Başkaldırıyorum, öyleyse varız" diyordu köle doğaüstü baskaldırı da "yalnızız" diye ekliyordu, bugün hala bununla yaşıyoruz. Ama boş gökyüzü altında yalnızsak dönmemesiye ölmek gerekiyorsa, nasıl olur da gerçekten var olabiliriz
Sayfa 293Kitabı okudu
RİTSOS'UN OLGUNLUK DÖNEMİ (Chrysa Papandreou) (Çeviri: Cevat Çapan)
Gelgelelim, dramatik öge yeni bir biçimde yorumlanmış bile olsa, antik mitosun bir tekrarından ibaret kalmaz onun şiirinde. Çünkü burada üzerinde düşünülen konu, ''olayların yanı sıra bir de tarihin gördüğü'' işlevdir. Ritsos'un şiirinde, Antik Çağ'dan Hıristiyanlığa, Bizans'tan Batı'ya, yüceliğin kendi içinde taşıdığı yıkıcı güçler tarafından yok edildiği her dönemde, çözülen birliği yeniden kurma çabasına girerek tarihi gözden geçiririz. Ritsos'un Antik Çağ'a bakışında bir değişme arzusu değil, bir kopma arzusu yatar. Kopma Ritsos düşüncesinin temel taşıdır. Bu kopma masal düzlemiyle sınırlı kalmaz. Bize geleneksel biçimleriyle aktarılmış kişiler, olaylar, olayların sebepleri, klasik dönem, fizik ötesi.. Bu bunları yadsır Ritsos. Böylelikle, doğaüstü yazgı; insani ya da toplumsal zorunluluğun bir sınırı, bir yakarıcı başkaldırı haline gelir. Onun şiirinde trajik olan tek şey, hem yaratıcı güç, hem de şiirle felsefe üzerine düşünme anlamına gelen ölümdür.
Reklam
Doğaüstü başkaldırı.
Doğaötesi başkaldıran da, varlığını kesinlediği bir gücün karşısına dikildiği zaman, bu varlığı ancak onu yadsıdığı anda doğrular. Bu üstün varlığı insanın alçaltılmış serüvenine sürükler o zaman, boşuna gücü bizim boşuna koşulumuzla aynı değeri taşır. Yadsıma gücümüzün kapsamına sokar onu, insanın eğilmeyen yanı önünde onu da eğer, bize göre saçma bir varoluşa onu da katar, en sonunda, zaman-dışı sığınağından çıkarak ancak bütün insanların boyun eğişinde bulabileceği ölümsüz sonsuzluktan çok uzak bir şeye, tarihe katar onu.
Can YayınlarıKitabı okudu
Doğaüstü başkaldırı.
İnsanlar herkeste herkesçe benimsenen, ortak bir değere dayanamıyorlarsa, insan için insan anlaşılmaz kalıyor demektir. Ayaklanmış insan bu değerin açıkça benimsenmesini ister, çünkü sezer ya da bilir ki, bu ilke olmazsa, yeryüzünde karışıklık ve cinayet egemen olacaktır. Başkaldırı edimi bir açıklık ve birlik savı olarak belirir onda. Aykırı gibi görünecek ama en basit ayaklanma bile bir düzen eğiliminin belirtisidir.
Can YayınlarıKitabı okudu
Anaksimandros ve başkaldırının erdemleri Rovelli’ye göre kesinliği kabul etmeme kabiliyeti sayesinde bilim dünyaya her defasında yeni bir gözle bakabiliyor. Başkaldırının nasıl bir erdem haline gelebileceğini ve eleştiriye açıklığın yaratıcı sonuçlarını hatırlatmasıyla bile okunmayı hak ediyor Miletli Anaksimandros MÖ 6. yüzyılda her şeyin