Hume değişmeyen doğa yasaları olduğunu tartışma konusu yapmaz. Ama doğa yasalarının kendilerini deneyimleyemediğimiz için, yanlış sonuçlar çıkarabiliriz pekâlâ.
Bu örüntülerin, kuralların, yasaların, genellemelerin ya da her ne diyeceksek onların altlarında yatan nedene gelince, bilim bu gibi sorulara yanıt veremiyor ve verebiliyormuş gibi de yapmıyor. Doğa yasalarının doğal fenomenlerin açıklamaları olduğu yolundaki yaygın inanışa karşın, 20.yy'ın büyük filozofu Ludwig Wittgenstein neredeyse yüz yıl önce ünlü Tractatus ( Latince "tez") adlı eserinde şöyle diyordu: "Evren hakkındaki modern anlayışın tümü, o sözde doğa yasalarının doğal fenomenleri açıkladığı yanılgısı üzerine kuruludur." Herhangi bir fenomen için temel bir açıklama yoktur ve yapabileceğimizin en iyisi, örüntünün bir açıklama olduğunu söylemektir. Örüntülerin, temelde yatan gerçeklik ile bizim o gerçeklik hakkındaki anlayışımız arasındaki bağlantılar olduğunu söyleyebiliriz. Bu örüntülerin temeli-fenomenlerin altında yatan doğa yasaları - kendi içinde büyüleyici bir soru olmakla birlikte, bilim alanın katı sınırlarının ötesine ve dolayısıyla konumuzun sınırları dışında kalıyor.
İnsan öznesi, öz-bilinçli bir üretim formudur; fakat bu öz-biçimlendirme aynı zamanda onun, dünyanın kendi mukadder yasaları uyarınca sürekli kendini varoluşa çağırmasına iştirak etme tarzıdır. Özne ve nesne, kültür ve Doğa, özgürlük ve gereklilik bu şekilde birbirleriyle uyumlulaşabilir.
“En karmaşık biçiminde politik erk, hükümet organlarında vücut bulur. Kendisini ‘muhaliflikle’ tanımlayıp merkezi hükümet erkine karşı onun araçlarıyla mücadeleyi öne çıkaran bir hareket daha baştan devletçi düşünceyle bir ahbaplık kuruyor demektir. Bu, en az doğa yasaları kadar gerçektir.”
Can Başkent
Öncelikle bu kitapta olumlu bulduğum ve beğendiğim cümleleri alıntılarıma ekledim ve puanımın 6.5 üzerinden 7 olduğunu başta belirtmek isterim. Yazacağım incelemeleri beğendiğim, katıldığım birçok görüşü kenara bırakarak katılmadıklarımı sormak üzerine olacak. Maddeleştirmek gerekirse;
1-“Osmanlı silinse bir kayıp olmaz” - Bu görüşe tamamen