Ellerinden öperim Mustafa Kemal Senin dalın yaprağın biz senin fidanların Biz bunları yapmadık Sen elbette bilirsin bilirsin Mustafa Kemal Elsiz ayaksız bir yeşil yılan Yaptıklarını yıkıyorlar Mustafa Kemal Hani bir vakitler Kubilay'ı kestiler Çün buyurdun kesenleri astılar Sen uyudun asılanlar dirildi Mustafa'm Mustafa
... Adamcağız yine ellerini saçına götürerek yolmak istedi: Ökkeş yavrum oğlum vazgeç bu huyundan. Hayvanlar konuşmazlar, tavuklar konuşmazlar.." "Peki gıt gıt gıdak, diyor ya... "Der tabii.." "O zaman diyor ki, gıt gıt gıdak, yumurtam sıcak.. "Sen kim bilir, belki hayvanın civcivlerini falan ellemişsindir, o da sana kabarmış, kızmıştır... Kümese bir yılan falan girse, ana tavuk hemen bu yılanın üzerine atılır. Hayvanlar olsun, insanlar olsun yavrularını çok sever..." Ökkeş babasının yanına yaklaştı: "Sen de beni seviyon mu?" dedi. Babası onun sırtını okşadı: "Elbette severim oğlum... ...
Reklam
Hep gelmek, ziyaret etmek istedim seni, diyorum. Öyleyse niçin gerçekleştirmedin? diyor. Vaktim olmadı diyeceğim, ama değil. Vaktim vardı. Her şeyi yapmaya vaktim vardı. Ama kimi şeyleri yapabildim. Kimilerini... Ben, demek ikincilerdenim, diyor inleyerek. Hayır, diyorum. Gerçeği şu ki, sana gelmeye korktum. Niçin? diyor. Yüreğinin değil de, hekiminin söylediğini dinlediğin için mi? Tam tersi, diyorum. Doktorum, Git gör onu, dedi. Ama ben, inanır mısın, gerçeği söyleyeceğim, ama inanacak mısın, hayır, inanmayacaksın diye korkuyorum. Söyle bakalım, diyor gıcırtılı bir sesle. Ben hep büyü bozulacak diye korktum.
Marcus Antonius'un Sezar'ın öldürülmesinden sonra halka hitabı
Dostlar, Romalılar, yurttaşlar, dinleyin; Ben Caesar’ı gömmeye geldim, övmeye değil. İnsanın ettiği kötülük yaşar ardından, İyilikleriyse toprağa gider kemikleriyle. Bırakın, öyle olsun Caesar için de. Soylu Brutus, muhteris dedi Caesar için: Öyle idiyse, ağır bir suç bu. Ve Caesar bütün ağırlığıyla ödedi suçunu. Burda Brutus ve ötekilerin
__ “Gençler,” diyor genellikle sözün ortasında, “kalpsizdirler, eski saygı yok artık onlarda.” Daha ileri gitmemesi için onu onaylıyorum, ama içten içe inanıyorum ki, yüreklerde hiçbir değişiklik yoktur, yalnızca şimdi daha az sahtekârlık var, hepsi bu. Yaşlıların doğaları gereği bilge olmadıkları gibi gençlerin de doğaları gereği bencil olmadıklarını düşünüyorum. Anlayış ve yüzeysellik, yaşla değil herkesin hak ettiği yolla ilgilidir. ___
Sayfa 273 - epubKitabı okudu
Ambalajlar, kurdelalar, boyalar, ilanlar, reklamlar, moda öncüleri... Sevdiginiz yıldızlar diyor ki... Cildimin güzelliğini falana borçluyum... Bu yatak çarşafını alkışlıyorum... Gazeteler, televizyonlar, sinemalar... Şunu ye.... Bunu iç... Falan yere git... Filan yeri seç... Bilmem ne aldın mı? Almadıysan boku yedin... En iyisi ananın dini... Paranı falan bankaya yatır... Götünüzdeki kılları en iyi falan çeker... Ananızı en iyi falan düzer... Duvar afişleri, karılar, kızlar, oğlanlar... İçelimler... sıçalımlar... "Hırsızlar!" Binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insan masa başlarında milyonlarca saat harcayarak, halkın cebindeki bir kuruşu kapmak için yarışıyor... En çarpıcı rengi, en aldatıcıyı, en etkiliyi bulan kazanacak... "Hırsızlar!"
Reklam
malum şahsı TV'de görünce;
Şeytan diyor ki git şunu tepele, çiğne, nakavt
Sayfa 63 - Metis yayınları
“umurlarında değil sözün mahremliği yürekten gelmeyen sorular; paslı kilit bir ses diyor ki: Ya hu çek git”
Sayfa 13 - epubKitabı okudu
Hüzünlü bir küfür bilen var mı mayıstan başka; hani şeytan diyor ki durma çözül, dağıl milyarlarca hücreye ve git, ağlamaya uzak bir şehirde yeniden başla!
Sayfa 156 - yaz misafiriKitabı okudu
745 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.