Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
%21 (28/132)
·
Puan vermedi
Bir Numaralı Halk Düşmanı
Reis Bey dedim Reis Bey Asın beni dedim dövün öldürün beni Suçluyum dedim kahpenin soysuzun biriyim ben Vatan hainiyim belki de Çalmadım Öldürmedim ama Daha kötüsünü yaptım Na'aptım biliyor musunuz Halim Beyin deposunda hamaldım geçen yıl Kaçıncı balyaydı kim bilir Kaçırmışım keçileri bir ara Arabalar evler sokaklar alıp başını
Sevgi Duvarı
Sevgi DuvarıCan Yücel · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20184,738 okunma
- Siz kadınların çalışmalarını doğru buluyor musunuz? - Yerine, adamına göre. - İşte benim yerimde bulunan bir kadın çalışmalı mıdır? - Bilmem ki, çalışmaktan ne anlıyorsunuz? Bence kimse boş oturmamalıdır. - Yok, öyle çalışmak değil. Böyle dairelerde, erkekler gibi çalışmak... - Geçineceği yoksa aç duramaz ya! - Aç duramaz ama o kadının başka vazifeleri yok mudur? - Çalışmakla kadınlıktan çıkmıyor ya. Gene kadınlığını eder!.. - Çıkmaz olur mu? Bir daha o kadın evine, salonuna nasıl bakar? İster istemez çocuk doğurmaktan kaçar... - Ben kadın olsam kendi ekmeğimi kendim kazanmak ve gönlümün istediği zaman istediğim erkekle yaşamak yolunu tutardım! - Kadın değilsiniz de onun için böyle düşünüyorsunuz. Kadınlar idare olunmaktan hoşlanırlar. Kadın çalışır, çalışmaz değil ama idareyi düşünmek kadınlara ağır gelir. Her zaman kendilerini idare edecek bir erkek ararlar.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Hüznün derinliklerine doğru inen o korkunç yol. İnsan bir kez mutsuz oldu mu, içinden neşeli hiçbir şey yapmak gelmiyor. Artık uyandığımda plak çalmıyorum. Artık müzik dinlemiyorum, sinemaya gitmiyorum, kendime güzel bir şey aldığım yok.
208 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
"KİMİN KİM OLDUĞUNU ÇÖZEMEDİĞİMİZ ZAMANLAR."
Çoğumuzun çocukluğundan hatırladığı, anne, baba ya da başka büyüklerinden duyduğu masallar, efsaneler vardır. Öyle bir anlatırlar ki size, öyle bir kaptırırlar ki kendilerini, , onlara bakan, bilgi açlığıyla bekleyen birkaç göze, anlattıkları hikayenin gerçek olduğunu ispat etmek isterler sanki. Ben de bir zamanlar o çocuklardan biriydim. Babamın
Luna
LunaBuğra Gülsoy · İnkilap Kitabevi · 2022244 okunma
Susmak istiyorum, derince susmak. Toprak kadar susmak mesela, tüm günahkârları bağrına gömmesine rağmen susmak. Ağaçlar kadar susmak mesela, tüm fırtınalara rağmen susmak. Devrilsem de susmak, tüm yapraklarımı döksemde susmak. Kitaplar kadar susmak istiyorum mesela, Kapağıma bakıp geçenlere susmak. Sadece sayfalarımdaki resimlere bakanlara susmak. Hayatımın son sözüne kadar beklesem dahi susmak. Eğer ki bir gün beni okumak isteyen olursa, sesimi duyurabilmek için susmak. Satırlarımı takip ederken tüm benliğimi hissetsin diye. Sayfalarımı çevirirken duyduğu heyecanı görebilmek için susmayı tercih ediyorum. Bilmiyorum doğru mu yapıyorum. Bildiğim tek şey boğazım yırtınırcasına bağırsam da, sesimi sadece duymak isteyenin duyacağını. m.K_
Doğu Karadenizliler, bu doğru mu? :D
Söz dağarcığında ayıp sözcük listesi çok kısa olan kırsal kesimin, küfür edebiyatı da fazla gelişmemiştir. Örneğin, Doğu Karadeniz'de erkeklerin küfeetmesi ciddi bir olay olduğundan onlar küfretmezler, kadınlar küfreder. Şehirler ise, sözcük hazinesi binin altında bulunan ve bunun içinde küfür sözcüklerinin oldukça fazla yer tuttuğu alt katmanlar üretiyorlar.
Sayfa 112
Reklam
Bir akşamüstü telefon çaldı… Antalya'dan arıyorlar… "Biz Antalya'da oturuyoruz. Çocuğumuz çok hasta… Şaban gelirse yemek yerim, ilaç içerim diyor… Nasıl görüşebiliriz?…" Telefon numarasını aldım… Akşam O'na anlattım. Dizi çekimleri olduğu için gitmesi imkânsızdı… Çok üzülmüştü… Hemen telefon etti… Çocuk O'nun sesini tanıdı… Konuşurken yüzünde derin bir acı gördüm… Gözleri doldu, çocuğun annesine her akşam arayacağına söz verdi… Bir ay kadar her akşam aradı… "Aç ağzını." "Köfteni al" "Bir kaşık da yoğurt ye." "ilacını yuttun mu?" Annesinin söylediğine göre akşamı sabırsızlıkla bekliyor, yemeğini yiyor, ilacını alıyordu çocuk… Bu telefon konuşmaları için çalışma odasına giriyor, sanırım kapattıktan sonra bir müddet yalnız kalmak istiyordu… Odadan çıkınca yüzü kıpkırmızı, gözleri yaşlı oluyordu… Bir sabah çocuğun annesi aradı… "Gül Hanım, Kemal Bey'e söyleyin, artık aramasına gerek kalmadı." Nasıl bir duyguydu bu?… Bir anda ne söyleyeceğimi şaşırdım… Sanki bir şeyler yapmalıydım… Ama ne?… Akşam O geldi… Biraz gecikmişti… Çalışma odasına doğru giderken, "Arama" dedim. "Neden, geç mi oldu?" "Yok, artık arama." Gözleri doldu… Oturma odasına gitti, kanepeye uzandı… Belli ki canı konuşmak istemiyordu… Akşam yemeği yemeden uyudu… Bu konu bir daha hiç açılmadı… Eminim her köfte gördüğünde telefon arkadaşını hatırlıyordu… Hiç görmediği çocuğa bağlanmıştı… Unutmadı son günlerine kadar…
Sayfa 185 - Doğan KitapKitabı okudu
Söyle...
Ellerimi sımsıkı tutarken bırakman doğru mu?
Doğru mu tartışılır…
Genç bir adamı hiçbir şey düzgün bir kadınla irtibat kurmak kadar şekle sokamaz.
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
•Kıymık - Sebastian Fitzek•
"Çünkü mutluluk hissi ne olursa olsun, tekrar üretilebilir bir şey değildir. Bir düğmeye basıp çağrılamaz. Bu durum paradoksal bir biçimde ağrı, acı ve sıkıntılar için geçerli değildir."
Kıymık
Kıymık
Merhabalar... Beni benden alan bir alıntıyla başlamak istiyorum.
Sebastian Fitzek
Sebastian Fitzek
'in
Kıymık
KıymıkSebastian Fitzek · Pegasus Yayınları · 2011459 okunma
Reklam
Doğru zamanda öl! Yaşarken yaşa. İnsan yaşamı tamamlayıp öldüğü zaman ölüm taşıdığı dehşeti yitirir. İnsan doğru zamanda yaşamazsa asla doğru zamanda ölemez. Yaşamını tamamlayabildin mi? Kendi yaşamını tam anlamıyla yaşadın mı yoksa yaşam mı seni yaşadı? Sen mi seçtin yoksa o mu seni seçti? Sevdin mi yoksa pişman mı oldun? Yoksa boşa mi harcadın?
Yüzlerce veda 31 EKİM 2016 ‘Bana bir hikâye anlat’ dedi adam. Sesi, yaşamaktan yorulmuşların bezgin tınısını taşıyordu. ‘Bana bugüne dek duymadığım bir modern zaman hikâyesi anlat’. Durmuş kalp için bir elektroşok. Ona içinde nefes alacağı bir hikâye sunabilir miydim? ‘Veda etmeyi biliyor musun?’ dedim, ‘hiç vedalaşamadan bir sevdiğini toprağa
"Bir kimsenin kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız. Konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emânet edildiğinde ona riâyet ediyor mu, dünyaya meylettiği zaman helâl-haram gözetiyor mu, ona bakınız. ☆ Hz. Ömer
Sayfa 122 - Yüzakı YayınlarıKitabı okuyor
Doğru mu?
Gidenler sevinçliydi. Geride bıraktıklarına karşı ayıp olmasın diye üzgün görünüyorlardı.
Sayfa 209 - İletişim Yayınları, 56. Baskı, 2023.Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.