"En kararlı iyimseri hastanelere, yoksul yurtlarına, cerrahi operasyon anfilerine götürseydik; cezaevlerine, işkence odalarına, köle kulübelerine, savaş alanlarına, infaz yerlerine götürseydik, ona içinde sefaletin soğuk bir merakın göz atışından büzüşüp sindiği bütün karanlık konutları açsaydık, son olarak onun mahkûmların aç bırakıldığı Ugalino kulesine bakmasına izin verseydik, o da sonunda "olanaklı dünyaların en iyisinin" tek neye benzediğini görürdü."