Türk, Müslüman Olduktan Sonra Türk'tür Üstad şişeyle suyun terkibi/sentezi olmaz hesabı Türk İslam, Kürt İslam, Arap İslam gibi eklemelere şiddetle karşı çıkıyor. Türk de, Arap da Kürt de Müslüman olduktan sonra Türk, Kürt ve Arap'tır. Büyük Doğu Mimarı bu hususta mealen diyor ki: "Bizim milliyetçilik anlayışımız şudur: Biz insanların
ORDİNARYÜS’ÜN FAHİŞ YANLIŞLARI Türk dili ve tarihi üzerinde çalışan Batılı bilginlerden birçoğu Akdeniz’den Çin içlerine kadar yayılan ve kendilerine “Türk” diyen insanları, ilmi görüşle, tek bir millet saydığı gibi, bazıları da İstanbul’dan Çin içlerine kadar uzanan geniş bölgede, mesela İstanbul Türkçesi konuşarak herkesle anlaşmanın kabil
Reklam
Ahmet Muhip Dranas ile Atsız'ın polemiği
HADDİNİ BİL Hâkimiyeti Milliye’nin 21.XI.1933 tarihli 4434. sayısında A. Muhip imzasıyla Orhun’dan bahseden bir yazı çıktı. Tarihten de, felsefeden de salâhiyetle dem vuran ve benim “Türk Tarihi Üzerinde Toplamalar” adlı eserimin başlangıcını tenkit eden bu yazı aynen şudur: Orhon (1) Edirne de bu namda bir mecmua intişar etmeye başladı.
Adile Ayda'ya yazdığı 14 Ocak 1975 tarihli mektupta şöyle diyor: "Nihayet muayenehanesinde âletli ve kaçak bir laboratuvarı bulunan bir doktora gidebildim ve sevimsiz haberler alarak çıktım: Kalp arızalı, öteki arızalar da caba... Maltepe'ye gelişinizden sonra yazdığınız bir mektupta, en aşağı yirmi yıl daha yaşayacağım hakkındaki dostane sözleriniz ve tesellileriniz gerçekleşmeyecek. Abdülhak Hâmid'in dediği gibi, benim için de artık:" "Tat yok gecesinde, gündüzünde;" "Ben neyleyim bu yer yüzünde?" "Bunun için esef etmiyorum ammâ, Türklerin bir birlik olduğunu iddia eden Türk Tarihi'ni bitiremeden gidersem, cidden yazık olacak." (Ayda 1988: 79).
Tarih
Tarih, insanları; insanlar da tarihi oluşturduğuna göre ebediyete kadar devan edecek fâsid bir dairenin içinde kapalıyız demektir ve tarihin bedbahtlığı da kendisinin menfaat gördükleri zaman en ilâhî hakikatı bile red, inkâr, tahrif veya ihfâ edebilen insanlar tarafındanhikâye edilmesindedir. Uzağa gitmeden çatırtısı hâlâ işitilen bir hâileyi
Sayfa 91 - ÖtükenKitabı okudu
Nihal Atsız Beyin son 3 saatı (Muzaffer Eriş)
1975 Yılı, On Aralık Çarşamba sabahı saat sekiz. Ankara'da, Refet KÖRÜKLÜ Beğ'in Küçükesat'taki evinin önündeyim. Birlikte otomobille İstanbul'a gideceğiz, bekliyorum. Ayrıca Adalet Hanım ve Faruk Çil Beğ de gidecekler. Arabanın aynasındaki arızalı vidayı tornavidayla sıkıştırmağa uğraşıyorum. Ayna birden fırlayarak düştü, kırıldı. Kırılan aynanın
Reklam
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.