"Önce nizâm–ı âdem, sonra nizâm–ı âlem." Ne güzel demiş Yunus Emre.! Cümleler doğrudur sen doğru isen ! Bulunmaz doğruluk sen eğri isen!
Osmanlı’dan Tayyip’e Bilim Düşmanlığı
Hikmet Kıvılcımlı, “Osmanlı Tarihinin Maddesi” eserinin Üçüncü Cildinde Osmanlı’da bilimin ne hallere düştüğünü ve buna bağlı olarak Osmanlı Devleti’nin yıkıma nasıl dörtnala gittiğini veciz bir biçimde gözler önüne serer. Biz bu yazıda önce Usta’nın Osmanlı’daki yozlaşmayı somut olarak gösterdiği pasajı, Osmanlıca kısımlarından arındırarak,
Reklam
İnanılmaz bir öykünme yeteneği var Süleyman'ın. Güvercinleriyle oynarken girdiği gibi bu kaçış öyküsünü anlatırken de insanı büyülüyor. "Kız gönlüyle varmış", Seyyid'in annesi, Dilber'in Seyyid'e kaçtığını öğrendiğinde dünyada hiçbir şeye sığmayan bir çığlıkla, "Pireli dinsizi komaz onu dünyada, civanım söndürür" demiş, bir bakıma efsaneleşme istidadı taşıyor, anlatıcının naklederken sönükleştirdiği bu öyküler manzûmesi, gerçekte bindokuz yüz ellili yılların sonuna doğru Denizli'nin bir beldesinde geçmişti, Yargıtay'da dosyalan korunuyor olan bu gizemli öykü, Pireli Cevdet'in acımasız kişiliğiyle, Doktor Hayta Bey'in öldürülüşü -esrarlı bir ölümdü- ardından soruşturma esnasında Şakir Usta'nın kurban edilişini anlatıyordu. Yıllarca içinde sıcaklığını koruyarak sakladığı rüyayı Türkçe öğretmeni yıllar sonra gittiği Sivas'ın bir beldesinde yeniden entrik ögelerin betimlemelerle zenginleştirmesi gerekiyordu, süslerden iğrenirdi, soğukkanlılıka, yazmanın güçlüğü ortadaydı, belki de Anadolu'nun ücrü bir dağ köyünde, küçük bir taşra kentinin tenha bir mahallesinde binlercesi yaşayan Süleyman gibi meddahlar daha canlı anlatabilirdi. Bu göndermeyi esinleyen Süleyman'dı.
Sigmund Freud la ilgili bir şey okumuştum. Freud, bir işte çalışmayan ve ailesiyle yaşayan kişilere terapi yapmıyormuş. Ne kadar doğru bilmiyorum. Birisi geliyor ailesiyle yaşayan ve herhangi bir işte çalışmayan birisi. Bu arada hem psikolojik hem fiziksel çok ciddi bir rahatsızlığı yok yani sağlıklı birisi. Bir takım nevrotik durumları olabilir hepimizde olduğu gibi. Freud ona, "terapi yapmam senle" demiş. "İşe gireceksin, aile evinden ayrılacaksın, o zaman gelirsin terapiye başlarız" demiş. Bu çok önemli bişey gibi geliyor bana çok ders verici geliyor. Yani diyorki her şeyden elini eteğini çekip eve kapanırsan küçük yada büyük herhangi bir işle meşgul olmazsan tabiki bunalıma girersin diyor. Dostoyevski'nin "Bir işe başlamaktan daha hayırlı bir şey yoktur" cümlesi geliyor aklıma.
Lâ tahzen! (Üzülme!) İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman: (c.c), “Ben kırık kalplerdeyim” buyurmadı mı? O halde ne diye üzülürsün ey can? Gündüz gibi ışıyıp durmak istiyorsan; Gece gibi kapkaranlık nefsini yak !..
Türkiyemin özeti...
Deveye sormuşlar boynun neden eğri Nerem doğru ki demiş.
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.