Neslihan YILMAZ

İrfan kalbe dayanır.Kalbin bilgisi ise aklın bilgisinden farklıdır.Fakat bu ikisi birbirinden kopuk değildir. Kalbin de bir aklı vardır. Ona "irfan" diyoruz. Aklında bir kalbi vardır ki ona da "ilim" diyoruz. Her biliş, ilim değildir. ... Kısacası, ilim aklın kalbidir. İrfan ise kalbin aklıdır.
Sayfa 49 - MostarKitabı okudu
Reklam
Böyle bir sorunlar yumağının, "aç ve ihtiyar" Avrupa'nın "pazarı" olmak için can atanlar, bir kez daha mantık süzgeçlerini çalıştırmalılar! Ya da ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar hatta AB üyesi bir ülke vatandaşı bile olsalar asla Avrupalı olamayacaklarını anlamalılar. İyisi mi gerçekten kim olduklarını keşfetmeye çalışsınlar! Onlara, Allah'tan, akıl fikir ve yıkanmış beyinlerine huzur diliyorum.
Sayfa 394 - Remzi kitabeviKitabı okudu
Papa 2.jean Paul 1999 Noel'inde verdiği mesajda "Birinci bin yılda, avrupa hıristiyanlaştırıldı!" demişti. ikinci bin yılda Amerika ve Afrika'nın hıristiyanlaştırıldığını söylemişti. "Üçüncü bin yılda Asya'yı hıristiyanlaştıralım!" demişti... Ve Vatikan, " Asya'nın hristiyanlaştırılması sürecinde, Türkiye merkezdir" görüşünü açıklamıştı.
Sayfa 287 - Remzi kitabeviKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Türkülere müslümanlara laf atmasa popüler olmazdı şaşırdık mı hayırrrrr
... Burada Büyük Bay Golyadkin Türklerin uykuda bile tanrının adını anmakta haklı olduklarını belirtti. Sonra, Türklerin peygamberi Muhammed hakkında kimi alimlerin attığı bazı iftiralara katılmadığını belirten Bay Goldyadkin onu bir anlamda büyük bir siyasetçi olarak kabul ettiğini belirterek, bir derlemede okuduğu cezayirdeki ilginç bir berber dükkanını anlatmaya başladı. Misafir ve ev sahibi uzun bir süre Türklerin saflığına güldüler ama afyonun etkisiyle şahlanan hayret uyandırıcı fanatizmlerinin hakkını vermeden de geçmediler...
Sayfa 101 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Haklı çıkmak için karşısındakini bastırmaya çalışan, gerçeği anlamak için sabırla dinleyenden farklıdır; biri güç, diğeri hakkaniyet peşindedir.
Sayfa 143 - KronikKitabı okudu
Reklam
Yüzyıllar boyu kahır ve üzüntüden doyum sağlamayı bir yaşam biçimi olarak benimseyip bunu türkülerine, şarkılarına ve edebiyatına yansıtmış olan bir toplumun bireyleri, çağdaş dünyanın farklı beklentilerinin kendilerini uyanmaya ve etkin olmaya zorlamasını kızgınlıkla karşılayabilirler.
Sayfa 99 - MetisKitabı okudu
Azizden Kiniğe
Alaycılık her şeyi bahane seviyesine düşürmüştür, Güneş ve Ümit dışında, hayatın iki şartı dışında: dünyanın yıldızı ve kalbin yıldızı; biri göz kamaştırıcı, diğeri görünmez.
Sayfa 58 - metis yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Hangi günahı işledin de doğdun? Hangi suçu işledin de varsın? Acın da kaderin gibi sebepsiz. Hakikaten acı çekmek, nedenselliği bahane göstermeden dertlerin istilasını kabul etmektir; çılgın tabiatın bir lütfu gibi, bir negatif mucize gibi...
Sayfa 37 - metis yayınlarıKitabı yarım bıraktı
Dini inançlar konusunda anlaşamayan Hristiyanlar ve Müslümanlara paraya inançta anlaşıyordu, çünkü din bir şeye inanmamızı isterken, para başkalarının da bir şeye inandığına inanmamızı ister.
Sayfa 190 - kolektif kitapKitabı okudu