Ah Shakespeare, nasıl da günümüz insanıyla resmen dalga geçer gibi yaratmışsın Macbeth'i... Shakespeare'in tam olarak söylemek gerekirse 415 yıl önce yayınlanan bu eserinde 2021 insanından parçalar bulabilmek çok ilginç; demek ki insanoğlu hiç değişmiyor değişmeyecek de. Bu tiyatro oyununda öne çıkan şey korku ve kibir bana kalırsa ve bunların ardında getirdiği ölümler ve kaos. Her şey birbiriyle harika bir şekilde bağlantılı, hele ki baş kahramanımızın duygu ve düşünce durumu trajik denebilecek kadar sığ ve güç açlığı ile dolu. Tabi anti-kahraman demek daha mantıklı geliyor bana bu durumda Macbeth.
Kısaca özetlemek gerekirse, cadıların kendisine ileride elde edeceğini vaadettiği güce ulaşmak için karısının da gaza getirmesiyle İskoçya kralını, kendi şatosunda öldüren soylu Macbeth kendini bir katilden çok kahraman olarak gösterir ve en sonunda İskoçya kralı olur. Elde ettiği güçten sarhoş olan adam, yaptığı suçlar ortaya çıkmasın ve şanı yürüsün diye kan dökmeye devam eder, aileleri öldürür. En sonunda ise intikam almak isteyen insanlar yüzünden hem İskoçya tahtını hem de canını kaybederek yaptıklarının bedelini öder.
Cadılar ve şatolar her ne kadar şu an yaşadığımız hayatın bir parçası olmasa da, açgözlülük ve kibir belki de daha önce hiç olmadığı kadar hayatımızın bir parçası, belki de bu yüzden 4-5 asır sonra hala Shakespeare anlamını kaybetmedi.