Gerçekten korktuğum şey hiçyokluk, olmamak, yanlışlıkla bile, bir rastlantı ya da bir başkasının dikkatsizliği sonucu bile olsa, hiç var olmamış olmak.
Belki seninle bu biçimde konuşmak için çok erken. Belki şimdilik üzücü ve çirkin şeylerden söz etmemeli, yalnızca sevinç ve masumluk dolu bir dünya anlatmalıyım sana. Ama bu seni bir tuzağa çekmek demek olur, çocuk. Dünyanın, yürürken tökezleneceğin, düşüp canını acıtacağın, taşlarla dolu bir yol değil de üstünde yalınayak yürüyebileceğin yumuşak bir halı olduğuna seni inandırmaya çalışmak demek olur. Oysa taşlardan korunmak için demirden ayakkabılar giymek gerek. Bu bile yeterli değil üstelik, çünkü sen ayaklarını korurken adamın biri yerden taşı almış, kafana atmaya hazır olacaktır.