Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazıları sanatçılara filan tiwit atmıyor filan diyor. Heykel yapan birçok cemaate göre sanatçı değil. Şiir yazanların bir kısmı. Şarkıcı, türkücü, balerin, saz çalan... Hangi sanatçıdan bahsediyorsunuz. Belki doğru olanı yapıyordur. Hem bi sanatçı ol, sonra tiwit filan at. Hem tiwit ne işe yarıyor. Bazı bilim adamları sosyal medyayı kullanmıyor. Sanatçıdan beklentiniz varsa, neden onu küçük görüyorsunuz... Yok Avrupa'daki atıyormuş. Avrupa sanatta üstün mü demek oluyor bu. İnsanlıkta mı üstün... Hem Avrupa'daki sanatçı doğru olanı yapınca üstün, ama sanat yapan kötü. Ne yazdım şimdi ben.
Aşk mı yoksa eksikliğini hissettiğimiz şeyleri tamamlama çabası mı?
Konuyu Zeki Demirkubuz'un Kader Filmi üzerinden ele alacak olursam tüm hayatını aşkı için feda eden Bekir'in yolculuğunu anlatıyor film. Başta sessiz ve içine kapanık olan Bekir filmin sonlarına doğru Uğur'a duyduğu aşkı uğruna öngörülen karakter gelişiminin tersine bir gelişim gösteriyor. Bu noktada Uğur karakterine değinecek olursam Bekir'in tam tersine cıvıl cıvı, yeri geldiğine dişlerini sıka sıka hakkını savunan bir kadın. Peki Bekir'in peşinden koştuğu Uğur mu yoksa Uğur'a biçtiği anlam mı? Aslında kimi zaman kendimizde eksik olan tamamlamaya çalıştığımız unsurlar, algımıza takılmaya pek bir eğlimli olur. Filmde başta sessiz ve özgüvensiz olan Bekir bir gün dükkana gelen Uğur'a kalbini kaptırıyor ve sadece resmine bakarak zaman geçiriyor, bir eylemde bulunmuyor. Bekir aslında burada adını"aşk" koyduğu bu duyguda kendisinde eksik olan parçanın arayışına giriyor olabilir mi? Sokrates bu durumu  Diotima‟nın sözleriyle şu eşkilde açıklıyor: Diotima‟ya göre “aşk şeylerin aşkıdır”. Bu şeyler bir aşığın “kendisinde eksikliğini duyduğu şeylerdir”. Aşkın konusu, âşık kimsenin arzuladığı şeyler, onun sahip olmadığı ve yoksun olduğu şeylerdir. Diotima‟ya göre, aşkın bir yoksunluk olduğunu düşünen kimseler için “eros” bir Tanrı olamaz, çünkü “eros” yoksunluk içindedir, iyi ve güzel şeyler ister.
Reklam
Bu düzen mi farklı, ben mi? Hayatın ve insanların öğrettikleri neden eylemleriyle çelişiyor? Yalan mı söylüyorlar yoksa sadece kendilerini mi kandırıyorlar? Demagoji denilen şey, duygu ve düşünce hırsızlığı değil midir? Koca bir dolandırıcılık değil midir? Terimi süslü taktikler olarak pazarlıyorlar. Uyuşturucunun küçük dozlarıyla yapılan ilaçlar nasıl ki bize şifa verirken, fazlası bizi zehirler ve bağımlılık yaparsa; demagoji de öyle değil midir? Sağlıkta ve benzeri iyiliklerde azı fayda sağlar ama fazlası ruhumuzu çürütür, benliğimizi esir alır. Bu dünyada bana göre iki tür yaşam var: Biri, her şeyi mantığın süzgecinden geçirip genel doğrulara göre şekillenen, akıl ve ahlakla örülen bir yaşam. Diğeri ise, doğru bilgileri kendi çıkarlarımız için eğip bükerek 'doğru yaşam' diye pazarlanan, aldatıcı ve sığ bir varoluş. Peki, biz hangi yolu seçmeliyiz? Mantığın peşinden gidip özgür mü olmalıyız, yoksa kendi kurduğumuz yanılsamalar içinde köle mi kalmalıyız? Gerçekten yaşamak nedir? Kendi doğrularımızla mı yoksa evrensel doğrularla mı yol almalıyız? Sorularla dolu bir dünyada, cevabı kim verecek? Bu düzen mi farklı, yoksa biz mi?
Eğri ağacın doğru gölgesi olmaz!
Gençler görmüyorlar önlerinde şu anda örnek.Biz gençliğe fatura ediyoruz.Gençlik şöyle gitti,gençlik böyle gitti.Gençlik ne yapsın? Gençlik babasını görüyor, babası evde oturuyor televizyonun karşısında ya da telefonu elinde akşama kadar oradan oraya, oradan oraya. Gençlik ne yapsın? O gençten sen ne bekleyebilirsin Allah aşkına? Sen ne verdin ki ne istiyorsun? İmam Gazali'nin ifadesiyle "Eğri ağacın doğru gölgesi olur mu?" Bir kere ağaç eğri, sen eğrisin, sen doğru bir örnek olmuyorsun ki gençlerden bu manada bir şey isteyesin. Gençler görmüyorlar.
Muhammed Emin Yıldırım
Muhammed Emin Yıldırım
Bayım, hayatımda olduğunuz için o kadar mutluyumki! Sizin gibi ahlaklı bir insanı sevmek iyi hissettiriyor. Doğru kişiye zaman ayırdığıma emin oluyorum. Bütün zamanlarımı size feda edebilirim bu yüzden. İnşallah iyisinizdir, Fransa’ da durumlar nasıl? Micheal hâla emeklilik yaşı için kaygılanıyor mu? Peki siz? Siz nasılsınız? Güneşli havalarda taze çimenlerde gül kokularının arasında köklü bir ağacın altında hayatın zevkini yaşabiliryormusunuz?
Sabredenleri müjdele!
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." İbrâhim 14/42 El-Hak, Allah ‎ﷻ vaadini yerine getirecektir. Peki ya bizler vaadini yerine getiren Mü'min sınıfına dâhil olabilecek miyiz? İbrâhim'in ateşine su taşıyan karınca misali,
Reklam
Sabredenleri müjdele!
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." İbrâhim 14/42 El-Hak, Allah ‎ﷻ vaadini yerine getirecektir. Peki ya bizler vaadini yerine getiren Mü'min sınıfına dâhil olabilecek miyiz? İbrâhim'in ateşine su taşıyan karınca misali,
Sabredenleri Müjdele
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." İbrâhim 14/42 El-Hak, Allah ‎ﷻ vaadini yerine getirecektir. Peki ya bizler vaadini yerine getiren Mü'min sınıfına dâhil olabilecek miyiz? İbrâhim'in ateşine su taşıyan karınca misali,
Sabredenleri müjdele!
"Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor." İbrâhim 14/42 El-Hak, Allah ‎ﷻ vaadini yerine getirecektir. Peki ya bizler vaadini yerine getiren Mü'min sınıfına dâhil olabilecek miyiz? İbrâhim'in ateşine su taşıyan karınca misali,
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.