Ben aşkı iskandil edilemez, şiddetli olsalar da, nadiren patlak veren kasırgaların belirli sınırlar içinde kaldığı, iki varlığın, lüksünden ve gösterişinden nefret ettikleri dünyadan uzakta, çiçekli adasında yaşadıkları, uçsuz bucaksız bir göl olarak düşünmüştüm. Ama, belki de yanılıyorum, aşk kişiliklerin izlerini taşıyor olmalı. Doğanın kuralları iklimlere göre biçimlenebiliyorsa, aynı şey neden duygular için de geçerli olmasın? Kuşkusuz, genel yasaya topluca bağlı olan duygular dışavurum tarzları sebebiyle birbiriyle çelişiyor. Her ruhun bir üslubu vardır. Markiz, erkeğin gücüyle mesafeleri aşan, harekete geçen, yaratıcılaşan, sevgilisini tutsaklıktan kurtarmak için zindancıyı, muhafızları, cellatları öldürmeyi göze alan güçlü bir kadın; oysa bazı kadınlar sadece bütün ruhlarıyla sevmesini bilir; tehlike karşısında diz çöker, dua eder ve ölürler. Bu iki kadın tipinden hangisi sizin daha fazla hoşunuza gidiyor, işte asıl sorun bu!
Sayfa 235Kitabı okudu
Siz de çok iyi bilirsiniz ki, bu dünyada insan aklının yüksek manevi dışavurumu dışındaki her şey önemsiz ve sıkıcıdır.
Reklam
Bedendeki her kıpırtı, her dışavurum ve her belirtide ruhun güttüğü niyet ve amaçların damgasını görürüz.
Nesne veya hazza yönelikmiş gibi görünen tüketim davranışları aslında tamamıyla başka amaçlara yanıt verir: Arzunun metaforik ya da dolaylı dışavurumu, farklılaştırıcı göstergeler üzerinden toplumsal bir değerler kodunun üretilmesi.
İç çekiş harflere nasıl dökülür? Peki ardından her boşluğa kendini sığdıran sessizlik? Eksilmişliği resmetmek dürtüsüne yenilsek, renklerin ellerinde olmadan yarattığı fazlalık duygusuyla mı savaşmak gerekir bu sefer? Dışavurum hissedileni yansıtmayacak endişesindense kendi içimizde mi sindirip tüketmeliyiz kimi duyguları yoksa ..? Belki de arka plana müzik ekleyip kafa yormamaya çalışmaktır en iyisi..
“Vermek Almaktan Daha Hayırlıdır.”
Alabildiğine eski bir insanlık deneyiminin dışavurumu sayılan bu sözün anlamı üzerine düşündük mü görürüz ki , burada anlatılmak istenen ruhsal bir durumdur; vermenin , kollayıp gözetmenin , yardım elini uzatmanın insanın ruhunda yarattığı havadır , bu hava ruhsal yaşamda kendiliğinden ele geçirdiği bir Tanrı armağanıdır adeta.
Sayfa 242 - Say Yayınları / Çev: Kamuran Şipal
Reklam
1.000 öğeden 931 ile 940 arasındakiler gösteriliyor.