Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dobby

Söylemeye gerek yok ki, bir gün gelir insan yenilir. Beden, zamanın geçişiyle birlikte istemeseniz de çöker. Er ya da geç geriler, tükenir. Beden çökünce, (olasılıkla) ruh da istikametini kaybediverir.
Reklam
"...uzun yaşayabilecek olmasam da en azından yaşarken dolu dolu bir yaşam sürmek isterim, diye düşünerek koşan insanlar, sayı olarak çok daha fazladır bence. Ne olduğunu anlamadan yaşanan bir on yıla kıyasla net hedefler belirlenerek dolu dolu yaşanan bir on yıl doğal olarak çok daha istenir bir şeydir."
Bazı süreçler, ne yapılırsa yapılsın, değişikliği kaldırmaz. Ben bu düşüncedeyim. Eğer bu süreçle birlikte var olmaktan başka çaremiz yoksa, bizim yapabileceğimiz şey, inatçı bir azimle kendimizi değiştirmek (belki de dönüştürmek). Bu, süreci kendi karakterimizin bir parçası haline getirmekten ibarettir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
**"Nehri düşünmeye çalışırım. Bulutları düşünmeye çalışırım Fakat aslında, hiçbir şey düşünmüyorumdur. Ben kendi üretimim, derli toplu bir boşluk içerisinde, özlemini duyduğum sessizlik içerisinde koşmayı sürdürüyorum yalnızca. Bu çok hoş bir şey. Kim ne derse desin."
"...Fakat nedendir bilmem, eskiden beri bir başkasına üstün gelmek ya da yenilmek pek umurumda olmadı. Bu özelliğim bir yetişkin olduktan sonra da değişmedi. Hangi konuda olursa olsun bir başkasını yenmeyi ya da ona karşı yenilmeyi kafama takmam. Daha ziyade aklım kendi koyduğum standartları sağlamaya odaklanır."
Reklam
"Yaşamım hakkında düşündüğümde, arada sırada kendimi sahile vuran bir ağaç parçasından farklı değilmişim gibi hissettiğim oluyor."
‘'Sizce ‘yaşantı’ kelimesi doğru mudur?'’ Sorusuna gene kendisi karşılık verdi: ‘'Değildir. Çünkü yaşantı müspet bir kavramdır. Halbuki ‘-ntı' son eki, küçültme anlamı taşır, olumsuz kelimeleri türetmekte kullanılır: bulantı, çöküntü, sıkıntı, kuruntu, üzüntü, kırıntı, serpinti gibi.'’
"Mustafa İnan düşünüyordu: İnsanlar ne kadar bilirse, toleransa da o kadar fazla yer verecekler. Kelimelerin köklerini öğrenmek bile bir sürü boş inancı, yanlış anlamayı ortadan kaldırabilir."
"Bir de her işte burnunun dikine gidenlere de ‘Gerdan misali’ dermiş. Adana yakınındaki Gerdan köyünde yaşayanlar, bir yerden bir yere gidecekleri zaman, bu iki yer arasında bir çizgi üzerinde yolculuk ederlermiş. Bu doğrultudan hiç sapmazlarmış. Karşılarına bağ, bahçe, duvar, ırmak... ne çıkarsa çıksın doğrultudan şaşmazlarmış. Gerdan misali çok insan var bu ülkede."
Sayfa 160Kitabı okudu
"... olan sevgim ise toprak altındaki değişmez kayalar gibidir. Görünüşte pek hoşa gidecek yanı yoktur, ama onsuz olmaz."
Sayfa 102 - Can yayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Benim yaşamım onda odaklaşır. Yeryüzünde her şey yok olsa da yalnız o kalsa, ben var olmakta devam ederim; başka her şey yerinde dursa da yalnız o yok olsa, evren bana tümüyle yabancılaşır. Ben artık bu evrenin bir parçası değilmişim gibi olur."
Sayfa 102 - Can yayınlarıKitabı okudu
Dürüstçe yazmak zordur. Dürüst olmaya çalıştıkça sözcüklerin karanlığın içine doğru kayıp gidiyormuş gibi olur.
Yirmi yaşımdan itibaren bunu bir yaşam felsefesi olarak kabul ettim. Bu yüzden defalarca sert darbeler aldım, defalarca kandırıldım, defalarca yanlış anlaşıldım, bununla birlikte bir sürü garip deneyimde yaşadım.
Doğanın gizeminin kalbinde bambaşka bir gizem yatar.
Sayfa 214Kitabı okudu
"Mutsuz olanlardan nefret ediyorum," dedi Calcifer, " Gözyaşlarını üzerime damlatıyorlar. Sinirli olmalarını tercih ederim."
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.