Tüm bu dünyadan, insanlardan ve beklentilerden hoşlanmıyordum. Hayatımı bir odanın içinde kitaplarla geçirsem kendimi daha iyi hissederdim ama bunun doğru olmadığını da biliyordum, bu yüzden deniyordum ve onlarla vakit geçiriyordum. İletişim kurup onları anlamaya çalışıyordum ama insan dediğimiz, o kadar da karmaşık bir varlık değildi ve beni asıl deli eden buydu, ben kocaman bir derinliği düşünürken olup biten çoğu şey öyle sığ geliyordu ki insanlar yüzünden sürekli hayal kırıklığına uğruyordum.
Sayfa 132 - Martı yayınları.Kitabı okuyor
"Kişinin kendi içinde sakladığı utançlar olduğu sürece tam olarak mutlu olmayacağını, doğru insanla cesur paylaşılan utançların insanı iyileştirdiği..."
Sayfa 98Kitabı okuyor
… +29
Ey insan, bu büyük kentte yurttaştın. Üç yıl veya beş yıl fark eder mi? Çünkü onun yasalarına göre herkes eşittir. Seni kentten gönderen bir tiran ya da adaletsiz bir yargıç değildir, seni kentten gönderen ve buraya getiren doğadır, o halde bunda tuhaf olan ne? Bir oyuncunun, onu işe alan yönetici tarafından sahneden alınmasına benzer bu.
"Ama ben yalnızca üç perdede oynadım, beşinde değil!" Doğru söylüyorsun, ama yaşamda üç perde bütün oyun anlamına gelebilir. Çünkü her şeyin sonunu belirleyen, seni vaktiyle bir araya getiren ve şimdi de çözülmenden sorumlu olan şeydir. Her ikisinden de sen sorumlu değilsin. Bu yüzden zarafetle ayrıl sahneden, zira seni sahneden alanda da var aynı zarafet.
Sayfa 132
İşin sırrı, kazanmak ya da kaybetmek değil. Denemek. Belki de olmam gerektiği gibi - olmak istediğim gibi olamayabilirim - ama denemezsem nasıl bilebilirim?
Doğru, korkutucu ama alternatifi ne? Durgunluk - ölümün daha güvenli, daha ürkütücü bir biçimi. Belki vücudun değil, ama ruhun ölümü.
Bir hayvan bunun ne olduğunu bilir ve kabullenir. Belki insan da ne olduğunu bilir - ama sorgular. Çabalar. Değişir. Büyür.
Sayfa 75Kitabı okudu
"Her heyecan, hatta heyecan ihtimali beni çekerdi, duraklamadan onun üstüne doğru yürürdüm, içinde yem olan bir tuzağa yürüyen bir hayvan gibi yürürdüm, orada tekinsiz bir şey olduğunu bile bile yürürdüm.."
