Çocuk yaşta doğayı ilk elden tecrübe etmelerinin, bilim insanı olmaya ve okyanuslar üzerine çalışmaya karar vermelerinde çok büyük bir etkisi olduğu konusunda oybirliğiyle hemfikiriz. İster aileleriyle birlikte gel-git havuzlarını incelemek ya da ormanda özgürce koşturmak, ister bir sınıf gezisine katılmak şeklinde olsun, erken arazi deneyimlerinin yaşamları üzerindeki etkisi çok derin.
Yabanda karşılaşabileceğimiz yerlerin sayısının azalması ve çocukların geride kalabilmiş yerleri keşfetme fırsatı bulamayışı, gelecek nesil doğa bilimcileri açısından ne anlama geliyor? Doğada yaşanan deneyimler bizleri onun güzelliği, gizemleri ve karmaşıklığı hakkında daha bilinçli ve daha değerbilir bir hale getiriyor. Bu değerbilirliği kazanmak için fırsat bulunamazsa, insanlığın doğaya karşı sorumlu etiğini, kahyalık etiğini kaybetmeyi de tehlikeye mi atıyoruz ya da çoktan kaybettik mi?
Sayfa 166
19. yüzyılda sınırsız ilerlemeye dair akıldışı iman, özellikle doğa bilimlerinin çarpıcı gelişme düzeyi nedeniyle evrensel kabul gördü.
Işık ve kütle çekimi aracılığıyla, evreni içinde bilgi işleyen cisimlerin hareket ettiği, sınırları olan bir kap gibi düşünebiliyoruz. Evrenin sınırı ufuktur. Görebildiğimiz yere kadar gider: Bu yüzden ona görünür evren diyoruz. Evrenin bundan ibâret olmadığını, ufkun ardında bambaşka doğa kanunlarıyla işleyen belki de sonsuz bir evren olduğunu düşünmek için her türlü sebep var elimizde. Mecazen, evreni onu anlamaya çalışarak da görüyoruz. Evren hakkında kafa yorduğumuzda bu mecazî görme yetisi gerçek görme yetimizle aynı kapıya çıkıyor. Eğer daha ilerisini görmek istiyorsak, ışığın ve kütle çekimin doğası üzerine daha derinlemesine kafa yormamız gerekecek.
Sayfa 90 - Pdf
Doğa tarafından son derece mükemmel şekilde yaşa göre uyarlanan oyun oynama isteği çocuğun ruh halini canlı tutmak ve gücünü ve sağlığını geliştirmek için teşvik edilmelidir.
Zaten halihazırda yapmak zorunda oldukları en temel sanat oynamak ve hareket etmektir.
Düşman ve sessiz doğa içinde insan özerkliği ne oluyor? "Bilme isteğinin, belki de bir tek anlamı var: Sorguya çekme nedeni olması. Bilme, hiç kuşkusuz, eylemin insanoğluna sağladığı (ki insanoğlu, bu eylemle dünyayı dönüşüme uğratıyor) özerklik için gerekli. Ama yapma ve etme ötesinde, bilme, kendisini yöneten soru sorma karşısında, bir çeşit aldatmaca, bir çeşit yem olarak görünüyor. Biz, sorgulamak demek olan başarısızlık içinde gülümsüyoruz. Vecdin çekici ve şaşırtıcı yanları ve Eros'un açtığı yanık yaraları da cevabı veril memiş sorular ve hem doğayı hem de kendi doğamızı bu sorulardan geçiriyoruz. Ahlakın sorgularına cevap vermesini bilseydim ... Doruktan kesinlikle uzaklaşacaktım. Soru sormayı benliğimde bir yara gibi açık bıraka rak, bir şansı ve doruğa ulaşabilme olanağını elimde tutuyorum.
Sayfa 32 - Pierre Klossowski'nin konferansın temel tezlerine ilişkin özetleri
Salzburg
Alplerin kuzeyinde yeni bir Roma kurmak isteyen başpiskoposlar mıydı, doğa mıydı, yoksa görkemli yapıları meydana getirmiş olan İtalyan mimarlar mıydı? Bu büyüleyiciliğin nedeni üzerine kesin bir yanıt vermek kolay değil. Tabii hepsinin bir birleşimi de olabilir...
Sayfa 273 - Everest Yayınları
Biliminsanı tanımı... Kendime not
§
"Bilim adamı” deyince çoğumuzun gözünde laboratuvarda deneylerine
gömülmüş, ak önlüklü, gözlüklü biri canlanır. Oysa bilimin öncüleri arasında
çalışmasını kum üzerinde (Arşimet), eğik kulede (Galileo), çiftlikte (Newton),
doğa araştırma gemisinde (Darwin), patent bürosunda (Einstein) yapanları
biliyoruz. Bilim düşünsel bir etkinliktir; yeri laboratuvarla değil, zekâ,
imgelem ve istenç gücüyle sınırlıdır. Bunun çarpıcı bir örneğini çalışmalarını
aralıksız yirmi yıl manastır bahçesinde sürdüren keşiş Mendel vermiştir.
Genetik biliminin kurucusu Gregor Mendel, Avusturya imparatorluğuna
dahil Çekoslavakya’da yoksul bir köylü çocuğu olarak dünyaya gelir. O
zaman kırsal kesimde hâlâ bir tür derebeylik düzeni egemendi. Topraksız
köylüler için boğaz tokluğuna ırgatlık dışında fazla bir seçenek yoktu; tek
kurtuluş yolu belki de eğitimdi. Ne var ki, eğitim de çoğunluk ilkokulla sınırlı
kalmaktaydı; daha ilerisi için halkın parasal gücü yoktu. Herkes gibi
Gregor’un da doğuştan alın yazısı babası gibi rençber olmaktı. Ama hayır, bu
çocuk düzenin koyduğu engeli aşacak, kendine özgü kararlılık içinde
yeteneğini ortaya koyacaktı, ilkokuldaki başarısı göz kamaştırıcıydı.
Öğretmenlerinin ısrarı üzerine aile, sonunda çocuğun orta öğrenimi için izin
verir. Gregor, evinden uzakta altı yıl bir yurtta yetersiz bakım ve beslenme
koşullarına göğüs gererek okur; ama, acısını uzun yıllar çekeceği yorgun,
cılız ve sağlıksız bir bedenle mezun olur."
§
Sayfa 90 - Tübitak PDFKitabı okuyacak
Hayvan Ve Akıl
Bazı eylemlerde bizden daha becerikli hayvanlar görülse de bunların başka eylemlerde aynı beceriyi gösteremediğine tanıklık ederiz. Bizden daha iyi yaptıkları şeyler, akıl sahibi olduklarını kanıtlamaz çünkü böyle bir durumda, hepimizden daha akıllı olurlardı ve başka şeyleri de daha iyi yaparlardı. Bu onların akla sahip olmadığını ve organlarının yapısına göre onlarda hareket edenin doğa olduğunu kanıtlar. Tıpkı sadece çarklardan ve yaylardan meydana gelen bir duvar saatinin tüm dikkatimize rağmen saatleri bizden daha doğru saydığını ve zamanı bizden daha iyi ölçtüğünü bildiğimiz gibi.
Sayfa 48 - René DescartesKitabı okuyor
Stoa felsefesine göre doğayı derinlemesine düşünmek tanrıyı düşünmektir. Tüm doğa ve evren arınmış bir zihinle düşünülmesi ve felsefeyle incelenmesi gereken tanrinin tapınağıdır. Tanrıyı izle öğüdü, olabildiğince doğayı örnek alma suretiyle tanrıya benzemek ve erdemli yaşayarak yaşam armağanının hakkını verebilmektedir.
Tanrı, bana daha keskin bir zekâ yahut ondan aldığım ışıktan daha kuvvetli bir doğa ışığı bahşetmediği için sızlanacak değilim zira sonsuz sayıda şeyi anlayamamak, idrakin faniliğinden ve fani yaratılmış idrakin doğasından kaynaklanır. Ancak Tanrı'nın bana vermediği başka mükemmellikleri, haksız bir şekilde benden aldığını zannedecek kadar asılsız hislere kapılmaktan uzakta, hiçbir zorunluluğu bulunmasa da içimde oldukça az miktardaki mükemmellikleri bana bahşettiğinden ona minnet duymak için her türlü sebebim var.
Sayfa 60 - Kapra YayınlarıKitabı okuyor
