Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Fakat nedir bu reel diyalektik?
Reel diyalektik, bir şeyin nasıl olması gerektiğine ve nasıl ola­cağına ilişkin hiçbir şeyin a priori hesap edilemeyeceği anlamına gelmektedir. Bilebileceğimiz tek şey, oluşmakta olanın yönüdür. Daima somut olan problem ise, ancak bir sonraki adımda tespit edi­lebilir. Buradaki politik düşüncenin görevi, mutlak bir doğruluk tablosu çizmek ve daha sonra da gerçekliğin duvarlarına tarihsel ol­mayan bir saldırıda bulunmak değildir. Komünist teori de dahil ol­mak üzere tüm teoriler, oluşmakta olanın işlevidir. Teori-pratik ara­sındaki diyalektik ilişki, ilk başta teorinin -toplumsal bir iradeci içtepiden hareketle- durumu aydınlatmasından ibarettir. Ve ger­çeklik, daha bu şekilde aydınlatılmış bir durum çerçevesinde ey­lemde bulunduğumuz andan itibaren değişmekledir; bununla bir­likte de yeni bir teorinin meydana geldiği bu gerçeklikteki konumu­muz değişir. Demek ki sıralama şu şekilde olmaktadır: 1. Her teori, gerçekliğin bir işlevidir, 2. Her teori, belli eylemlere yol açar. 3. Eylemde bulunmak, gerçekliği değişime uğratır ya da -başarılı ola­mıyorsa eğer- bir önceki teorinin revizyonuna-zorlar. Eylemde bu­lunmaktan dolayı değişime uğramış reel koşullar sonucu ise yeni bir teori meydana gelmektedir.
Sayfa 132 - De Ki Basım Yayım, 2008.Kitabı okudu
88 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eristik Diyalektik
Eristik Diyalektik
mi dersin yoksa ben mi gerçek ismini açıklayım narsistin el kitabı :) İlginç ama bir o kadar da öğreten ve keyif veren bir deneme türü ile geldim. Eristik diyalektik için kısaca “tartışma sanatı” başka bir anlatımla “haklı çıkacak şekilde tartışma” diyebiliriz. 19. Yüzyıl Felsefesi önemli isimlerinden
Immanuel Kant
Immanuel Kant
ın öğrencisi
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Eristik Diyalektik
Eristik DiyalektikArthur Schopenhauer · Sel Yayıncılık · 20112,374 okunma
Reklam
İdeal Nedir?
İdeal, yalnızca iki karşıt "başkalaşımın" karşılıklı deviminde -etkinlik biçimleriyle şeylerin biçimlerinin diyalektik çelişkili karşılıklı dönüşümlerinde- vardır. Bundan dolayı, şeylerin ideallikleri sorununu bir tek diyalektik materyalizm çözebilmiştir.
Sayfa 157 - Yordam KitapKitabı okudu
Gerçek nedir? Ya da gerçek gerçek midir? Bu soru tarihsel olarak filozofların yanıt aradığı en önemli sorulardan birisidir. İnsanların çoğu aslında toplumsal yaşam içerisinde gerçeği aramazlar, daha doğrusu gerçek diye bir sorunları yoktur. Çünkü çoğu zaman gerçeğe ulaşma çabası riskli ve tehlikelidir. Bu yüzden sistem tarafından kendilerine
külahımızı önümüze koyup düşünelim: önce bu çık­ mazdan nasıl kurtuluruz? yaygın düşünce, yakın za­ manlara kadar saygın uygulama, halkın (hayır, işçi sı­ nıfının değil, daha çok köylü zümrelerinin) sorunları­ nı, onun anlayabileceği bir dille anlatmaktı. bir zaman bu tutumun estetiği harcadığını anlayamadık. estetiği harcamak ne demek, sanatın
Kader insana verilen òzgürlüktür...
Özgürlük ve kader nasıl buluşur, nasıl dönüşür? Rollo May, özgürlükle, yaşamın doğal ve kendi koyduğu (örneğin kültürel) sınırlar içinde seçim yapma kapasitesini kastetmiştir. Özgürlük aynı zamanda sorumluluk anlamına da gelir; çünkü May’in de belirttiği gibi, eğer bize seçme gücü verildiyse, bu gücü kullanmak da bizim görevimiz değil midir? O
Reklam
"Bu arada o sıkıntıların, bunalımların sara hastalığının tam nöbet gelmeden önce (nöbet uyanıkken geldiyse) bir aşaması olduğu, gerilim sırasında beyninin bir anlığına aydınlandığı, yaşam gücünün olağanüstü güçlendiği gelmişti aklına. Bir şimşeğin çakması kadar kısa olan bu anda yaşam duygusu da, kendini algılaması da on kat artıyordu. Aklı,
Marksist analiz siyaset biliminin ılımlı ve radikal eleştirilerine göre devleti açıklamaya daha fazla yönelim gösterir. Marx devleti “toplumun mevcut yapısının etkin, bilinçli ve resmî ifadesi” olarak ve başka bir yerde de “hâkim sınıf içerisindeki bireylerin ortak çıkarlarını dayattıkları biçim” olarak tarif eder. Marx’a göre bizim yönlendirilmiş ve yanlı siyasi pratiklerimizi anlamanın anahtarı kapitalist toplumdaki devletin doğası içerisinde aranmalıdır. Bu bakımdan siyasete yönelik bir yaklaşım geliştirmenin yolu devleti incelemekten geçer. Öte yandan Marx’ın yorumlarında da açıkça ortaya çıktığı gibi devlete de ancak dolaylı bir şekilde yaklaşılabilir. Onun ne yaptığına, onun kendine özgü gündemini çerçevelendiren toplumsal yapıya ve özellikle de ondan kimin istifade ettiğine bakmadan devletin ne olduğunu kavramak mümkün değildir. “Devlet nedir?” sorusu devletin toplumdaki rolüne, yani bu yolla da kapitalist topluma ve onun siyasi işlevleri açısından neyi gerektirdiğine dair bir sorudur.
→ "Yas" AC'ye kederimin nasıl kaotik, sapkın durumda olduğunu; zamana boyun eğen, diyalektik hale gelen, aşınan, "düzene giren" yaygın -ve psikanalitik- bir yas fikrine hangi bakımdan direndiğini anlattım. Keder hemen her şeyi zapt etmedi - ama yine de aşınmak nedir bilmiyor. - AC'nin yanıtıysa şöyle oldu: Yas denilen de işte budur. (Böylece, Bilmenin, İndirgemenin öznesi olarak oluşur) - Ben bundan dolayı acı çekiyorum. Kederimin indirgenmesine-genelleştirilmesine - Kierkegaard¹- katlanamıyorum: Sanki insanlar onu benden çalıyorlarmış gibi. ¹ Konuşmaya başlar başlamaz genel olanı dile getiriyorum, susarsam, hiç kimse beni anlayamaz" Søren Kierkegaard.
Sayfa 79 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Şu lafı kim etmiştir? Bir araştırın
"Biz yalnız mücrim [suçlu] insanları değil, mücrim fikirleri de kelepçe elde deliğe tıkarız."
Sayfa 133 - Derleniş yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İsmet İnönü'nün lafına doğru varan bir anlatış-2
Fikirleri "iyi çorba" eden bu "iyi kebapçı" meşhur bilginlerin koca Fransa'yı nasıl Hitler'e teslim ettiklerinde artık analaşılmayacak ne kalır? Ren ırmağının öte yanında Faşizm sürekli olarak en son model Fransız örneklerini, Fransız milyoneri Schneider (Şnayder)'den alarak harıl harıl tank, tayyare yaparken,
Derleniş yayınlarıKitabı okudu
İsmet İnönü'nün lafına doğru varan bir anlatış-1
Profesör ; "Deha, mesleğin yerini tutabilir, fakat meslek dehanın yerini tutamaz", der. Ve ben uydurmuyorum: "meşhur bilgin, yazar", Deha'nın vücudunu [nasıl deha olunabildiğini] ispat için şu büyük gerçeği söyler: "İnsan ancak doğuştan iyi kebapçı olur." Ve muhterem yazar "iyi kebapçı olmak isteyenlere bir de reklam sunar: "Bu adamları (idareci kebapçıları) hangi mektepte yetiştirmeli?" diyenlere bedavadan "Ecole française des sciences politique"i salık verir!
Sayfa 141 - Derleniş yayınlarıKitabı okudu
"Genellikle felsefeyi kadın­lara yakıştırmam." "Aksine hayatım, kadınlar felsefenin anasıdır . Neden dersen, erkekler, felsefeyi yalnız kitaplardan çıkarırlar. Ka­dınlarsa karınlarından. Afedersin biraz kaba oldu . . . Aman seni üzmeyeyim. Sen jeolojiden mezunsun değil mi?" "Evet." "Diyalektik Materyalizm okudun mu" "Okudum." "Tez, antizez, sentez nedir bilirsin değil mi ?" "Beni sınava mı çekiyorsun?" "Yok canım, dinle; Birinci tezdir, tamam mı ? ikinci, karşıtı antitez. Üçüncü de ikisinin sentezi. " "Ne yani?" "Şu yani, çocuk üçüncüdür; Sentez. Anladın mı? Kadın tezdir. Erkek antitez. Çocuk sentez. Şimdi bak, eğer ben tezsem, sen antitez oluyorsun. "
Sayfa 79 - Simavi YayınlarıKitabı okudu
523 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.