İnanılmaz bir öykünme yeteneği var Süleyman'ın. Güvercinleriyle oynarken girdiği gibi bu kaçış öyküsünü anlatırken de insanı büyülüyor. "Kız gönlüyle varmış", Seyyid'in annesi, Dilber'in Seyyid'e kaçtığını öğrendiğinde dünyada hiçbir şeye sığmayan bir çığlıkla, "Pireli dinsizi komaz onu dünyada, civanım söndürür" demiş, bir bakıma efsaneleşme istidadı taşıyor, anlatıcının naklederken sönükleştirdiği bu öyküler manzûmesi, gerçekte bindokuz yüz ellili yılların sonuna doğru Denizli'nin bir beldesinde geçmişti, Yargıtay'da dosyalan korunuyor olan bu gizemli öykü, Pireli Cevdet'in acımasız kişiliğiyle, Doktor Hayta Bey'in öldürülüşü -esrarlı bir ölümdü- ardından soruşturma esnasında Şakir Usta'nın kurban edilişini anlatıyordu. Yıllarca içinde sıcaklığını koruyarak sakladığı rüyayı Türkçe öğretmeni yıllar sonra gittiği Sivas'ın bir beldesinde yeniden entrik ögelerin betimlemelerle zenginleştirmesi gerekiyordu, süslerden iğrenirdi, soğukkanlılıka, yazmanın güçlüğü ortadaydı, belki de Anadolu'nun ücrü bir dağ köyünde, küçük bir taşra kentinin tenha bir mahallesinde binlercesi yaşayan Süleyman gibi meddahlar daha canlı anlatabilirdi. Bu göndermeyi esinleyen Süleyman'dı.