Kendimi tam bir profesyonel gibi hissediyordum; iç organların çoğunu gördüğümden, yaşadığım tüm bu deneyimler karşısında ukalaca kendini beğenmiş bir tavır takınmıştım. İlk diseksiyonlarımı yapmış, vücudu kesip biçmiş ve başlıca organların çoğunun anatomik yapısını öğrenmiştim. Tüm bunlar benim için mekanik, duygusallıktan uzak, bilimsel faaliyetlerdi. O âna kadar rahat olmamı sağlayan bu yanılsama, elleri açığa çıkardığımda bir anda yok oldu. Parmakların üzerine sarılmış gazlı bezleri açarken-eklemleri, parmak uçlarını ve tırnakları ilk gördüğümde- geçen birkaç hafta boyunca bastırdığım duygular da açığa çıktı. Bu bir oyuncak bebek veya manken değildi, bir zamanlar hayatta olan ve elini eşya taşımak veya sevdiklerini okşamak için kullanan bir insandı. İlk başta mekanik bir faaliyet gibi düşündüğüm diseksiyon işlemi aniden derin ve duygusal bir deneyime dönüştü. O âna kadar kadavra ile aramdaki bağı gör mezden gelmiştim. Mideyi, safra kesesini ve diğer organları açığa çıkarmıştım ama aklı başında hangi insan safra kesesini görünce kadavra ile duygusal bir bağ kurabilir ki? Elleri, bu derece insana özgü kılan şey nedir? Bu sorunun cevabı, kısmen de olsa, ellerin insanlar arasında görünür bir bağ oluşturmasında yatar. Eller kim olduğumuzun ve yapa- bileceklerimizin bir simgesidir. Kemikler, sinirler ve damarlardan oluşan bu karmaşık yapı cisimleri kavrama, inşa etme ve düşüncelerimizi gerçeğe dönüştürme yeteneklerimizin kaynağını oluşturur.
Umutla umutsuzluk arası bir sevgiyi hala taşıdığını kendine itiraf etti.
Sayfa 21 - Koyu Kitap
Reklam
Artık eskisi gibi hiçbir şeye hevesli değildi, hayat monotonlaşmıştı.
Sayfa 20 - Koyu Kitap
Unutmanın en kolay yolu başka bir hayata kucak açmak değil miydi?
Sayfa 19 - Koyu Kitap
Aklının kabul etmediğini gönlüne kabul ettiremezdi.
Sayfa 17 - Koyu Kitap
Kalbinizi kıran birisi oldu mu? Ya da içinizden herhangi birisi hiç kalp kırdı mı?
Sayfa 33 - Koyu Kitap
Reklam
99 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.