem cılız bir ses olarak kalıyor, hem de bürokratik kadrolardaki hâkim zihniyetin sert çeperlerine çarparak etkisini kaybediyordu.
Sayfa 4 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Passion başını kaldırarak Mark'ın 12 hatlarını dikkatle inceledi. Ne görüyordu? Mark onun yüz Halesinde açlık ve ihtiras görüyordu. Açlık ve ihtirası başka bir by yumuşatıyordu. Mark bunun ne olduğunu bilmiyordu ama onm boş hayallere kapılmasını da istemiyordu. Mark onun clinin üzerindeki elini sıkarak avucunu bastırdı. Hurada bulunmamın
Sayfa 39
Reklam
"Bir görüntü dış ses, diyalog ve başka açıklama araçlarının yardımı olmadan da kendi başına anlam, üslup, ruh, hava ve alt metin aktarabilmelidir. Sinema, sessiz film zamanında bunun en saf halini yaşadı; ama ilke hala geçerlidir: Görüntü kendi ayakları üstünde durmalıdır."
Namussuzları namuslu olmaya zorlayacak bir kuvvet yok! İmamların forsu yıkılmıştır. Zaten de yoktur. Bileği kuvvetli zalime hökümet diş geçiremiyor. Kolu yetişemiyor. Yoksullar eziliyor böyle. Hiç ses çıkarmıyorlar. Dertlerini kimseye anlatamıyorlar.
Sayfa 222 - Literatür Yayınları / Fakir Baykurt Kitaplığı: 2 / Otuz Beşinci Basım, Şubat 2023Kitabı okudu
Çoğu cümlenin başı doğru, sonu yalandır - bunun gibi... Cümleleri tamamlamanın gereksizliği ve zararı da buradadır. Tek bir kelime söyleyip, ya da biraz ilerleyip, susabilirsiniz. Nasıl olsa gerçeğe ihanet etmeden bir şeyi anlatmanın olanağı yoktur. Daha söylerken, içinizdeki ses ile dış sesinizin ne denli farklı olduğunu hisseder, ve BEN SÖYLEYEMEDİKLERİMİM, dersiniz.
ALISON: Matthaw’un niçin benimle evlenmek isteyebileceğini düşünüp duruyorum.Benim verecek hiçbir şeyim yok. Ben hic olgun değilim.Bir erkeğin ilgisini üzerimde tutmak için gerekli nitelikler yok bende. Hiçbir şekilde özel değilim. Dış görünüşüm orta derecede, zekam orta derecede. İyi bir kişiliğim yok. TERAPİST: Kimin sesi bu? Bütün bunları söyleyen kafandaki ses kimin? ALISON:Bu Eric, benim eski erkek arkadaşım. TERAPİST:Başka biri de olabilir mi? ALISON:(duraksar) Babamın sesi.
Sayfa 278Kitabı okudu
Körlük
Dünyanın sonunun geldiği ilan ediliyordu, günahlarımızın kefaretini çekip huzura kavuşacaktık,yedinci gün vizyonu,meleklerin yeryüzüne ineceği,evrenin dağılacagi, güneşin sönecegini,kabile ruhu,adamotunun özsuyu, kaplanın yaydığı koku,maymunun erdemi, rüzgarın disiplini,ayin rayihasi, karanlığın talebi,şeytan kovma ayinlerinin gücü, topuğun bıraktığı iz, gülün çarmıha gerilmesi, pınarların saflığı,kara kedinin kanı, gölgelerin uykusu,batakliklarin başkaldırısı ,yamyamlığın mantığı, acısız iğdîş etme yöntemi,ilahi dövme yapımı gönüllü körlük,iç bükey,dış bükey,düz,dikey, yatık, yoğunlaşmış, dağınık, öfkeli düşünce,ses tellerinin alınması, sözün ölümü anlatılıyordu,,,,,
Sayfa 300 - KIRMIZIKEDİ YAYINEVİKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.